Sivaslı mühendisten hayrete düşüren buluş! Radyasyonu engelleyen yastık geliştirdi

Sivas’ta yaşayan Yıldıray Aluç, doğadaki minerallerin insan sağlığı üzerindeki faydalarını incelerken dikkat çeken bir buluş geliştirdi.

ELEKTROMANYETİK ALANI ENGELLEYEN YASTIK GELİŞTİRDİ

Sivas'ta bol miktarda bulunan manyetik, barit ve grafit gibi mineralleri, aromatik bitkiler ve doğal koku-nem alıcı tabletlerle bir araya getirerek, elektromanyetik alanı soğuran bir yastık tasarladı. Aluç, bu malzemelerin bir araya getirilmesiyle gün içinde elektromanyetik alana maruz kalan kişilerin dinlenme sürecinde rahatlamasını amaçlıyor.

RADYASYONA SON: CEP TELEFONUNU BİLE ENGELLİYOR

Özellikle cep telefonları, modemler ve diğer elektronik cihazların oluşturduğu radyasyondan insanların daha az etkilenmesini hedefleyen Aluç, yastığın astar kısmına içerisine mineralleri koyduğu özel cepler dikiyor ve cep sayısını talebe göre değiştirilebiliyor. Yıldıray Aluç, deneme amaçlı bir cep telefonu yastığın içine yerleştirilip arandığında ‘aradığınız kişiye ulaşılamıyor' uyarısı aldığını söyleyerek, "Bu sonuç, yastığın elektromanyetik alanı etkin şekilde engellediğini gösterdi. Yastığı kullananlar ise daha rahat uyuduklarını söylüyorlar" dedi.

"İNSANLAR UYUYAMIYOR"

İnsanların hizmetine sunmak için böyle bir çalışma yaptıklarını belirten Yıldıray Aluç, "Sivas'ta bulunan bitki ve minareleri insanlar için nasıl kullanırız diye düşündüm. Daha sonra bu mineral ve bitkilerin elektromanyetik alan ve manyetik alan soğurucu özelliği olduğunu fark ettik. Bu sonuca ise yapılmış bilimsel çalışmalar ve kendi denemelerimiz ile anladık. Bunu da insanların hizmetine sunmak için böyle bir çalışma yaptık. İnsanlar, gün içerisinde çalışıyor ve akşam evlerine yorgun bir şekilde dönüyorlar. Gün içerisinde internet ağına, modemlerin ve cep telefonların elektromanyetik alanlarına maruz kalıyorlar. Eve geldikleri zaman uykuya dalamama problemleri oluyor. Uyduklarında ise uykularını alamıyorlar. Biz de bunların önüne geçmek için doğada bulunan minerallerin elektromanyetik alan ve manyetik alan özelliğinden faydalanarak bir yastık yaptık. Yastığın içerisine Sivas'ta bol bulunan manyetit ve barit bulunuyor. Elektromanyetik alanı soğurması içinde özel bir kumaş kullanıyoruz. Ama Sivas'ta bulunan bazı minareler bunu doğal olarak önleyebiliyor" dedi.

"ELEKTROMANYETİK ALANDAN ETKİLENMİYORSUNUZ"

Yastığı kullananların rahat uyuduğunu söyleyen Aluç, "Yastığı yaparken ise önce astarımızı diktik. Astarın içerisine ise cepler diktik. Cep sayısı kişiye göre değişebilir. Ceplerin içerisini ise minareler ile doldurduk. İçerisine koku ve nemi alması için de bir ürün koyduk. Bu işlemleri yaptıktan sonra doğal radyasyon emici olan yünümüzde yastığın içerisine doldurduk. Denemek amaçlı telefonumuzu yastığın içerisine koyduk ve telefonla arama yaptığımızda ‘aradığınız kişiye ulaşılamıyor' dedi. Ek olarak ise madenden yapılan kumaşı astara komple kaplıyoruz. Bu sayede elektromanyetik alandan etkilenmiyorsunuz. Çocuklar radyasyondan etkilenmesin diye beşiklerin üzerine de kullanılabilir. Radyasyona bağlı kalınarak çalışan bazı işlerde, kişiler buna uygun kıyafet dikilebilir. Yastığı kullananlar ise daha rahat uyuduklarını söylüyorlar" diye konuştu.

Melin Öztürk
7 Kasım 2025
Melin Öztürk
Avrupa semalarında Türk kalkanı! MEROPS Polonya ve Romanya hava sahasını koruyacak

Avrupa’nın doğusunda güvenlik endişeleri artarken, Polonya ve Romanya hava sahaları Türk savunma teknolojisinin koruması altına giriyor. Her iki ülke, Rusya’dan gelen tehditlere karşı ASELSAN üretimi MEROPS karşı-dron sistemlerini konuşlandırma kararı aldı.

#r-1157739#

TÜRK YAPIMI MEROPS, AVRUPA SEMALARINDA

ABD merkezli Associated Press (AP), Polonya ve Romanya’nın Ukrayna’daki savaş sonrası artan hava tehditlerine karşı Türk savunma sanayisine yöneldiğini duyurdu.

NATO Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanlığı Operasyonlardan Sorumlu Kurmay Başkan Yardımcısı Albay Mark McLellan, "MEROPS sistemleri, insansız hava araçlarını son derece hassas biçimde tespit etme kabiliyeti kazandırıyor" dedi.

McLellan, “F-35 uçağını havalandırıp bir roketle hedefi vurmak yerine MEROPS çok daha düşük maliyetle İHA’ları tespit edip etkisiz hale getirebiliyor” ifadelerini kullandı.

ASELSAN İMZASI: DÜŞÜK MALİYET, YÜKSEK ETKİ

ASELSAN tarafından geliştirilen MEROPS sistemi, İHA’ları yüksek doğrulukla tespit ederek konum bilgilerini kara ve hava unsurlarıyla paylaşıyor. Bu sayede hedefler, insan müdahalesine gerek kalmadan etkisiz hale getirilebiliyor.

Polonya ve Romanya’nın yanı sıra Danimarka da aynı sistemi envanterine dahil edecek. Avrupa genelinde konuşlandırılacak Türk yapımı sistem, NATO’nun doğu hattında “dijital hava kalkanı” oluşturacak.

RUS TEHDİDİ SONRASI HAREKETE GEÇTİLER

Polonya ve Romanya’nın bu adımı, Eylül ayında Rus İHA’larının iki ülkenin hava sahasını ihlal etmesinin ardından geldi. Polonya o dönemde 21 Rus İHA’sını düşürdüğünü açıklamıştı.

Varşova yönetimi, ayrıca Avrupa Birliği’nin kurmayı planladığı “dron duvarı” projesini beklemeden, 2026 yılının ikinci çeyreğinde Hornet-Polskie Drony şirketi aracılığıyla yerli dron üretimine başlamayı planlıyor.

TÜRKİYE'NİN SAVUNMA TEKNOLOJİLERİ AVRUPA'YA YAYILDI

Türk savunma sanayisinin geliştirdiği sistemlerin NATO ülkeleri arasında yaygınlaşması, Ankara’nın teknoloji alanındaki etkisini güçlendiriyor. MEROPS’un kısa sürede Avrupa genelinde yaygınlaşması, Türkiye’nin hava savunma alanındaki küresel konumunu daha da pekiştirecek.

Muzeyyen Bıyık
7 Kasım 2025
Muzeyyen Bıyık
Saat&Saat 2025 yılında 8 ödülle başarısını taçlandırdı

Bakış açısı, yenilikçi iletişim dili ve toplumsal duyarlılığıyla fark oluşturan Saat&Saat, yılın ilk yarısında Brandverse Awards’ta kazandığı 5 ödülün ardından, The Hammers Awards ve Gigi Awards’ta elde ettiği 3 yeni ödülle başarısını perçinledi.

Sosyal sorumluluk vizyonuyla öne çıkan Saat&Saat, bu yıl The Hammers Awards’ta, Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik Bölümü kapsamında verilen “Sürdürülebilirlik ve KSS Alanlarında Optimum Bütçe ile Harikalar Oluşturanlar” kategorisinde Bronz Ödülün sahibi oldu.

Üretken ve etkileyici hikaye anlatımına verdiği önemle sektörde fark oluşturan Saat&Saat,
Pazarlama İletişimcileri Derneği öncülüğünde düzenlenen Gigi Awards’ta ise büyük bir başarıya imza attı. Saat&Saat’in dikkat çeken kısa filmi “Saat Kullanmayı Beceremedik”, film kategorisinde hem En İyi Kurgu hem de En İyi Film ödüllerine layık görüldü.

Saat&Saat Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Berfin Kaplan Albayrak: “Geçtiğimiz yıl olduğu gibi 2025 yılında da kazandığımız ödüllerle; yenilikçi yaklaşımımızı, sürdürülebilirlik alanındaki kararlılığımızı ve iletişim gücümüzü bir kez daha ortaya koyduk. Güçlü hikaye anlatımımız, stratejik iletişim kabiliyetimiz ve topluma değer katma vizyonumuzla, sektördeki lider konumumuzu her geçen yıl daha da pekiştiriyoruz.” dedi.

SAAT&SAAT HAKKINDA

Saat&Saat’in yolculuğu, 1971 yılında toptan saat ticaretiyle başlayan bir serüvene dayanmaktadır. 1994 yılında kurulan Saat&Saat, toptan saatçilik sektöründeki köklü varlığından temel alan deneyimlerin distribütörlük ve perakendeye taşınmasıyla sektöre güçlü bir giriş yapmıştır. 2005 yılında ilk mağazasını Cevahir AVM’de açarak perakende sektörüne atılmış, 2009 yılında ise SaatveSaat e-ticaret sitesiyle online satış kanalına giriş yapmıştır. Kuruluş yılında portföyüne kattığı ilk yurt dışı distribütörlük markası Adidas ve hemen ardından DKNY ile büyümeye başlayan Saat&Saat yıllar içinde; Maurice Lacroix, Raymond Weil, Universe Constant, Versace, Ferragamo, Ebel, Jacques Philippe, Boss, Emporio Armani, Guess, Michael Kors, Welder, Fossil, Philipp Plein, Gc, Calvin Klein, Furla, Ted Baker, U.S Polo Assn., Kenneth Cole, Tory Burch, Tommy Hilfiger, Lacoste, Diesel, Adidas gibi dünya çapında ün kazanmış 30’dan fazla markayı portföyüne kattı. Marka bilinirliği %85 olan Saat&Saat; 163 mağaza ve shop-in-shop, 699 bayi ve zincir mağaza satış noktası, www.saatvesaat.com.tr, tüm pazaryerleri ve 30’a yakın ülkede yurt dışı dağıtım ağı ile ürünlerini müşterilerine sunmaktadır. 30 yıllık deneyimiyle Türkiye genelinde tüm markalara “Kapsamlı Teknik Servis” hizmeti sağlamaktadır.

Zeynep Erdivanlı
7 Kasım 2025
Zeynep Erdivanlı
Gözler Sındırgı'dayken tehlike başka yerde! Bir kentin tüm ilçeleri diri fay üzerinde

Balıkesir

'in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos'ta meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından bölgede 15 bini aşkın artçı sarsıntı kaydedildi. 

Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Sındırgı Fayı'nda meydana gelen bu yoğun sarsıntıların ardından oluşan stres transferine dikkat çekerek, zaman zaman Sındırgı Fayı'nın batısında yer alan

Gelenbe Fay Hattı üzerinde mikro depremler meydana geldiğini

söyledi.

#r-1158257#

MANİSA VE BALIKESİR'E DİKKAT

Son günlerde Gelenbe Fayı üzerinde 4.0 büyüklüğüne ulaşan depremlerin kaydedildiğini aktaran Aykan, bu fay hattının 6.0 ve üzeri büyüklükte depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Kuzey-güney doğrultulu Gelenbe Fayı'nın, üzerindeki stresi kuzeye veya güneye doğru transfer ettiğini belirten Aykan,

"Eğer stres kuzeye transfer olursa, Balıkesir şehir merkezinden geçen Gökçeyazı Fayı risk oluşturabilir. Güneye transfer olursa bu kez Manisa Kırkağaç çevresi tehlike altına girebilir"

dedi.

Sındırgı Fayı'nın tamamının henüz kırılmadığını hatırlatan Aykan, bölgede 6 ve üzeri büyüklükte bir depremin meydana gelme ihtimaline dikkat çekti. Uzman isim,

"Deprem fırtınasının uzun bir süre daha devam etmesi bekleniyor"

ifadelerini kullandı.

BURSA'NIN TÜM İLÇELERİ DİRİ FAY ÜZERİNDE

Jeoloji Mühendisi Aykan, Bursa'nın neredeyse tüm ilçe sınırlarının diri fay hatları üzerinde yer aldığını belirterek,

özellikle İznik-Mekece Fayı'nın 960 yıldır sessiz olduğunu ve en son 1065 yılında yıkıcı bir deprem ürettiğini

hatırlattı.

Ayrıca, Ankara, Kocaeli ve Eskişehir Teknik Üniversiteleri'nin ortak yürüttüğü çalışmalarla,

Kayapa-Yenişehir arasında 95 kilometre uzunluğunda yeni bir aktif fay hattının tespit edildiğini

açıklayan Aykan, bu hattın halen MTA'nın diri fay haritasında yer almadığını söyledi.

Bursa'da 1855 yılında yaşanan büyük depremin kente büyük zarar verdiğini hatırlatan Aykan, "Ulu Cami'nin iki kubbesi çökmüş, 150 caminin minareleri yıkılmış, şehirde yangınlar çıkmıştı" dedi.

Ayrıca 1400 yılında Yenişehir çevresinde etkili bir başka büyük depremin yaşandığını da ekledi.

Aykan, 625 yıldır enerji biriktiren Bursa fay hattının büyük bir deprem üretme potansiyeli taşıdığını belirterek,

"Bursa'nın, deprem riski yüksek illerimizden biri olduğunu unutmamalı, depreme karşı dirençli kent yapısı oluşturmak için hazırlıklarımızı bir an önce tamamlamalıyız"

uyarısında bulundu.

Sinem Eryılmaz
7 Kasım 2025
Sinem Eryılmaz
Bu otomobillere ilgi azalıyor! İşte satışları en çok düşen markalar 

TÜRKİYE GAZETESİ/Ö. Faruk Bingöl-

Türkiye’de

otomobil

satışları bu yılın ilk 10 ayında 833 bin 382 adede ulaşırken; Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği tarafından açıklanan verilere göre, satılarda geçen yılın aynı dönemine göre %10,98’lik yükseliş yaşandı.

Markalar bazında satışlara bakıldığında ise Ocak-Ekim 2025 döneminde pazardaki büyümeye karşılık, bazı markaların satışlarında düşüş yaşandı.

#r-1158239#

SATIŞLARI EN ÇOK DÜŞEN MARKALAR

10 aylık dönemde toplam satışları 2 bin adet ve üzerinde olan markalara bakıldığında, oransal olarak satışları en fazla gerileyenler şöyle sıralanıyor:

1-Chery

: 24 bin 559 adet (%-51,67)

2-Honda

: 12 bin 991 adet (%-36,53)

3-Dacia

: 19 bin 207 adet (%-32,81)

4-Seat

: 6 bin 299 adet (%-29,07)

5-Fiat

: 59 bin 645 adet (%-12,21)

6-Ford

: 20 bin 878 adet (%-8,51)

7-Suzuki

: 4 bin 727 adet (%-8,46)

8-JEEP

: 2 bin 663 adet ((%-3,76)

9-Skoda

: 33 bin 533 adet (%-1,63)

ÇİNLİ MARKALAR YER DEĞİŞTİRDİ!

Bu yılın ilk 10 aylık döneminde Çinli elektrikli otomobil devi BYD, satışlarını yaklaşık 20 kat artırarak dikkat çekmişti. Satışları en fazla gerileyenler listesinde de ilk sırada Çinli Chery yer aldı. Geçen yılı 10 ayında 50 bin adedin üzerinde satışa ulaşan Chery, bu yıl yarı yarıya düşüş yaşıyor.

Bir başka Uzak Doğulu Honda da satışlarda ivme kaybı ile dikkat çekiyor.

#r-1158201#

FİAT ÇOK SATSA DA…

Fiyat avantajı da sunan Bursalı otomobil üreticisi Fiat, en çok satan markalar arasındaki yerini koruyor. Ancak markanın bu yılki anahtar teslimlerinde ilk 10 ayda gerileme dikkat çekiyor.

Türkiye’de en çok satan Renault Grup markası olmasına rağmen Dacia’da da bu yılın ilk 10 ayında satışlarda 9 bin 377 adet düşüş gözlemleniyor.

Pazardan %4 civarında pay alan Skoda en az kayıpla öne çıkarken, ‘ticari’de iddialı olan Ford’da da otomobil satışları %8,5 geriledi.

Ömer Faruk Bingöl
7 Kasım 2025
Ömer Faruk Bingöl
Ayvalık zeytinyağına Japon dokunuşu! Tadım uzmanı üç ilçeyi birbiriyle harmanladı

Biri Türkiye'de, diğeri Japonya'da zeytinyağını dünya mutfaklarına taşımayı amaçlayan iki girişimci Bahar Alan ve Hiromi Nakamura bir araya gelerek kültürler arası işbirliği sağladı.

2017'de kurduğu marka için zeytinlik alan Türk girişimci, başladığı yolculukta, zeytin yetiştirmeye, üretmeye ve çıkardığı marka ile ödüller almayı başardı.

#r-1157212#

Japon şef ve zeytinyağı tadım uzmanı Hiromi Nakamura, Bahar Alan'ın daveti üzerine Türkiye'ye geldi.

Nakamura 

Ayvalık'ta

yaptığı açıklamada, Japonya'da genellikle susam yağı ve soya yağı kullanılsa da sağlıklı beslenme ve Akdeniz diyetiyle zeytinyağına olan ilginin son yıllarda çok arttığını söyledi.

"ÇOK KATMANLI BİR TAT PROFİLİ"

"Uluslararası tadım yarışmalarında jüri üyeliği yaparak farklı bölgelerin zeytinyağlarını değerlendirme fırsatı buldum" diyen Japon şef, "ChefBlend'in özel zeytinyağını oluştururken Trilye, Ayvalık ve Memecik zeytinlerini bir araya getirdik. Her biri farklı özelliklere sahip.

Trilye'nin yoğun meyvemsiliği, Ayvalık'ın dengeli yapısı ve Memecik'in baharatlı karakteri

birleşerek çok katmanlı bir tat profili oluşturdu. Bu yağ, hem Japon hem de Akdeniz mutfağında rahatlıkla kullanılabilecek şekilde tasarlandı." dedi.

JAPONYA'DA TÜKETİCİNİN ZEYTİNYAĞI TERCİHİ FARKLI 

Japonya'nın dünyanın en büyük zeytinyağı ithalatçılarından biri haline geldiğini belirten Nakamura, ülkesindeki zeytinyağı kullanımını şu sözlerle anlattı:

"Japon mutfağında geleneksel olarak susam yağı kullanılsa da, zeytinyağının sağlık açısından sunduğu faydalar ve hafif aroması onu Japon mutfağına daha uyumlu hale getirdi.

Son yıllarda Japon mutfağında zeytinyağı kullanımı da oldukça çeşitlendi. Geleneksel tariflere eklenerek yeni tatlar keşfediliyor.

Örneğin, sashimi ve deniz ürünlerinde, soya sosunun yerine hafif bir zeytinyağı gezdirerek daha rafine bir tat elde ediliyor.

Tempurada, kızartmalar için genellikle kanola, susam yağı kullanılırken, daha hafif bir doku için zeytinyağı tercih edilmeye başlandı. Ramen ve çorbalarda birkaç damla natürel sızma zeytinyağı eklenerek aroma derinliği artırılıyor."

"TÜRK MUTFAĞI DERİN AROMALARIYLA ÖNE ÇIKIYOR"

Nakamura, Türkiye'yi çok sevdiğini ve Türk zeytinyağlarını beğendiğini belirterek, "Türkiye dünyadaki en büyük zeytin üreticilerinden biri ve çok değerli yerel zeytin çeşitlerine sahip. Trilye, Memecik, Ayvalık gibi çeşitler gerçekten benzersiz aromalar sunuyor." ifadelerini kullandı.

Japon ve Türk mutfağı arasında bir gastronomik köprü kurulabileceğini belirten Nakamura, "Zeytinyağı, iki mutfağı da birleştiren harika bir unsur. Japon mutfağı saflık ve sadeliğe önem verirken, Türk mutfağı derin aromalarıyla öne çıkıyor. Bu iki yaklaşım birleştiğinde gerçekten benzersiz tatlar ortaya çıkabilir. Önümüzdeki yıllarda bu iki mutfak arasında daha fazla işbirliği olacağını düşünüyorum. Zeytinyağı, global mutfaklarda daha fazla yankı uyandırıyor." değerlendirmesinde bulundu.

TÜRK ZEYTİNYAĞI HAK ETTİĞİ DEĞERİ BULAMIYOR

New York Uluslararası Zeytinyağı Yarışması ve uluslararası pek çok yarışmada altın madalya alan Bahar Alan, "Türkiye'de 100 civarında zeytin çeşidi var, fakat ülkemizde ticari olarak kullanılmayan zeytin çeşidi çok daha fazla" diyerek şunları söyledi:

"Geçen yıl Chef Blend'i yapmaya başladık. Kendi sevdiği zeytinyağları ile Japonların tat profiline uygun bir karışım yaptı. Türk zeytinyağını dünyada tanıtmak önemli. Maalesef İtalyan ve İspanyolların gerisindeyiz, Türk zeytinyağı hak ettiği değeri bulamıyor. Son 10 yılda güzel zeytinyağları da üretiliyor. İyi ve kaliteli Türk zeytinyağları, markalaşmalarına verilecek desteklerle çok daha iyi noktaya taşınacaktır." diyor.

Alan, antioksidan deposu bir meyve olan zeytinyağında polifenol değerinin 100 gramda en az 250 mg olmasının faydalı olduğunu, 8 yıllık üretim sürecinde bu sene rekor kırarak 1054 polifenol değerini gördüklerini ve çok mutlu olduklarını sözlerine ekledi.

Ali Tüfekçi
7 Kasım 2025
Ali Tüfekçi
CHP ile şehirler geriye gidiyor! Yeni yol haritası belirleniyor

EMRAH ÖZCAN ANKARA -

AK Parti Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanlığı,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğa

n’ın katılımıyla 11-12 Kasım’da “Medeniyetimizde Şehir ve Mekân” temalı Şehircilik Zirvesi düzenleyecek. Şehircilikte yeni vizyon, kentsel dönüşüm ve gelecek nesillere bırakılacak şehir mirasının masaya yatırılacağı zirvede iki gün boyunca alanında uzman akademisyenler, siyasetçiler, bürokratlar ve teşkilat mensupları şehircilikte yeni dönemin yol haritasını belirleyecek. Çalıştayın sonunda hazırlanacak sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşılacak.

#r-1158205#

Konu hakkında konuşan Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanı Sevilay Tuncer,

“Zirvede konut ihtiyacı, çevre sorunları, ulaşım ve trafik gibi kronik meseleler de ele alınacak, bu alanlarda kalıcı çözüm önerileri sunulacak. Kentsel dönüşüm süreci kapsamlı biçimde ele alınacak”

dedi.

Türkiye’de 70-80 yıllık kemikleşmiş problemleri AK Parti’nin çözdüğünü hatırlatan Tuncer, “Kâğıt üzerinde imar planı yapmak, kentin fiziksel büyümesine izin vermek kolaydır; ancak sağlıklı şehirleşme vizyon, emek ve güçlü altyapı yatırımları gerektirir. Konut ve sanayi yatırımları artarken, ulaşım ve altyapı kapasitesi aynı ölçüde geliştirilmezse, şehirlerimiz yaşanmaz hâle gelir.

Bugün, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere; mevcut sistemi işletemeyen, geçmişten gelen yatırımları koruyamayan bir anlayışa hep birlikte şahitlik ediyoruz. Benzer sıkıntıları Bursa, Balıkesir, İzmir gibi büyükşehirlerde de gözlemliyoruz.

CHP’li belediyelerin şehirlerin temel problemlerine karşı duyarsızlığı, şehirlerimizin geri gidişine neden olmaktadır” diye konuştu.

#r-1158202#

Cüneyt Akçatepe
7 Kasım 2025
Cüneyt Akçatepe
Hasta olduğu iddia edilen Mehmet Şimşek'ten açıklama! Vergi affı gelecek mi?

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek

, yapılandırmanın vergi uyumunu bozduğunu belirterek,

"Eğer mükellefimiz bilançosunu, gelir tablosunu sunup zorda olduğunu gösterirse memnuniyetle taksitlendirme yaparız. Bunun için bir yasal düzenleme gündemimizde yok."

dedi.

Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2026 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını cevapladı.

Deprem bölgesinin ihyasının en büyük öncelik olduğu dile getiren Şimşek, 2025 fiyatlarıyla bugüne kadar 3,6 trilyon lira, yani 90 milyar doların üzerinde bütçeden tahakkuk bazlı harcamanın söz konusu olduğunu aktardı.

Şimşek, Kahramanmaraş merkezli deprem afetinin hemen ardından bölgede her türlü tedbiri hayata geçirdiklerine değinerek, "Mücbir sebep haline ilişkin yasa geçen sene biliyorsunuz değiştirildi ve uzatıldı. Biz uzatma imkanlarının tümünü kullandık, dolayısıyla 30 Kasım'da sona erecek. Ama şunun altını çizmek istiyorum, birincisi, depremden etkilenenler, etkilendiklerini kanıtlarlarsa mücbir hali sona erse dahi mücbir halden yararlanacaklar. İkinci konu, teminat konusunda bir kolaylığa gittik, 250 bin liraya kadar teminat şartını kaldırdık." diye konuştu.

VERGİ AFFI ÇIKACAK MI?

Milletvekillerinin vergi affına ilişkin sorularını de cevaplayan Şimşek, şunları söyledi::

"Geçtiğimiz dönemlerde düzenlemeler yapıldı. Düzenlemelerde genelde vergi asıllarında herhangi bir indirim veya silinme olmadı. Sadece gecikme faiz ve zamları enflasyon oranında güncellendi. Yapılandırmanın vergi uyumunu bozduğu çok net. Eğer, mükellefimiz bilançosunu, gelir tablosunu sunup zorda olduğunu gösterirse memnuniyetle taksitlendirme yaparız. Bu anlamda yapılandırma zordaki herkese açık. Bunun için yasal düzenleme gündemimizde yok. Vergisini zamanında ödemeyeni ödüllendirecek düzenlemeyi doğru bulmuyoruz."

"EMEK YOĞUN SEKTÖRLERDE İLAVE TEDBİRLER ALACAĞIZ"

Şimşek, tekstil, mobilya, deri, konfeksiyon, ayakkabı gibi emek yoğun sektörlerde birtakım sıkıntıların olduğunu bildiklerini, bu sıkıntıları görmezlikten gelmeyeceklerine dikkati çekti. Atılan adımları hatırlatan Şimşek, "Emek yoğun sektörlerin sıkıntılarını yine çalışıyoruz. İlave tedbirler alacağız. En güçlü şekilde üretimimizi, istihdamımızı desteklemeye devam edeceğiz. O konuda da kafamızda bir tereddüt yok." ifadelerini kullandı.

Ekonomi programına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, "Bütçe açığı yüzde 5,1'den geçen sene 4,7'ye geriledi. Bu sene de büyük ihtimalle yüzde 3,5-3,6 civarında gerçekleşecek. Dolayısıyla bütçe açığı düşüyor. Bu anlamda program çalışıyor. Şu anda cari açık endişe kaynağı olmaktan çıktı. Program çalışmasa, sonuç almasak kredi derecelendirme kuruluşları niye notumuzu artırsın? Bu sene birçok şokla karşı karşıya kaldık. Ona rağmen program rüştünü ispat etti ve dayanıklı olduğumuz ortaya çıktı. Eğer bu programı uygulamasaydık, enflasyon ne olurdu sorusunu sormak bile istemiyorum." şeklinde konuştu.

Şimşek, dezenflasyonun devamı için şartların yerinde olduğunu, şu anda dezenflasyonun devam ettiğini, mali disiplini tesis ettiklerini, sürdürülebilir cari dengenin olduğunu ve kur korumalı mevduattan çıkışı tamamladıklarını belirtti.

#r-1158187#

"2,5 YILDA 4 BİN 567 FİRMA KONKORDATO BAŞVURUSUNDA BULUNDU"

Reel sektörde bütün dünyaya benzer şekilde sıkıntıların olduğuna, programın da yan etkilerinin olabileceğine işaret eden Şimşek, yaklaşık 2,5 yıllık dönemde 4 bin 567 firmanın konkordato başvurusunda bulunduğunu bildirdi. Şimşek, şöyle devam etti:

"Bu firmaların cirodaki payı yüzde 0,89, ihracattaki payı yüzde 0,85, istihdamdaki payı yüzde 0,73. Konkordato ilanı iflas etmek anlamına gelmiyor. Zaten mahkemelerin normalde yaşama şansı olan firmalara bu imkanı sunması lazım. Şu anda ticari kredilerin takip oranı yüzde 1,8. 10 yıllık ortalama yüzde 3 civarı. Şu anda bunun çok altındayız."

Şimşek, Eylül 2025 itibarıyla karşılıksız çeklerin toplam keşide edilen çeklere oranının yüzde 2,8 olduğunu ve bunun yüzde 2,5 ile son 12 yıllık ortalamanın üzerinde olduğunu aktardı.

Finansmana erişim konusunda kolaylaştırıcı adımlar attıklarını ve bunun devamının geleceğini vurgulayan Şimşek, Eximbank'ın bu yıl ihracatçılara 53 milyar dolar kredi vereceğini ve bu kredilerin önemli bir kısmının neredeyse yüzde 50 faiz sübvansiyonu içerdiğini kaydetti.

"BENDEN SERMAYECİ ÇIKMAZ"

Şimşek, vergi harcamalarını düşürdüklerine değinerek, 2026'da vergi harcamalarının 1 trilyon 92 milyar lirasının asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından kaynaklandığının altını çizdi.

Şimşek, şunları kaydetti:

"Asgari ücrete vergi mi istiyorsunuz? Vergi harcamalarının üçte biri asgari ücretin vergi dışı bırakılmasıdır. Yatırım, üretim ve ihracatın teşviki için bunları yaparsınız. İstihdam için yaparsınız. Bunların tutarı 641,5 milyar lira. Engelli bireyler başta olmak üzere dezavantajlı grupların desteklenmesi, eğitim, sağlık, kültür, spor faaliyetleri için çevresel faaliyetlerin desteklenmesi için ayrılan pay yaklaşık 265 milyar lira. Çiftçilerin tarımsal faaliyetlerinin desteklenmesi için ayrılan pay 262 milyar lira. Çiftçimizin vergisini mi artıralım? Yemi, gübreyi de mi vergiye tabi tutalım? Vergi borcu siliniyor dediğiniz bunlar. Çünkü bunun dışında vergi borcu silinemez, bunların hepsi kanunla yapılıyor, hiçbirisinde benim müdahalem yok."

Bakan Şimşek, "Benden burjuva sermayeci çıkartamazsınız arkadaşlar, mümkün değil. Bakın, kurumlar vergisini 5 puan artıran benim, bankaların vergisini yüzde 20'den yüzde 30'a çıkartan benim, bankaların harçlarını yüzde 50 artıran benim, yurt içi asgari kurumlar vergisi getiren benim, küresel şirketlere asgari kurumlar vergisi getiren benim. Şirketlerin taşınmazlardaki satışlarda yüzde 50 kazanç istisnasını kaldıran benim, iştirak hissesi satış kazancı istisnasını düşüren benim. Kar paylarına stopajı yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkartan benim. Şu anda 6 ay vadeye kadar fon ve mevduatlar, toplamın yüzde 95'ini oluşturuyor. Bunların vergisini yüzde 17,5'e çıkardık. Eğer ben rantiyecisiysem, ben küresel sermayeyi temsil ediyorsam nasıl mevduatların faizini yüzde 5'ten yüzde 17,5'e çıkarıyorum. Benden sermayeci çıkmaz. Ben kamu hizmeti yapmak için buradayım." dedi.

"BASİT USULDE KALMASI GEREKENLERE HER TÜRLÜ KOLAYLIĞI YAPMAYA AÇIĞIZ"

Şimşek, daha önce "ücretler enflasyona neden oluyor" dediği iddialarına yönelik böyle bir şey söylemediğini ve o açıklamasında bütçe açığının enflasyonist olacağını kastettiğini de vurguladı.

Yüksek alkollü içkilerde yüzde 1 ÖTV alındığı iddialarına da cevap veren Şimşek, bu gruptaki bazı ürünlerin ÖTV'sinin yüzde 39,8 seviyelerinde olduğunu ve KDV de eklenince vergilerin yüzde 56,5 seviyelerine ulaştığını kaydetti.

Şimşek, haksız rekabetin giderilmeye çalışıldığını, otomatik olarak basit usulden gerçek usule geçilmediğini ve kaidelerin olduğunu belirterek, gerçek anlamda basit usulde kalması gerekenlere yönelik her türlü kolaylığı, düzenlemeyi yapmaya açık olduklarını bildirdi.

#r-1157995#

"NE KRONİK HASTALIĞIM NE DE YAKIN TAKİP GEREKTİREN BİR HASTALIĞIM VAR"

Şimşek, 2025'te alacakları gelir vergisi tutarının 2,8 trilyon lira olduğuna işaret ederek, bunun uluslararası karşılaştırmalara göre düşük düzeyde olduğunu ifade etti.

Asgari ücrete kadar bütün ücretleri vergi dışı tuttuklarını dile getiren Şimşek,

"Şimdi dediniz ki 'bu vergi dilimlerini niye artırmıyorsunuz?' Yeniden değerleme oranında artırdık, artıracağız."

diye konuştu.

Şimşek, çalışanların alın terinin karşılığını alması için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini söyledi.

"500 bin sosyal konut" projesinin değerli olduğuna dikkati çeken Şimşek,

"Samimi şekilde destekleyeceğiz. Çünkü 500 bin sosyal konut için, kira değil, gelirine göre bir kira veya bir bedel ödenecek. Gerçekten asgari ücretlimizin, emeklimizin, memurumuzun alabileceği çerçevede 500 bin konut."

ifadelerini kullandı.

Şimşek, hasta olduğuna ilişkin iddialara yönelik ise

"Benim şu anda ne kronik hastalığım ne de yakın takip gerektiren bir hastalığım var. Bugüne kadar ülkeme hizmet dışında, hiçbir mülahazam olmamıştır."

dedi. 

Görüşmelerin ardından Hazine ve Maliye Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Yatırımcı Tazmin Merkezi ile Bankalararası Kart Merkezi AŞ'nin Sayıştay raporları kabul edildi.

Sezer Doğru
7 Kasım 2025
Sezer Doğru
Özel'in skandal sözleri siyaseti karıştırdı, Soylu rest çekti! "Özel'le muhatap olana köpek muamelesi yaparım"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Ümraniye mitinginde sarf ettiği tartışmalı sözlerin yankıları sürüyor. Özel’in, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde yürütülen soruşturmalara yönelik ifadeleri, siyasetten sert tepkiler doğurdu. Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan

ardından Akın Gürlek Özel'e 500 bin liralık tazminat davası açtı. 

#r-1158168#

Siyaset cephesinden gelen tepkiler ise hız kesmedi.

"BEN DE O KİŞİYE İT KÖPEK MUAMELESİ YAPARIM"

AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, Özel’in sözlerine ilişkin yaptığı açıklamada,

“Özgür Özel’le bugünden sonra (bizden) kim muhatap olur, kim ilişki kurarsa, ‘Tayyip Erdoğan’ın iti köpeği’ sözünü kendi üzerine almış olur. Şahsen ben de o kişiye ‘it köpek’ muamelesi yaparım. Demedi demeyin”

ifadelerini kullandı.

Özel’in sözleri, hem siyasi hem de hukuki boyutta tartışmaları alevlendirirken, Ankara ve İstanbul’daki siyaset kulislerinde yeni gerilimlerin fitilini ateşledi.

SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI

Özel, "Bundan sonra, etrafındakine, talimat verdiğine, bizimle uğraşan itine köpeğine sahip çık" sözlerini sarf ederken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özel hakkında 

"Cumhurbaşkanına hakaret" ve "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret"

 suçlarından resen soruşturma başlatmıştı.

Açıklamada şu ifadeler yer almıştı:

"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel hakkında, bugün ilimizin Ümraniye ilçesinde düzenlenen partisinin mitinginde yapmış olduğu konuşmanın bir bölümünde, 'İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütüne' yönelik soruşturmaları yürüten yargı mensuplarımızı hedef alarak Sayın Cumhurbaşkanımıza hitapla 'Bundan sonra, etrafındakine, talimat verdiğine, bizimle uğraşan itine, köpeğine sahip çık' şeklinde sarf ettiği sözler nedeniyle 'Cumhurbaşkanına hakaret' ve 'kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret' suçlarından resen soruşturma başlatılmıştır."

Çağla Çağlar
7 Kasım 2025
Çağla Çağlar
Viktoria Plzen Fenerbahçe maçı hangi kanalda, nerede izlenir? İşte frekans bilgileri!

UEFA Avrupa Ligi’nde grup aşaması heyecanı sürerken Fenerbahçe kritik bir sınav için Çekya deplasmanına çıkıyor. Sarı lacivertli ekip, 7 puanlı Viktoria Plzen karşısında galibiyet alarak üst sıralara yerleşmek istiyor. Teknik Direktör Domenico Tedesco’nun oyuncu tercihleri ve muhtemel 11’i netleşirken, mücadeleyi ekran başından takip edecek futbolseverler maçın yayın kanalı, şifre durumu ve frekans bilgilerini merak ediyor.

VİKTORİA PLZEN FENERBAHÇE MAÇI HANGİ KANALDA?

Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Ligi 4. hafta maçı TRT 1 ekranlarından canlı olarak yayınlanacak. Karşılaşma, canlı ve şifresiz olarak izlenebilecek. Mücadeleye geniş maç önü ve maç sonu yayınları da eşlik edecek.

Maçın spiker ve yorumcu kadrosu TRT tarafından duyurulurken yayın, hem uydu hem de dijital platformlar üzerinden takip edilebilecek.

VİKTORİA PLZEN FENERBAHÇE MAÇI NEREDE İZLENİR?

Mücadele, Çekya’nın Plzen kentindeki Mesta Stadı’nda oynanacak. 23.00’te başlayacak karşılaşmayı Türkiye’den TRT 1 aracılığıyla takip etmek mümkün. Ayrıca TRT’nin resmi dijital yayın platformları üzerinden internetten canlı izleme imkanı da bulunacak.

TRT 1’in yanı sıra maç öncesi gelişmeler, muhtemel 11’ler, maç istatistikleri ve devre arası detayları TRT Spor ve TRT’nin dijital hesapları üzerinden takip edilebilecek. Avrupa’daki temsilcilerimizin maçlarına gösterilen yoğun ilgi nedeniyle yayın akışında da geniş kapsamlı içerikler planlanıyor.

FENERBAHÇE MAÇI ŞİFRESİZ CANLI İZLE

TRT 1, maç gününde şifresiz yayın yapacak. Futbolseverler karşılaşmayı hem uydu üzerinden hem de internet bağlantılı cihazlardan rahatlıkla izleyebilecek. TRT 1 frekans bilgileri güncel olarak TRT tarafından paylaşılıyor.

TRT 1 HD, Türksat 3A uydusu üzerinden 11054 V 30000 3/4 frekansından izlenebilirken Türksat 4A Batı 42ºE / Türkiye - Avrupa 11.958 V 27500 5/6 frekansıyla da yayın yapıyor.

VİKTORİA PLZEN FENERBAHÇE MAÇI NE ZAMAN OYNANACAK?

Maç 6 Kasım 2025 Perşembe günü saat 23.00’te başlayacak. Karşılaşma Çekya’da Mesta Stadı’nda oynanacak.

MUHTEMEL 11'LER

Viktoria Plzen:

Jedlicka, Paluska, Dweh, Jemelka, Souare, Zeljkovic, Memic, Cerv, Ladra, Adu, Durosinmi.

Fenerbahçe:

Ederson, Semedo, Skriniar, Jayden, Archie, Alvarez, Oğuz, İsmail, Asensio, Kerem, Talisca

#r-1157966,1157803#

İrem Öz
6 Kasım 2025
İrem Öz
Esenyurt’a yeni fabrika, Kazakistan’a 40 milyon dolar! Orzax ihracatta %35 pay hedefliyor

Türkiye’nin önde gelen takviye edici gıda markalarından Orzax, İstanbul Esenyurt’taki ana üretim tesisinin kapılarını gazetecilere açtı. Basın mensuplarına üretim süreçlerini tanıtan

Orzax Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu

, şirketin hem Türkiye’deki liderliğini pekiştirmeyi hem de global pazarlarda büyümeyi hedeflediklerini söyledi.

Alimoğlu, “Bugün ciromuzun yüzde 10’u ihracattan geliyor. 2028’e kadar bu oranı yüzde 35’e çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

Orzax Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu

AR-GE’YE 55 MİLYON TL YATIRIM

2004 yılında sağlık profesyonellerinin ortak girişimiyle kurulan

Orzax

, bugün aylık 2,5 milyon kutu üretim kapasitesi ve 800 kişilik istihdamıyla sektörün en büyük üreticileri arasında yer alıyor.

Şirket, 2024 yılında Ar-Ge’ye 55 milyon TL yatırım yaptı. Alimoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen Nuvita Biosearch Center’da

probiyotik, vegan Omega-3 ve mikroalg

temelli ürünler üzerinde çalıştıklarını belirterek, “Bilim temelli üretim anlayışımız global pazarda rekabet avantajı oluşturuyor” dedi.

Orzax, İstanbul Esenyurt’taki ana üretim tesisinde basın mensuplarını ağırladı.

ESENYURT’TA YENİ ÜRETİM TESİSİ GELİYOR

Orzax, mevcut tesisinin ardından

ikinci büyük üretim tesisini 1,6 milyar liralık yatırımla yine İstanbul Esenyurt’ta hayata geçirecek.

Tesisin bu yıl içerisinde faaliyete geçmesi planlanıyor. Yeni fabrikanın, hammadde üretimini endüstriyel ölçekte gerçekleştirecek bir yapıda olacağını söyleyen Alimoğlu, “Bu yatırım, artan kapasite ihtiyacımıza cevap verecek. Ayrıca 2025’te dermokozmetik alanına da güçlü bir giriş yapacağız. Neredeyse tamamen ithal ürünlerin hâkim olduğu bu pazarda, yerli ve bilim temelli ürünlerle fark oluşturmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Alimoğlu, ayrıca sporcu beslenmesi alanında da yeni formülasyonlar geliştirdiklerini, bu ürünlerin iç pazardaki büyümeye önemli katkı sağlayacağını ifade etti. Şirket, önümüzdeki dönemde ilaç üretimi alanına yatırım yapmayı da planlıyor.

ASYA PAZARINA STRATEJİK HAMLE: KAZAKİSTAN TESİSİ

Orzax, küresel büyüme stratejisi kapsamında

40 milyon dolarlık yatırımla Kazakistan’da yeni bir üretim tesisi

kuracak.

2027’de faaliyete geçmesi planlanan tesisin, ülkenin zengin tıbbi ve aromatik bitki kaynaklarını kullanarak hem bölgesel hem de global pazarlara üretim yapacağı belirtildi.

Alimoğlu, “Kazakistan’daki tesisimiz Orta Asya’dan Çin’e, Rusya’dan Güneydoğu Asya’ya kadar uzanan coğrafyada stratejik bir üretim ve dağıtım merkezi olacak” dedi.

HEDEF GLOBAL MARKA OLMAK

Takviye edici gıda sektörünün 2030 yılına kadar dünyada 200 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini hatırlatan Alimoğlu, Orzax’ın bu büyümeden daha fazla pay almak için hem üretim hem de Ar-Ge tarafında yatırımlarını artırdığını vurguladı.

“Bilimsel yaklaşımla üretilen yerli markalar global ölçekte de rekabet edebilir. Biz bu vizyonla ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.

Günay Çağrıcı
6 Kasım 2025
Günay Çağrıcı
Avustralyalı iki askerin 109 yıl önce denize attığı mektuplar ortaya çıktı!

Batı Avustralya eyaletine bağlı Esperance bölgesi yakınlarındaki Wharton Plajı’nda Brown ailesi, karaya vurmuş cam bir şişenin içinde iki farklı mektuba rastladı. Şişedeki mektupların, 27 yaşındaki Er Malcolm Neville ile 37 yaşındaki Er William Harley tarafından,

15 Ağustos 1916’da

kaleme alındığı tespit edildi.

Askerlerin,

“HMAT A70 Ballarat”

adlı gemiyle

12 Ağustos

1916’

da Adelaide kentinden ayrılarak Fransa’daki Batı Cephesi’nde bulunan 48. Avustralya Piyade Taburu’na takviye sağlamak üzere yola çıktığı belirtildi.

NEW YORK POST

Neville’ın bir yıl sonra savaşa giderken hayatını kaybettiği, Harley’nin ise savaştan sağ çıkanlardan olduğu ancak 1934’te kansere yenik düşerek memleketi Adelaide’de toprağa verildiği kaydedildi.

"MEKTUP BULAN KİŞİDE KALABİLİR"

Neville, şişeyi bulacak kişiden mektubunu annesi Robertina Neville’ye ulaştırmasını isterken, Harley annesi hayatta olmadığı için mektubunun bulanda kalabileceğini yazdı. Annesi için kaleme aldığı mektupta Neville,

“Gerçekten çok iyi vakit geçiriyoruz. Yemekler şimdiye kadar gayet güzel, sadece bir öğünü denize dökmek zorunda kaldık.”

ifadesini kullandı. Neville, bindikleri gemi denizin dalgalarıyla sürekli sarsılsa da mutlu ve morallerinin yüksek olduğunu belirtti.

NEW YORK POST

#r-1154414#

"DENİZİN ORTASINDA BİR YERDEYİZ"

Mektuplarında, Harley

“Büyük Avustralya Körfezi’ndeyiz

” notunu düşerken Neville de “

Denizin ortasında bir yerdeyiz

” yazdı.

Harley’nin torunu Ann Turner, mektupların bulunmasının ailesi için oldukça şaşırtıcı olduğunu belirterek,

“İnanılmaz... Büyükbabamızın mezarından bize ulaştığını hissediyoruz.”

dedi. Neville’ın akrabası Herbie Neville ise “Görünen o ki (Neville) savaşa gitmekten mutluydu ama ne yazık ki hayatını kaybetti.” ifadesini kullandı. 

#r-1155996#

Çağıl Sütçü
31 Ekim 2025
Çağıl Sütçü
Apple’dan 5 milyon dolarlık meydan okuma: Açığı bul, ödülü kap!

Apple

, siber güvenlik alanındaki en iddialı adımlarından birini atıyor. Şirket, bug bounty (ödüllü açık bulma) programını yenileyerek bireysel ödemelere ek olarak bonus sistemi başlatıyor. Yeni düzenlemeyle birlikte, özellikle

“felaket düzeyinde”

güvenlik açıklarını bulan araştırmacılar için

ödül miktarı 5 milyon dolara

kadar çıkabilecek.

#r-1151366#

Gelecek aydan itibaren yürürlüğe girecek sistemde, Apple ayrıca

Lockdown Mode’u aşabilen açıklar veya beta sürümlerde keşfedilen güvenlik hataları için ek ödüller verecek

.

Apple Güvenlik Direktörü Ivan Krstic, programın 10 yıl önce yalnızca davetli araştırmacılara açık olduğunu, 2020’den itibaren halka açıldığını hatırlatarak, bugüne kadar 800’den fazla araştırmacıya toplam 35 milyon dolar ödül dağıtıldığını söyledi.

Yeni sistemle birlikte Apple, tek tıklamalı WebKit açıkları ve kablosuz bağlantı üzerinden yapılan yakın mesafe saldırılarını da program kapsamına aldı. Ayrıca “Target Flags” adlı yeni uygulamayla araştırmacılara, açıklarını hızlı ve kesin biçimde kanıtlayabilecekleri bir “capture the flag” yarışma ortamı sunulacak.

"AHLAKİ BİR SORUMLULUĞUMUZ VAR"

Krstic, şirketin yalnızca az sayıdaki kullanıcıyı değil, tüm ekosistemi koruma vizyonuna sahip olduğunu vurguladı:

“Casus yazılımlar az kişiyi hedef alıyor olabilir ama gazeteciler, teknoloji şirketleri ve sivil toplum kuruluşları bu araçların kötüye kullanıldığını defalarca belgeledi. Bu insanları savunmak bizim için büyük bir ahlaki sorumluluk.”

Apple ayrıca, güvenlik çalışmalarını desteklemek amacıyla bin adet iPhone 17’yi sivil toplum kuruluşlarına bağışlayacağını ve yeni “Memory Integrity Enforcement” sistemiyle iOS’taki en sık istismar edilen açık türlerini etkisiz hale getirmeyi hedeflediğini açıkladı.

Yeni sistemin, özellikle aktivistler, gazeteciler ve politikacılar gibi hedef alınma riski yüksek kullanıcıları koruması bekleniyor.

Türkiye Gazetesi
10 Ekim 2025
Türkiye Gazetesi