Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Hindistan Evliyâsından Muhammed Mazhar hazretleri 1883 (H.1301) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti. Babası Ahmed Saîd-i Fârûkî’nin kabri yanında medfûndur.

Bir gün birkaç sevdiğine;

“Kardeşlerim! Her ne yaparsanız mutlaka Allah için yapın, yoksa mahşerde faydasını göremezsiniz” buyurdu.

Ve şunu anlattı:

Mahşerde bir âlim getirilir.

Ki, çok kitaplar yazmıştır.

Melekler, onu cennete götürürken Hak teâlâ sorar:

“Onu nereye götürüyorsunuz?”’

“Cennete yâ Rabbî!”

“Neden?”

“Bu kulun, çok dînî kitaplar yazdı. İnsanlara İslâmiyeti anlattı, onun için” derler.

Rabbimiz buyurur ki:

“Hayır, o kitapları, ‘ne çok ilmi var’ desinler diye yazdı. Öyle de dediler. Onu cehenneme götürün!”

Onu cehenneme götürürler.

Sonra da şunu anlattı:

O gün bir “şehit” getirilir.

Ki, kan revan içindedir.

Melekler, onu da cennete götürürken Hak teâlâ sorar:

“Onu nereye götürüyorsunuz?”

“Cennete yâ Rabbî!”

“Niçin?”

“Bu kulun bir harpte kâfirlerle çok şiddetle çarpıştı ve yaralanıp şehit oldu” derler.

Rabbimiz buyurur ki:

“Hayır, o, ‘ne kahraman kişi’ desinler diye harbetti. Öyle de dediler. Onu cehenneme götürün!"

Onu da cehenneme götürürler!..

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR