- Konya Büyükşehir Belediyesi'nin "Darü'l-Mülk" sergisindeki Selçuklu sultanı büstleri, Dr. Mustafa Gülcan tarafından tarihi ve manevi değerlere aykırı bulunarak kaldırılması talep edildi.
- Emekli Mustafa Keskin, kızlarının eğitim masrafları ve yüksek kira nedeniyle yaşadığı maddi sıkıntıları dile getirerek yardım çağrısında bulundu.
- Emine Teyze, çocuk ağlamalarının genellikle açlık, yorgunluk veya susuzluk gibi temel ihtiyaçlardan kaynaklandığını belirterek, ebeveynlere bu durumu göz ardı etmeme tavsiyesinde bulundu.
Konya Büyükşehir Belediyesi'nin şehrimize büyük hizmetleri olmuştur ve olmaktadır. Bu anlamda Belediyenin "Darü'l-Mülk” adlı sergisinde 12 Selçuklu sultanının farklı maddelerden yapılmış suretlerinin dizilmiş olduğunu görüyoruz. Bu Hükümdarların böyle şeylere ihtiyaçları olmadığı gibi bunları gören gençlerimiz de bu yapılanları doğru zannederler. Selçuklu sultanlarımızın böyle resmedilmelerinden mübarek ruhları haberdar olursa muhakkak incinirler. 20. Yüzyılın başlarında da İbrahim HakkıKonyalı'nın bahsettiğine göre eski eserlere meraklı bir adama “Selçuklu hükümdarlarının parmaklarında çok kıymetli yüzükler varmış çok para eder” telkini yapılınca; mevki sahibi olan bu kimsenin isteğiyle sultanların kabirlerinin açıldığını okumuştuk. Tabii ki bu yapılan çok yanlış, olmaması gereken bir ihanetti. Darü'l-Mülk sergisinde Sultanlar, farklı büstleri sergilenerek hatırlatılmak istense bile uygun olmadığı için; aynı zamanda ilimle de meşguliyeti olan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Dr. Uğur İbrahim Altay Beyden bu suretlerin ortadan kaldırılması konusunu bir daha müzakere etmesini istirham ediyoruz. Saygılarımızla.
KTO Karatay Üniversitesi Misafir Öğr. Üyesi.-Dr. Mustafa Gülcan
“Lütfen, maddi yardımlarınızı bekliyorum”
Feridun Ağabey, büyük kızım İngilizce eğitim veren Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden bu yıl mezun oldu. Şu anda İstanbul Teknik Üniversitesinde yüksek lisans yapıyor. Küçük kızım bu yıl Fen Lisesinden mezun oldu. Üniversite sınavında iyi bir derece yaparak İngilizce eğitim veren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazandı. Şu anda hazırlık okuyor. Milletvekillerinden ve belediyelerden yardım alarak çok şükür burslar ayarladım. Ayrıca KYK bursu da alıyorlar. Bu bağlamda onlar, çok şükür idare ediyorlar... Terörün zirve yaptığı 1993 yılında karakollarda yedek subay olarak görev yaptım. Aldığım aylık 18 bin TL emekli maaşı ve ödediğim aylık 12.500 TL ev kirası ile çok ciddi anlamda zorlanıyorum. Markete haftada bir kez korkarak gidiyorum. 4 yıldır sabah kahvaltısı yapmıyorum. Sabahları bir bardak kahve ve yanında bisküvi ile idare ediyorum. Lütfen, maddi yardımlarınızı bekliyorum... Allah'a emanet olunuz... Selam ve saygılarımla...
Mustafa Keskin
Onlar her derdini tam anlatabilir mi?
Feridun Ağabey, geçenlerde önümde iki genç kadın, yanlarında dört beş yaşında bir kız çocuğu ile yürüyordu. Nereden gelip nereye gittiklerini ve tabii ne kadar yürüdüklerini bilmiyorum ama yanlarındaki çocukcağız gitmek istemez bir hâlde ağlıyordu. Anne olan muhtemelen gereksiz yere ağladığı gibi duyguyla olsa gerek çocuğuna göre ağır adımlarla yürümeye devam ediyordu.
Birkaç çocuk büyüten torunları olan bir anneanne olarak tahmin ettim. Çocukcağızın o ağlaması bana öyle geldi ki yavrucak ya yürümekten çok yorulmuş ya acıkmış ya susamış veya uykusu gelmişti... O yaşta çocuklar dertlerini böyle büyükler gibi anlatamaz ki. O bakımdan ağlamaya başlıyorlar. Yapılması gereken böyle durumda onun yorulabildiğini de acıkabildiğini de susayabildiğini veya uykusunun geldiğini vb. hesaba katmak. O ağlamayı çocuğun mızmızlanması gibi görmemek. Tabii ki söylediklerim bütün çocuklar için geçerli değildir. Ama annelerimiz bu tecrübeyi de akıllarında tutarsa iyi olur diye sizinle paylaştım. Saygılarımla.
Emine Teyze

