Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Peygamber Efendimiz eshâbıyla bir bahçede oturmuş yemek yiyorlardı. Bir câriye geçti oradan. (Harpte esir alınan kadın köleye câriye denir.)

O câriye dönüp baktı.

Efendimizi gördü.

Huzûruna yaklaştı.

Ve "Yediğinden bana da ver" deyiverdi. Sahâbe-i kirâm şaşırdılar! Efendimiz, önündeki yemekten bir lokma alıp uzattılar o kadına.

Lâkin câriye almadı.

"Onu istemiyorum."

"Ya ne istiyorsun?"

"Ağzında çiğnediğinden!"

Eshab daha da şaşırdılar!

Hattâ öfkelendiler!

Ama Efendimiz onu kırmadı. Mübârek ağzındaki lokmadan verip onu sevindirdi.

Kadın, Resûlullah Efendimizin elinden o lokmayı alıp da yediği anda hâlinde âni bir değişiklik oldu.

O edepsiz hâli gitti.

Çok pişmân oldu.

Yaptığından utandı!

Kızardı, bozardı...

Önüne bakarak süratle uzaklaştı o yerden. O günden sonra "edep hayâ" timsâli bir hanımefendi oldu. Öyle ki; edep ve terbiyesiyle parmakla gösteriliyordu o havâlide...

● ● ●

Efendimiz aleyhisselâm, çocuk sahâbîlerden Hazret-i Katâde'nin yüzünü sevgiyle okşamışlardı bir gün.

O an yüzü değişti.

Bir parlaklık geldi.

Öyle ki; akrânı arasında hemen fark edilirdi. O parlaklık, ölünceye kadar da hiç gitmedi ondan...

ÖNE ÇIKANLAR