Bu zat buyuruyor ki; (Evliyayı seviniz, Zira bu sevgidedir, sonsuz saâdetiniz. Sevmenin şartı ise, elbet "Söz dinlemek"tir. Eğer dinlemiyorsa, o, sevmiyor demektir. Kim ki Hak teâlânın, emirlerine uymaz, "Allah''ı seviyorum" demesi doğru olmaz. Ve her kim uymuyorsa, Resulün sünnetine, Onun da inanılmaz, "Seviyorum" sözüne. Her kim de hocasını, dinlemiyorsa eğer, "Hocamı seviyorum" diyorsa yalan söyler.) Bir gün de buyurdu ki; (Ey kardeşlerim, şu an, Nefsi emmaresidir, insana büyük düşman. Dinin her bir emrinde, bu "nefsi kırmak" vardır, Zira o kırılırsa, neticesi hayırdır. İstişare eyle ki, bu nefsi kırar iyi, Zira nefs, hiç istemez, istişare etmeyi. Eğer yolda giderken, rastlarsan bir mü''mine, Önce sen selâm ver ki, kırılsın nefsin yine. Müsâfeha edecek olursan yine eğer, Önce sen el uzat ki, bu dahi nefsi ezer. Kırıldığın kimseden, önce sen özür dile, Ki yine senin nefsin, kırılsın böylelikle. Öfkelenme, halim ol, çok çalış, olma tembel, Bunların herbiri de, nefsi kırar mükemmel. Muvaffak olmanın da, sırrı "halim olmak"tır, Tatlı dil ve güleryüz, yani güzel ahlaktır. Nefsin bizi en fazla aldattığı husus da, Bize hep, "Sen haklısın" dedirtir her hususta. Lâkin Resûlullah''ın, bu değil tavsiyesi, Ancak O''na uymakla, ezeriz biz bu nefsi. Bir gün de genç bir kişi, gelmişti huzuruna, Gençlikten bahsederek, şöyle buyurdu ona: (Ey oğlum, bu genç çağda, her ne yapmak istersen, Kolaylıkla yapacak bir haldesin şimdi sen. Gençlik, sıhhat, güç kuvvet, mal, rahatlık, boş vakit, Bulunmaz başka zaman, bundan daha müsait. Ebedî saâdete, kavuşturacak olan, İşleri yapmak için, niçin durursun şu an? Halbuki bu ameller, hep senin yararına, Niçin bırakıyorsun, bu işleri yarına? Ömrünün en kıymetli, ve en çok faideli, Zamanı gençliktir ki, kıymetini bilmeli. Bu çağda, amellerin en kıymetlisi olan, Yaradan''a ibâdet yapmalıdır durmadan. O''nun yasak ettiği, günah işlerden dahi, Kaçmağa, titizlikle çalışmalı tabii. Beş vakit namazı da, mümkün olduğu kadar, Cemaatle kılmayı, etmeli âdet, şiar.)

