Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Dinle
Kaydet
Türkiye Gazetesi
Putin’in kadınları, mahremiyet ve ifade özgürlüğü
0:00 0:00
1x
a- | +A

Gazetemiz yazarlarından Cem Küçük geçenlerde bir yazısında şunları yazdı*:

"Dün Rus gazeteci Roman Bodanin’le ilgili bir habere denk geldim. Bodanin, Rus Devlet Başkanı Putin’in özel hayatına ilişkin bir kitap yazmış. Gazeteci, iddialara göre Putin’in gayrimeşru bir kızı olduğunu ve başka kadınlarla ilişkisini ortaya çıkarmış. Bu yüzden de ülkeden yani Rusya’dan kaçmış.

Konuya dün biraz baktım. Tabii Batı medyası Bodanin’i böyle anlatmış ama aslında ülkeyi terk etmesi yeni değil. Bodanin 2021 yılında Rusya’yı terk etmişti.

Bodanin 2017 yılında St. Petersburg merkezli Dozhd TV’de -Türkçe yağmur demek- çalışıyor. Oranın genel yayın yönetmeni. Gazeteci Zholobova ile birlikte Rusya İçişleri Bakanı Kolokoktsev ve oğlu Alexander hakkında bir haber yayınlıyorlar. Haberde İçişleri Bakanı’nın yasa dışı yollarla büyük bir servet elde ettiği yazıyordu.

Aslında 4 sene boyunca Bodanin’e dokunmadı Rus polisi. Roman Bodanin bir grup arkadaşıyla birlikte Proekt isimli bir haber sitesi kuruyor. 2021’de Ilya Traber ile ilgili bir haber yapıyor. 1980’lerde antika kaçakçılığı yapan Traber’in Putin’le ilişkisini sorguluyor. Hatta Putin’in tanıdığını kabul ettiği tek mafya Traber’in kendisi. Bu haberden sonra evi polis tarafından basılıyor. Başının belaya gireceğini anlayınca ülkeden kaçıyor Bodanin. Kaliforniya’ya yerleşiyor.

Dün yazılanlara göre Bodanin, Tsar Himself (Çarın Kendisi) isimli bir kitap yazıyor. Kitapta Putin'in “harem”ini yazıyor. Putin’in kadınları arasında bir hizmetçi, bir jimnastikçi ve bir de striptizci var. Hatta birinden kızı oluyor. Kızı Putin’e yüzde 70 benziyor. Jimnastikçi kadının da bir sevgilisi var ama -ne hikmetse- o da camdan düşüp ölüyor. Bakalım bu kitaptan sonra Bodanin’in başına neler gelecek?.."

Bu olay, hiç kuşku yok ki, özel hayatlar, mahremiyet ve ifade özgürlüğü tartışmalarını da ilgilendiriyor. Putin'in yaptıklarının onun özel hayatına girdiği ve bu yüzden bu tür haber ve yorumlara konu yapılmasının yanlış olduğu söylenebilir mi? Bu haberi yapanlar hakkında dava açılması ve yayının yargı yoluyla önlenmesi ifade özgürlüğü ihlali teşkil eder mi?

Mahrem alan her insan için bir ihtiyaçtır. O kadar ki, insan olmak insanların mahrem alanlarının olmasını âdeta gerektirmektedir. Bu her insanın diğer insanların keyfî müdahalelerine kapalı ve gözlerden uzak bir alanının olduğu anlamına gelir. Bu alana bireyler izin vermedikçe diğer bireyler ve kamu otoriteleri giremezler. Ancak bu kuralı bazen çiğnenmek zorunda kalınabilir.

Kamusal alan deyince akla genellikle aile hayatı gelir. Gerçekten de aile mahremiyetin en mühim oluğu yerlerdendir. Ancak, ailede dahi bunun sınırları vardır. Mesela anne-baba çocuklarına işkence edemez ve ediyorsa bunun haber yapılmasını mahremiyetin ihlal edilmesi olarak göremez. Putin’in durumunda da vakaların haberinin yapılmasının ifade özgürlüğüne girdiği söylenebilir, çünkü kamusal figürlerin mahremiyet alanı sıradan insanlarınkine nispetle daha dardır. Ancak, kadınların mahremiyet talebi Putin’in iddiasından daha güçlüdür ve burada ifade özgürlüğüne bazı sınırlar çizilmesi istenebilir. Bu yüzden haberlerde mesela kadınların tam adı yerine sadece ad ve soyadlarının ilk harflerinin yazılması düşünülebilir.

Sonuç itibarıyla, mahremiyet ve ifade özgürlüğü ilişkisi hakkında iki önemli nokta var. İlk olarak, ister hayatta ister vefat etmiş olsunlar, kamusal figürlerin korunan alanı kamusal figür olmayanların korunan alanlarına nispetle daha dardır. İkinci olarak, bazı vakalarda ifade özgürlüğünün sınırlarının nerede çizilmesi gerektiği muğlaktır. Bu yüzden anlaşmazlıklar olması olağandır. İfade özgürlüğüne ilişkin tartışmalarda bu iki hususun dikkate alınması gerekir.

*https://www.turkiyegazetesi.com.tr/kose-yazilari/cem-kucuk/iki-yabanci-gazetecinin-basina-gelenler-650628

Atilla Yayla'nın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR