Bir Hıristiyan rahip vardı ki, Bursa'da, bir dağın mağarasında tek başına yaşardı. Senenin son ayında, Bursa'ya iner, bir ay kadar tenha bir yerde inziva ederdi. Emir Sultan hazretlerinin Bursa'ya geldiği sene, yine mağaradan çıkıp, doğruca Emir Sultan hazretlerinin "rahime-hullahü teâlâ" bulunduğu yere geldi ve; - Safa geldin yâ Emîr! dedi. Büyük velî sordu: - Benim "Emir" olduğumu nereden bilirsin ey rahip efendi? - Rüyada öğrendim. - Kimden? - Senin büyük ceddinden. O büyük Resul haber verdi. - Öyleyse niçin iman etmezsin? - Ben, o büyük Peygamberin huzurunda iman ettim, dedi. Ve ayrılıp gitti. EVİNİ SATMIYORDU, AMA... Bayezid Han, Bursada, Ulu Camiyi yaptırmaya karar vermişti. Ancak arsada bir yaşlı kadının evi vardı ve bir türlü satmıyordu. Padişah, bizzat gidip rica ettiyse de, kadın; - Olmaz! dedi yine. Yıldırım Bayezid Han çaresizdi. Emir Sultan hazretlerine gidip; - Aciz kaldık hocam, himmetinize muhtacız, dedi. Emir Sultan hazretleri dua etti. O gece, rüya gördü kadın. Şöyle ki; Kıyamet kopmuş, halk mahşer meydanında toplanmış, hesapları görülmüş, Müslümanların hepsi Cennete gitmiş, sadece o kalmıştı meydanda. Melekler sordular kadına: - Sen de Cennete gitmek ister misin? - Elbette isterim. - Öyleyse sat evini sultana. Bırak inadı. O anda uyandı. Anlamıştı hatasını. Sultana koştu hemen. - Evim senindir, dedi. Ve ekledi: - Para da istemem. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com