Kaydet
a- | +A
"Seyyid Nur Bedevâni", evliyayı kiramdan, Titizlikle kaçardı her günah ve haramdan. Kerametle doludur, baştan sona hayatı, Başı derde düşenler, arıyordu bu zatı. Bir gün yaşlı bir kadın, gelerek huzuruna, Ağlayıp, bir derdini arzetti yine ona. Dedi ki: (Bir gün cinler, kızımı kaçırdılar, Düşünüp, en sonunda buraya geldim naçar.) O, bunları dinleyip tefekkür etti biraz, Ve sonra buyurdu ki: (Rabbime ettim niyaz. Allah''ın izni ile kurtulacak o yine, Sen müsterih olarak, avdet eyle evine.) Çıkıp eve gelince o yaşlı kadıncağız, Gördü ki, hakikaten oturuyor evde kız. Çok sevinip dedi ki: (Ey kızım, söyle hele, Sen nasıl o cinlerden kurtulup geldin eve?) Dedi ki: (Onlar beni, o gün yakaladılar, Günlerce at koşturup, bir sahraya vardılar. Ellerimi bağlayıp, hapse attılar, fakat, Biraz önce yanıma, geldi "Nur yüzlü" bir zat. Ellerimi çözerek, çıkardı dışarıya, Bir de baktım, bir anda ben gelmişim buraya.) Bir gün de iki kişi, huzuruna geldiler, (Bizi, talebeliğe kabul edin) dediler. Lakin itikadları bozuk idi bir hayli, O zattan gizlemeğe çalıştılar bu hali. Onların kalplerini görüyordu o fakat, Buyurdu ki: (Lazımdır önce doğru itikad Bu bozuk itikaddan, evvela vazgeçin siz, Bize tabi olmayı, sonra talep ediniz.) Onlar bu kerameti görür görmez bu zattan, Derhal rücu ettiler, o bozuk itikaddan. Biri de dükkan açtı, evinin yakınında Sonra içki satmaya başladı dükkanında. Talebeden birkaçı, bir araya geldiler, Adamın dükkanını yıkıp harap ettiler. O bunu işitince, daha da üzülerek, Buyurdu ki: (Sizlere düşmezdi ceza vermek. Zira bu, hükümetin vazifesidir şu an, Niçin böyle yaptınız bana hiç danışmadan?) Sonra "Altın" doldurup, bir kesenin içine, Gönderdi onlar ile, o dükkan sahibine. Buyurdu: (Bu altını, götürüp ona verin. Ve bu işten ötürü, ondan özür dileyin.) Onlar o altınları gidip ona verdiler, Ve çok özür dileyip, helallık istediler. O da çok memnun olup, hakkını etti helal, Ve gelip Seyyid Nur''a, "Talebe" oldu derhal
ÖNE ÇIKANLAR