Kaydet
a- | +A

Demir Hoca “rahmetullahi aleyh”, Nevşehir'de yaşayan velîlerden olup, kabr-i şerîfi oradadır.

Çok cömert bir zâttı.

Kendisine bir hediye gelseydi hemen fakîrlere dağıtır, kendine bir şey ayırmazdı.

Kendisi de muhtaçtı hâlbuki...

Hanımı bir gün dert yandı kendisine.

Dedi ki:

“Efendi! Biliyorsun ki, bizler fakîr ve muhtâcız.”

“Evet hanım.”

“İhtiyaçlarımızı temin edemiyoruz.”

“Evet, öyle”

“Ama sen, zenginler gibi davranıyorsun. Bize gelen hediyeleri başkalarına dağıtıyorsun.”

Mübârek sordu:

“Peki hanım, ne yapmamı istiyorsun?”

“Ne bileyim, hani birâzını da bize ayırsan diyorum. Kendimiz muhtaçken dağıtmak olur mu?”

Mübârek zât birden ciddîleşti ve sordu:

“Bak hanım! Bize neden böyle çok hediye geliyor, sebebini hiç düşündün mü?”

Hanım merak etti...

“Hayır, nedenmiş?”

“Dağıttığım için; ben dağıtmasam hiç hediye gelmez bize. Sen verirsen Allah da sana verir. Bu, böyledir her zaman.”

Kadıncağız mahcuptu!

“Haklısın bey” dedi.

Ardından da;

“Anladım Efendi. Çok iyi anladım. Sen bildiğin gibi yap, vermeye devam et” dedi.

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR