"Bugün F.Bahçe Kadıköy'de Yunanistan'ın Panathinaikos takımı ile çok anlamlı ve zorlu bir maç oynayacak. Sayın Şen, sarı-lacivertli taraftarlara bu maç öncesi ne gibi uyarılarda bulunmak istersiniz?" "Bu akşamki maç iki kulüp arasında oynanan normal bir Avrupa Kupası maçı değildir. Öncelikli olarak bizim açımızdan baktığımızda gol yemeden en az iki farkla kazanılması gereken bir maç olduğunu söylemek istiyorum. Turu geçmek istiyorsak bu skoru elde etmemiz şart. Aslında F.Bahçe şu andaki mevcut kadrosuyla kolaylıkla UEFA şampiyonu olur. Taraftarlarımızın görevinin bu akşam başkandan, yöneticilerden, teknik direktörden hatta futbolculardan bile zor olduğunu düşünüyorum. Bir kere Yunanlı futbolcu ve seyircilere kesinlikle hakaret edilmemeli. Çünkü 2008 yılında yapılacak Avrupa Şampiyonası finalleri organizasyonuna Yunanistan'la birlikte talip olduğumuzdan bu maç olaysız ve centilmence geçmeli, tribünlerde en küçük bir hadise çıkmamalıdır. Ayrıca Kopenhag'da Avrupa Birliği'ne tam üyelik için Türkiye'ye tarih vermek istemeyen Avrupa ülkelerine taraftarlarımız koz vermemelidir. Bu akşamki içi hava dolu olan top, tıpkı Çin-ABD yakınlaşmasını başlatan ping-pong topu gibi büyük bir görev yapacaktır. Ancak F.Bahçeli taraftarlar böyle bir görev üstleniyorlar diye takımlarını her zamankinden daha coşkulu desteklemekten vazgeçmesinler. Bu maç çok değişik pencerelerden bakacağımız bir maçtır. F.Bahçe ne olursa olsun psikolojik yönden bir Yunan takımına elenmemelidir." "Ya teknik direktör Werner Lorant'a önerileriniz?" "Lorant'a önerim; Türk insanının hassas olduğu konulara dikkat etmesidir. Yani F.Bahçe, Panathinaikos'u UEFA Kupası'ndan mutlaka elemelidir. Lorant'ın elindeki kadro rakibinden çok çok daha iyi. Anlıyorum ki kafası çok rahat değil. Yardımcısı Oğuz'u Panathinaikos'u izlemeye göndermemiş. Oğuz'un çok tenkit edilecek tarafları olabilir, ancak ona 'Soyunma odasından basına bilgi sızdırıyor' suçlaması yapmak çok büyük haksızlık. Oğuz asla böyle bir şey yapmaz. Lorant bu maçta tüm bunlardan kafasını arındırıp, takımını gol yemeden en az iki farkla sahadan galip ayrılmasını temin etmelidir. Futbolcularının rahat olmasını sağlamalı, hiç telaşlanmadan topun kendi takımımızda daha çok kalmasının yollarını aramalıdır. Gol yiyerek alınan tek farklı galibiyetlerin de F.Bahçe için başarı sayılmayacağını bilmelidir." "Peki F.Bahçeli futbolculara tavsiyeleriniz neler olacak?" "Bu maçta her zamankinden daha rahat olmalılar. Oyun disiplininden asla kopmamalı, gol erken gelmedi diye telaşa kapılmamalılar. Erken gelmeyen golün getireceği baskı golün atılmasını da geciktirir. İşte burada da aslında yine taraftara büyük görev düşüyor. Bu gibi durumlarda futbolcularına sabır göstermeli, asla onları paniğe sevkedecek davranışlarda bulunmamalılar. Bir de futbolcularımızın en dikkat edeceği konu; Yunanlı oyunculara uygulayacağı pres olacaktır. Rakiplerine değil, topa karşı agresif olmalılar. Eğer dozaj kaçtıysa da rakiplerinden mutlaka özür dilemeliler. Bu davranışları tribünleri de olumlu etkileyecektir. Futbolcularımız bu maçta dar alana sıkışıp kalmamalı, oyunu geniş alan yaymalıdır. F.Bahçe özellikle bu maçta bu sezon oynadığı bir çok maçta olduğu gibi defansını geride kurmamalı, daha ileride savunma yapmalıdır." "G.Saray, Lokomotiv'e yenilerek sadece Şampiyonlar Ligi'ni değil, UEFA Kupası'na katılma hakkını da zora soktu. Böyle olunca da özellikle G.Saraylı yazarlar bir zamanlar yere göğe sığdıramadığı Fatih Terim'e karşı ağır eleştirilerde bulunmaya başladı. Bu konu hakkındaki yorumunuz?" "Fatih Terim için bu sezonun, teknik direktörlük kariyerinin en zor dönemi olacağını uzun zamandır söylüyorum. Terim hoca, G.Saraylı yazarların pek çoğunu elde ettiği başarılarla yola getirmişti. O insanların biriken kinlerini şimdi zayıf buldukları Fatih Terim'e yöneltmeleri anormal değil. Terim'in işi bundan sonra daha da zor. Futbol, hayatın gerçeklerini taşır. Karizmatik insanlar daima başarılı olmak zorundadır."