Kendi için değil ülkesi için çalışanlar değerlidir

Sesli Dinle
A -
A +
40 yıldır siyaset dünyasını ve taşranın mal hırsı içindeki siyasetçilerinin faaliyetlerini ister istemez takip ediyorum. Yıllarca tek kanallı, soğuk yüzlü, protokol haberciliği yapan, hakikatleri asla iletmeyen kamu kanalının uyutmalarına maruz kaldım.
90’lı yıllarda özel TV kanalları açıldı. Bunların yaptığı uydurma (asparagas) haber ve analizleri de bilgi sanarak beynime doldurduğum için kendime çok kızıyorum. İsimlerini saymakla bitiremeyeceğim kadar evrensel ölçekte zerre kıymetleri olmayan kimi ekran şöhretlerinin zırvalarını yıllarca takip ettim.
2 binli yıllarda içeriğinin yüzde 88’inin yalan (spam, reklam) olduğu ifade edilen internet hayatımıza girdi. 2023 yılı itibarıyla Türkçe ya da İngilizce dilinde yayın yapan binlerce haber, yorum, analiz, öngörü içerikli web sitesi var. Bu mecralarda periyodik olarak makaleler yazan on binden fazla kerameti kendinden menkul kişi bulunuyor. 
Güncel gelişmeleri analiz eden yazılar(?) hazırlayanların yüzde 90’ının ahkam kestiği alanda bir eğitimi, sertifikası, diploması yok. Çoğunun üniversite eğitimi; hiçbir kurum tarafından akredite edilmemiş (kabul görmemiş) yerli ve yabancı özel üniversitelerden parayla alınmış içi boş diplomalardan ibaret.
 
Medya böyle olunca siyaset de aynı çizgide ilerliyor. Nisan ayında 3 aylık maaşlarını peşin alan milletvekillerinin 300 kadarı yeniden seçilemedi. Ancak bunların yüzde 95’i peşin aldıkları 210 bin TL civarındaki maaşın 3’te 2’sini devlete geri iade etmediler.
 
Basitçe örnekleyelim. Bahçenizi düzenlemesi için bir işçi ile anlaştınız. İşçi parayı peşin olarak aldı fakat çapalama işinin yüzde 30’unu yapıp bıraktı. Bu durumda paranızın yüzde 70’ini geri almaz mısınız? Aynı durum Meclis’teki 300 civarı vekil için de geçerli değil midir?
 
Türkiye’de yaşayan 85 milyon insanın yüzde 90’ı kıt kanaat geçinebilmektedir. Hasbelkader son 40 yılda 81 vilayetin 70 kadarını gördüm. 300 kadar da büyük ilçeye gitme imkânım oldu. Ülkemizde orta kalite (montaja dayalı, fason) bir sanayileşme söz konusudur. Şirketlerin ürettiği malların katma değeri çok düşük olduğundan çalışanlarına verdiği maaşlar da azdır. Bizde "ileri teknoloji ürün yapımı" toplam hacmin yüzde 1,5’ini geçememektedir.
 
Sonuç olarak, bizde muhtarlık, meclis üyeliği, belediye başkanlığı, milletvekilliği, bakanlık gibi görevler servet edinme için değil, halka hizmet için yapılan bir iş olarak görülmediği sürece düze çıkmamız mümkün değildir. Ülkesi için vatanı için çalışan değerli siyasetçilerimiz ise başımızın tacıdır, dileğimiz siyaset kadrolarında her geçen gün, kendisi için değil ülkesi için çalışan bu değerli insanların sayılarının çoğalmasıdır.
     Ali Özdemir

Hayatta kendimi dışlanmış hissediyorum

“Feridun Ağabey, son zamanlarda ben mi alıngan oldum, çevremdeki arkadaşlarım mı farklı düşünüyor bilemiyorum ama artık kimseyle oturup herhangi bir konuda konuşamaz oldum. Yaşama sevincim kalmadı? Sevinecek sevindirecek bir şey bulmak istiyorum. Hayatta kendimi dışlanmış hissediyorum” diyen değerli Hüseyin Gazi T. isimli okuyucumuz bu soruları kendinize soruyor ve bir çözüm arıyorsanız ümitvar durumdasınız demektir. Yani “artık buraya kadar” diyerek öğrenilmiş acizlik kategorisine kendinizi hapsetmemişsiniz. Öncelikle sorunun sizde olmadığını bilmenizi isterim. Günümüzde hemen her birimizin farkında olalım veya olmayalım sanal dünya denilen bir dünyası oluşmuştur. Her birimizin tanıdığı bildiği üç beş tane reel arkadaşın dışında onlarca, yüzlerce hatta binlerce sanal arkadaşları var. Ve her birimiz beynimizi ipotek altına alan o sanal dünyadan o kadar memnunuz ki onsuz duramıyoruz. Dolayısıyla reel arkadaşlıklar sanal dünyanın yanında anlamsızlaşmaya başladı... Bu çok acı olsa da bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Böyle bir ortamda kimsenin kimseyle vakit geçirmeyi, oturup konuşmayı bir etkinlikte bulunmayı canı istemiyor...
 
Bir diğer konu da insanların bireysel dert ve düşünceleri global sorunların yanında gündemde yer bulamıyor... O kadar ki okyanusta dev bir transatlantiğin yanında filikanın hiçbir önemi olmadığı gibi... Öte yandan bu sanal kuşatmaya ve global sorunlara rağmen bireysel dert ve sorunlarımızın çözümü de bizi beklemektedir. Atalarımız “ateş düştüğü yeri yakar” derken bunu dile getirmişler. Sonuç olarak kimseyle iletişim kuramadığınız için kendinizi suçlamayın, sorunlu zannetmeyin çünkü çoğu insan şu an sizin yaşadığınız duyguları yaşıyor... Çözüm olarak “ben kimseden önemli olmayabilirim ama kimse de benden önemli değil” diyerek kendinizi öncelemeniz ve hangi durumda ve konumda iseniz işinizde aranan kimse olmaya kendinizi odaklamanızdır. F.A.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.