Gönüllerde artık sınırlar yok

Sesli Dinle
A -
A +

Küreselleşme tüm hızıyla, artı ve eksileriyle insanları birbirine yaklaştırıyor. Dünyada her ne kadar ülkelerin coğrafi sınırları olsa da en azından gönüllerde artık sınırlar yok. Dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan olumlu ya da olumsuz bir olay en uç noktadaki bir insanın hayatına şu veya bu şekilde etki ediyor. Yani KELEBEK ETKİSİ gözle görülür bir gerçek… Diğer taraftan korkarım hâlâ farkında olma sorunları yaşıyoruz. Oysa dünya üzerindeki nimetleri, tabiatı, zamanı, enerjiyi doğru tüketmek bence insan olmanın ilk şartı. Bizler Türk Ulusu olarak KURTULUŞ SAVAŞI ile dünya tarihine en güzel ‘Yardımlaşma ve Dayanışma’ örneğini sunduk. Bir toplumda yardımlaşmak geniş düzeyde yaşanıyorsa, arkadaşlık, iyilik, hayır duyguları da güçlenir. Bu da o toplumu daha güçlü kılar. Sonuç olarak yardımlaşma; zenginle fakir, tokla aç arasındaki uçurumu kapatır. Yardımlaşma ve dayanışma hayatın vazgeçilmez iki ‘kutsal’ kelimesidir. Türk toplumunun bu iki kelimenin değerini bilerek yaşamaya devam edeceğine dair inancım kişisel olarak tamdır. 

İNSANÜSTÜ GAYRET VERİLDİ

Küresel popüler kültürde ben merkezcilik maalesef artıyor. Toplumumuzun belli kesimlerinde korkarım yardımlaşmanın değeri güç kaybediyor. Oysa insan ihtiyacından fazlasını paylaşabilmeli, kaldı ki dinimiz ve kültürümüzde bu düşüncenin bir adı var İNFAK. Paylaşmayı ve borçlu olmayı yöntem olarak görüp yardımlaşırken ‘ben güçlüyüm, yardım ediyorum’ diyerek kısaca acıyarak bencillik ruhuyla yardım yapmak tam anlamı ile yardım olmuyor. Elbette yapılan hiçbir iyilik boşa gitmez. Ancak yaptığınız yardımı, yardım alan ya da bu hadisenin çevresinde olan insanların gözüne sokmayı çok doğru bulmuyorum. Son yaşadığımız büyük depremden sosyal ve ekonomik olarak çok etkilendik. Ben de her duyarlı insan gibi mutfak şeflerimizin ve sosyal medyada doğru bilgilendirme yapan fenomenlerin olağanüstü gayretlerini hayranlıkla izliyorum. Büyük çaba ve insanüstü gayretlerle verdikleri mücadele şüphesiz ki takdire şayan. Ülkemizin gururu tanımaktan onur duyduğum değerli şefler;  Şef Ebru BAYBARA DEMİR, Şef Türev ULUDAĞ, sevgili dostum koca yürekli adam Cüneyt ASAN,  Şef Hazer AMANİ,  Şef Ali RONAY, Şef Umut KARAKUŞ, Şef Fatih TUTAK, Şef Maksut AŞKAR,  Şef Ömür AKKOR, Şef Yunus EMRE AKKOR, Şef Mehmet GÖK, Şef Deniz Murat TEMEL ve  reklam peşinde koşmayan değerli sosyal medya fenomenleri, Celal ARPAT, Mehmet GÜVEN (GURMECANLAR), Murat PALA (LEZZET ORMANDA), Sinan CANLI (DAMAK USTASI), Ender ŞİRE (Ender Mutfakta) aklıma ilk gelenler… İnanıyorum ki ismini buraya yazamadığım onlarca yüzlerce insanımız farklı şekillerde çaba gösteriyor emek veriyor. ALLAH GÖNÜLLERİNE GÖRE VERSİN. 

ÇABALAR HIZ KESMEMELİ

Bir tas sıcak çorbanın, samimiyetle uzanan elin sıcaklığının depremi yaşayan insanlar için önemini anlatabilmek çok mümkün değil. Ama lütfen çabalarımızın değerini hafifletmeyelim. Artık talihsiz ve yüreklerimizi dağlayan deprem üzerinden 12 gün geçti, yoran, tekrar eden hatta bazen istemeyerek bile olsa üzen ve suçlayan paylaşımlardan biraz uzak duralım. Montesquieu’nun dediği gibi ne yazık ki ülkemizde LAF YETİŞTİRMEKTEN KENDİNİ YETİŞTİRMEYİ UNUTMUŞ İNSANLAR VAR. Hâlbuki ‘EĞER BİRİ YANILIR DA DİĞERİ DÜZELTMEZSE HATA İKİ TARAFINDIR’ der José SARAMAGO. Deprem bölgesinde her şeye rağmen çabalayan dostlarım; olur olmaz laflara, sözlere takılmadan yardımlarınız, çabalarınız gücünüzün yettiğince hız kesmeden devam etsin. Diğer taraftan artık devletin yetkili organları ve güvenilir yardım kuruluşlarının işlerini en hızlı, en doğru yapma zamanıdır. Onlara destek verelim çünkü zaman eksikleri konuşma zamanı değil. 

HATADA ISRAR ETMEK YANLIŞTIR

Unutmadan dikkat BİLGİ KİRLİLİĞİ çok tehlikelidir. İçinde olmadığımız, tam olarak gerçekliğini bilmediğimiz bilgileri paylaşarak çoğaltmayalım. Dilerim yüce Allah böyle acıları bir daha göstermesin. Ama lütfen bizler de tedbir alma konusunda bu acılardan ders çıkaralım. Hata yapabiliriz. Bizi insan yapan şey, hata etmemek değildir; hata ettiğimizi kabul etmektir. Hatalarımızda ısrar etmek yanlıştır ve bilhassa hatalarımızın bedelini ödememek ya da ödetmemek çok daha büyük bir yanlıştır. Biz insanlar hata ihtimali olduğu için düşünebilen ve kendini geliştirebilen varlıklarız. Ne demiş gönlü bol derviş Yunus EMRE “HİÇ HATA YAPMAYAN İNSAN, HİÇBİR ŞEY YAPMAYAN İNSANDIR. VE HAYATTA EN BÜYÜK HATA, KENDİNİ HATASIZ SANMAKTIR.”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.