Gönlünde bir tek şey vardı

A -
A +

Abdullah bin Cahş (radıyallahü anh), Uhud Savaşı'nda Sa'd bin Ebi Vakkas'a dedi ki:
"Yâ Sa'd! Sen dua et, ben 'âmin' diyeyim. Ben dua edeyim, sen 'âmin' de."
O da "olur" dedi.
Ve şöyle dua etti:
"Yâ ilâhi! Bileğime kuvvet ver. En zorlu kâfirleri çıkar karşıma... Hepsini öldüreyim. Sonra gazi olarak geri döneyim."
Abdullah dinledi.
Ve "âmin" dedi.
Sonra kendi dua etti: "Yâ ilâhi! koluma kuvvet ver... En zorlu kâfirlerle dövüşüp hepsini öldüreyim. Sonra şehit olayım... Kâfirler burnumu, kulağımı ve dudaklarımı kessinler! Sen bana 'Burnunu, kulağını ne yaptın?' diye sorunca 'Yâ Rabbî! Onlarla çok günahlar işledim. Onun için huzuruna getirmeye utandım' diyeyim."
Hazret-i Sa'd söz vermişti.
İstemeyerek "âmin" dedi.
Ve kılıçları çekip daldılar düşman içine... Abdullah'ın kılıcı kırıldı
Koştu Resulullah'a...
Resulullah ona bir "hurma dalı" uzatıp "Al, bununla savaş" buyurdu.
O dal, "kılıç" oldu ânında.
Uzun, kalın ve keskin...
Çok geçmeden yaralandı! Vücuduna yüzlerce kılıç inip kalktı ve kanlar içinde yere yıkıldı! Kâfirler koşup burnunu, kulağını ve dudaklarını kestiler!
Duası kabul olmuştu...
Hazret-i Hamza ile aynı kabre defnedildi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.