"Kandilin niye ışığı yok?.."

A -
A +

Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebesiyle bir sevdiğinin evine misafirliğe gitmişti. Ev sâhibi, bir kandil getirip yaktı. Fakat oda aydınlanmadı. Hazret-i Bâyezid; - Kardeşim, bu kandilde bir acayiplik var. Yanıyor, ama ışık vermiyor, acaba sebep nedir? diye sordu. Ev sâhibi; - Efendim, bu kandili bir geceliğine komşumuzdan emânet almıştık. Dün gece, gâyet güzel ışığını verdi, şimdi vermiyor, ben de anlamadım, diye arz etti. Bâyezid-i Bistâmî hazretleri; - Sen bu kandili götür sâhibine. Dün için teşekkür et. Bu gece yakmaya da tekrar izin al, buyurdu. - Peki efendim, deyip, kandili götürdü sâhibine. İzin alıp, geldi ve yaktı yine. Öyle güzel yandı ki, oda ışıkla doldu. Hazret-i Bâyezid; - Tamam şimdi oldu, buyurdu. *** Bir gün, yanlışlıkla bir karıncayı ezmişti mübarek. Öyle çok üzüldü ki, yüreğinde hissetti acısını. O ölü karıncayı avcuna alıp şefkat ve merhametle baktı hayvancağıza. Ve mahzun, kırık kalbiyle; - Yâ Rabbî, bunu dirilt! diye yalvardı. Karıncada bir kıpırdama oldu. Ve canlanıp, başladı yürümeye. *** Bir gün de sohbetinde; - Kardeşlerim, gıybetten çok sakının. Bu günah, annesiyle zinâ yapmaktan daha büyük günahtır, buyurdu. - Gıybet nedir efendim? dediler. - Gıybet, bir Müslümanın gizli bir kusurunu arkasından söylemektir. Duyunca üzülmezse gıybet olmaz, buyurdu. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com