3I/ATLAS teorileri tetikledi: 30 yıl önce gönderilen sinyale cevap mı geldi?
Aylardır 3I/ATLAS adlı uzay cismi uzay araştırmalarının odağından düşmüyor. Son olarak Güneş’in yakınından geçen 3I/ATLAS'ın radyo sinyali yaydığı iddia edildi. Konu hakkında teoriler birbirini kovalarken 30 yıl önceye dair bir haber dikkat çekti
- MeerKAT teleskobundan 3I/ATLAS kuyruklu yıldızından radyo sinyali tespit edildi.
- Sinyaller, uzaylı iletişiminin bir kanıtı gibi görüldü ama doğrudan hidroksil (OH) moleküllerinden kaynaklandığı bulundu.
- Bu keşif SETI Enstitüsü'nün araştırmalarını hatırlattı.
Güney Afrika Radyo Astronomi Gözlemevi’ne bağlı MeerKAT teleskobunun bir süre önce Güneş’in yakınından geçen 3I/ATLAS’tan doğal bir radyo sinyali tespit ettiği iddia edildi.
Bu sinyalin bir iletişim frekansı olmadığı, doğrudan hidroksil (OH) moleküllerinden kaynaklanan doğal radyo emisyonu olduğu ifade edildi.
3I/ATLAS hakkında internette ve sosyal medyada pek çok teori birbirini kovalarken, radyo sinyali yaydığı ifadesi SETİ Enstitüsü'nün ilk araştırmalarını akıllara getirdi.
SETI Enstitüsü, uzayda akıllı hayat arayışına yönelik çalışmalar yürüten uluslararası bir araştırma kurumu olarak tanınıyor. 1980'li yıllarda kurulan enstitünün merkezi ABD’nin Kaliforniya eyaletinde, Silikon Vadisi ve NASA Ames Araştırma Merkezi’ne yakın bir bölgede bulunuyor. Kurum bünyesinde yaklaşık 100 bilim insanı ile eğitim ve tanıtım birimlerinde görev yapan uzmanlar çalışıyor.
30 yılı aşkın süredir radyo dalgalarıyla uzaylı arayan enstitü, uzay araştırmaları üzerine pek çok çalışmayı yürütüyor.
Enstitünün ilk projelerinden olan SETİ Projesi ile gönderilen radyo frekansı cevapsız kalmış, 13 Aralık 1983 tarihli Türkiye gazetesine bu durum şöyle yansımıştı:
FEZA'DAN BİR CEVAP YOK
Harvard Üniversitesi alanında kurulan bir teleskop sayesinde 131.072 kanaldan radyo işaretleri araştırılıyor. Ne var ki bugüne kadar hiçbir müsbet işaret alınamadı.
“M-3” olarak isimlendirilen yıldız kümesinde zeki mahlûkların mevcudiyetini araştıran ilim adamlarına kestirme cevap: “Zaman kaybı, boşuna yoruluyorsunuz!”
Asırlar boyunca insanların zihnini kurcalayan bir mesele son zamanlarda dünya basınında yeniden gündeme getirilmiş bulunuyor. İnsanların yaptığı son araştırmalardan bir tanesi de uzayda insana benzer yaratıkların bulunup bulunmayacağı.
Dünya basınında yer alan haberlerde uzayda insandan başka kendine mahsus şekliyle medeniyetlerin var olup olmadığı söz konusu. Son zamanlarda ilim adamlarının “uzaylılar” ile temasa geçme gayretleri neticesiz kalınca ümitsizliğe düşen araştırmacıların yeniden araştırma ve merakları yüzünden acayip mahlûklar ve medeniyetleri ile irtibat kurma teşebbüsleri tekrar alevlendi.
“M-3” olarak isimlendirilen yıldız kümesinde zeki mahlûkların mevcudiyetini araştıran ilim adamları diğer meslektaşlarının “zaman kaybı, boşuna yoruluyorsunuz” gibi tenkitleri ile karşı karşıya kalıyorlar.
SAMANYOLU 10 MİLYON SENE SONRA ARAŞTIRILACAK
Araştırma taraftarı olan ilim adamlarına göre yıldız sistemimiz “Samanyolu” on milyon sene zarfında tamamen araştırılarak “müstemleke” hâline getirilecek. Samanyolu’nda yaklaşık 200 milyar yıldızın bulunduğunu göz önüne alırsak bu iddianın çok büyük olduğu kolayca anlaşılır.
23 sene devam eden SETI projesi uzayda hiçbir medeniyetin tek ispatını getiremeyince ilim adamlarının buna benzer projelere artık zaman ve para israfı gözü ile bakmaya başladıkları ifade ediliyor. İlim adamlarının ekseriyetine göre insan gibi yapısı çok girift olan bir yaratığın teşekkül etmesi için “kataloglar dolusu” özelliklerin bir araya gelmesi gerekiyor.
GÜNEŞ DÜNYA'DAN ÇOK HAFİF UZAKLAŞSA...
Amerikalı fizikçi Michael Hart’ın kompüter yardımı ile yaptığı ince hesaplar neticesinde dünyanın güneşten çok hafif uzaklaşması veya yakınlaşması halinde okyanuslar tamamen donup veya buharlaşabilecek.
ŞİMDİYE KADAR MÜSBET NETİCE ALINAMADI
Radyo ve teleskoplar yardımı ile yapılan araştırmalardan şimdiye kadar uzayda insanlara benzer veya daha değişik biçimde bir yaratığın bulunabileceği konusunda müsbet netice alınamadığı haber veriliyor.
16 Kasım 1974’te 304 metre çapındaki Porto Riko radyo teleskobundan gönderilen radyo mesajı “M13” yıldız kümesini hedef alıyordu. Mesaj, dünyanın koordinatları, dünya hayatının biyolojik yapısı, teknoloji seviyesi, insanlığın kısaca bir hüviyeti gibi malûmat ihtiva ediyordu. Üç dakika kadar süren radyo mesajı 300 bin kadar yıldızı olan “M 13” yıldız kümesine gönderildi. Fakat yaklaşık 24 bin ışık senesi ötede bulunan M 13’e mesajın ulaşamayacağını belirten ilim adamları dünyanın en kuvvetli teleskobunun 30 ışık senesi öteye kadar yayın yapabildiğini ileri sürüyorlar.
Bu şartlar altında dünyadaki meraklı ilim adamlarının uzayda insanlara benzer veya daha değişik tipte bir yaratığın bulunup bulunmadığını öğrenebilmesi çok zor. Şimdilik bilinmeyen bu durum belki de milyonlarca sene sonra gerçekleşebilir. Kim bilir?...
