Kaydet
a- | +A
Kılıç ve at!.. Yıldırım Bayezid Han, edince bir gün vefat, Belirsizlik vardı ki; "kime kaldı işbu taht?" Oğlu "Çelebi Mehmet" üzülüyordu buna, Bir gün Molla Ali''yi, çağırdı huzuruna. Dedi; (Ey Molla Ali, ölünce pederimiz, Maalesef bir tarafa dağıldık herbirimiz. Kardeşlerim Musa ve İsa Çelebileri, Görürüm, tahta geçmek arzu eder herbiri. Gel, rağbet etmiyelim ikimiz taht-ü tâca, Gidelim Allah için, seninle şimdi hacca.) Hem bunları söylüyor ve hem de ağlıyordu, Bu duygular içinde, uyuyup rüya gördü. Baktı ki, dedeleri Murad Hüdavendigâr, Yanında, evliyadan "Emir Buhari" de var. Emir Sultan, çağırıp bu Çelebi Mehmed''i, Ona bir "Kılıç" ile, eğerlenmiş "At" verdi. Sonra da buyurdu ki; (Dinle ey yiğit evlât, Sana nasib olacak, babandan sonra bu taht. Haydi kalk, ata binip, kılıcını kuşan da, Senden hizmet bekliyor, din ve devlet şu anda.) Sabahleyin uyanıp, gitti Molla Ali''ye, Ki sorsun, "Bu rüyanın tabiri nedir" diye. O dedi ki: (Tabiri şudur ki bu rüyanın, Sen, Osmanlı tahtına geçersin bugün yarın.) Gerçekten hadiseler muvafık oldu buna, Geçti Mehmed Çelebi, Âl-i Osman tahtına. Yine İznik''te medfun, var ki bir veliyyullah, O zatın meşhur ismi, "Eşref oğlu Abdullah." Bu kişi, gitti bir gün Bursa vilayetine, Lakin "Emir Sultan"ın gidemedi kabrine. Ziyaret edemeden, İznik''e etti avdet, Ve bundan ötürü de, üzüntü duydu gayet. Lakin yolda rastladı, o İbrahim Paşa''ya, Dedi ki; (Siz herhalde gidersiniz Bursa''ya.) O da (Evet) deyince, buyurdu ki; (Ey Paşam, Öyleyse benim sizden, var ki şimdi bir ricam, Giderseniz, söyleyin siz Emir Buhariye, "Size Eşrefoğlunun selamları var" diye.) Paşa, (Olur) dedi ve Bursa''ya vardı o gün, Hemen ziyaretine giderek o büyüğün, Mübarek ruhlarına okuyup Fatihalar, Dedi; (Eşrefoğlunun, size selamları var.) "Aleyküm selam" diye, geldi bir heybetli ses, Bizzat kendi sesiydi, işitti bunu herkes. Paşa, kendinden geçti bu ses ile âdeta, Bir müddet kendisine gelemedi o hatta.
ÖNE ÇIKANLAR