Doksan kişi çağır! Peygamber-i zîşân''ın mûcizesi eseri, Az yemek, çok kimseye yetiyordu ekseri. Mesela Resûlullah Mekke''den hicretinde, Ve Nurlu Medine''ye teşrif ettiklerinde, Önce hazreti Halid bin Zeyd Eba Eyyûb''un, Hanesinde ikamet ettiler bir nice gün. Bu mübarek sahabi anlatır ki; Bir kere, Yemek götürmüş idim, hazreti Peygambere. "İki kişilik" idi, götürdüğüm o yemek, Zira Resûlullah''la, Ebu Bekir vardı tek. Bana buyurdular ki; Haber ver sahabeye, Ensardan otuz kişi, gelsin yemek yemeğe. "Peki ya Resûlallah" deyip çıktım o zaman, Yemeğe, otuz kişi davet ettim ensardan. Onar onar oturup, yemek yeyip doydular, Yemekte bir azalma olmadı zerre kadar. Sonra buyurdular ki; Ya Halid sen git yine, Altmış kişi davet et, yemek ziyafetine. Çağırdım, hepsi gelip, yediler o yemeği, O altmış kişinin de, doydular hepsi iyi. Sonra üçüncü defa, buyurdu ki O Server: Yâ Hâlid, doksan kişi davet eyle bu sefer. Davet ettim, geldiler, yediler o yemekten, O doksan kişinin de, doydu hepsi tamamen. Misafirler gidince, yemeğe ettim nazar, Gördüm ki bir azalma olmamış zerre kadar. Peygamber Efendimiz mücahidlerle yine, Bir sefere çıkmıştı, Rumların üzerine. Mücahidler ordusu, emri ile Resûlün, Düşmanı o mevkide beklediler yirmi gün. Sonra da Medine''ye dönüş için O Server, Hareket emri verdi, ordusuna bu sefer. Lâkin acıkmışlardı, mücahidler bu kere, Gelip arz eylediler, bu hali O Servere. Dediler ki; Bir şeyler yemek arzu ederiz, Zira artık açlıktan yürüyemez haldeyiz. Yere yaygı serdirip, buyurdu ki O Server: Getirin yanınızda ne mevcut varsa eğer. Kimi bir avuç buğday, kimi hurma getirdi, Küçük bir tencerede, bunları pişirttirdi. Ve dua buyurunca, ona Nebiyyi zişan, Hak teâlâ yemeğe, bereket etti ihsan. O kaptaki yemeği, dağıttı eshâbına, Doldurdu hem de çok çok, her birinin kabına. "Otuz bin" sahabinin, kabına yemek koydu, Hepsi de o yemekten, o gün yedi ve doydu. Koca İslâm ordusu, yedi de hepsi tek tek, Yine de tencerede, eksilmedi o yemek.

