Allah dostlarından Zeynel Arab Efendi Gelibolu'da yaşadı. Bir gün Gelibolu dışında iken birileri geldi yanına. Kıyâfetine bakıp, gayr-i müslim zannettiler. Yanına yaklaşıp;
- Merhabâ arkadaş! dediler.
- Merhabâ.
- Sana bir şey desek, yapar mısın?
- Olur, yaparım.
- Öyleyse tekrar et dediklerimizi! Eşhedü.
- Eşhedü.
- En lâ ilâhe illallah.
- En lâ ilâhe illallah.
Böylece Kelime-i şehâdeti sonuna kadar okuyup tekrar ettirdiler. Sonra da o yerin kadısına götürüp;
- Kadı Efendi! Bu kişi Müslüman olacak. Biz şehâdeti söylettik. Bir de senin yanında söylesin, dediler.
Ancak kadı efendi tanıyordu bu büyük velîyi. Hayretle baktı onlara:
- Siz neler diyorsunuz?
- Ne oldu kadı efendi?
- Yâhu bu zat Zeynel Arab'dır. Büyük İslâm âlimidir, dedi ve döndü bu zâta:
- Efendim nedir bu hâl?
- Bilmiyorum, bana şehâdeti okutup sonra buraya getirdiler, buyurdu.
Adamlar çok mahcuptu:
- Efendim, niçin kendinizi tanıtmadınız? dediler.
- Niyetiniz hâlisti. Kalbiniz kırılır diye korktum, buyurdu.
***
Bir gün de;
- Efendim ölüm acısı ne kadardır? diye sordular bu zâta.
Cevaben;
- Yetmiş kılıç darbesinden fazladır. Ama kabir azâbı yanında hiçtir. Kabir azâbı mahşer azâbı'na göre, mahşer azâbı da Cehennem azâbı'na göre hiçtir. Şöyle ki; Cehennemin bir kıvılcımı, bütün dünyayı yakar, yok eder, buyurdu.
> www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com

