Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinin zamânında Bağdat'ta “yedi kişi” vardı ki, ateşe tapıyorlardı.

Açlık ve susuzluk çekerek sonunda "istidraca" kavuştular.

Fakat câhil halk bunları “evliyâ” zannederlerdi.

Bunlar, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerini işitip, görüşmek istediler. Fakat onu görünce büyük bir dehşete kapıldılar!

Sonra bir titreme aldı bedenlerini!.

Mübârek zât onlara; “Sizler, Allah varken niçin ateşe tapıyorsunuz?” diye sordu.

Cevâben;

“Âhirette bizi yakmasın diye tapıyoruz” dediler.

Büyük velî;

“Ey ahmaklar, ateşe tapan, hirette yanmaktan kurtulamaz. Sizler de yanacaksınız. Ben Allaha taparım. Onun için ateş beni dünyâda da yakmaz, âhirette de” buyurdu.

Onlar cevâben;

“Böyle diyorsanız, isbât etmelisiniz” dediler.

Muînüddîn-i Çeştî, içi kor ateş dolu bir mangal getirdi odaya.

Ve Allah'a sığınarak o “kızgın közleri” avuçladı!

Onlar; hayret ve dehşetle bakarken “kor ateş” sönüverdi onun avcunda!

O esnâda gâipten bir “ses” duydular.

“Ateş, hâlis mümine aslâ zarar veremez!” diyordu.

Artık bahâneleri kalmamıştı. Şehâdeti getirip Müslüman oldular oracıkta!

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR