Ebû Râfi (radıyallahü anh), önce Resûlullahın amcası hazret-i Abbâs’ın kölesiydi.
Hazret-i Abbâs, onu Resûlullaha hibe etti.
Ve Ehl-i beytten sayıldı.
Erkam bin Ebil-Erkam, zekât memuru idi.
Ebû Râfi’ye gitti ve;
“Bana yardımcı olursan, toplanan zekâttan, toplayanlara ne verilirse, sana da veririm” dedi.
Ebû Râfi:
“Danışayım” dedi.
Ve Efendimize arz etti.
Efendimiz:
“Yâ Ebâ Râfi! Biz Ehl-i Beyt’teniz. Onun için bize sadaka (zekât) helâl değildir. Bir kavmin kölesi, kendilerinden sayılır” buyurdu.
● ● ●
Resûl-i Ekrem Efendimiz, amcası hazret-i Abbâs Müslüman olunca, sevincinden Ebû Râfi’yi âzât edip, Selmâ ismindeki âzâtlısıyla evlendirdi.
Ondan bir oğlu oldu.
İsmini Abdullah koydu.
Ebû Râfi âzât edildiğinde ağladı!
Ve Resûlullah Efendimize;
“Yâ Resûlallah, beni niçin bırakıyorsunuz? Bundan sonra da sizin yanınızda kalıp size hizmet etmek istiyorum” dedi.
Efendimiz kabul buyurdular.
Hür iken de Ondan ayrılmadı.
Ve Resûl-i Ekrem'in hizmetinde bulunma nîmetine kavuştu.