Mahallî seçimlerin sonuçlarının gösterdikleri

A -
A +

Türkiye önemli bir genel mahallî seçimi geride bıraktı. Hiç kuşku yok ki bu seçimden en kazançlı çıkan CHP, en fazla zararlı çıkan ise AK Parti. Her iki partinin durumunun ayrı ayrı ele alınması lâzım. Ancak, partilerin durumunu değerlendirmeden önce işaret edilmesi, hatta altı kalınca çizilmesi gereken önemli konular var...

 

En başta söylenmesi gereken şey böylesine güç ve önemli bir seçimi ciddî bir sıkıntı olmadan gerçekleştiren Türkiye’nin ve Türkiye demokrasisinin tebrik edilmesi gerektiği. Gerçekten, tüm seçim süreci önemli bir problem olmadan yaşandı. Böylece Türkiye demokrasinin bu temel şartını başarıyla yerine getirerek demokrasi tarihine bir altın sayfa daha ekledi. Bu başarının elde edilmesinde emeği geçen herkesi, başta YSK olmak üzere, tebrik etmek lazım.

 

Seçimler muazzam bir çoğulcu ortamda geçti. Faşistlerden komünistlere, dindarlardan sekülerlere kadar hemen her rengin bulunduğu uzun bir seçim pusulası kullanılması bunun en büyük göstergesi. Bu, bütün dünyaya Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğuna dair verilen bir mesaj olarak görülebilir. Bu da kutlanacak bir başarı...

 

Güneydoğuda ve doğuda başını bazı DEM’lilerin çektiği polislerin oy kullanmasına karşı çıkan ve Şırnak’ta AK Parti’nin kazanmasına itiraz eden demokrasi karşıtı hareketler sayılmaz ise seçim büyük bir olgunluk içinde vuku buldu. Söz konusu DEM’lilerin ise ırkçı bir Kürt milliyetçiliğini yansıttığı söylenebilir. Anlaşılan bu kimselerin memlekete bakışı söyle: Kendileri Türkiye’nin her yerine ortak ama kendilerinin yaşadığı bölgelerde sadece Kürtlerin iradesi ve temsil hakkı var!.. Bu bakışın gayet ırkçı olduğu ve demokratlıkla bir ilişkisi olmadığı gayet açık...

 

Bir başka mühim mesele seçim sonuçları karşısında gösterilen tavır. CHP her zamanki “seçim çalındı”, “hile yapıldı” iddialarını bu sefer dile getirmedi. Genel Başkan Özel seçim gecesi, bazı temel problemleri göz ardı etmekle beraber, makul olduğu söylenebilecek bir konuşma yaptı. Ama tersi olsaydı, yani AK Parti CHP’nin yerinde bulunsaydı, muhtemelen CHP ve CHP medyası şimdi "seçim çalındı" iddiasını dile getiriyor olacaktı. Buna karşılık, AK Parti çevreleri sonuçları büyük bir olgunlukla karşıladı. Erdoğan halkın tercihlerine saygı duyduğunu söyledi... Bir kere daha söyleyeyim. Türkiye seçim yapmada dünyanın en iyi demokrasileri arasında. Seçimlerde sonucu değiştirecek çapta bir yolsuzluk ve hırsızlık hemen hemen imkânsız. Son seçimlerde de hile ve entrika yoktu. Umarım bu olgun ve mutedil tavır kaybettiği ilk seçimlerde CHP’yi terk etmez...

 

Son olarak medyanın durumuna temas edelim. Öteden beridir AK Parti’nin medyada bir tür tröst oluşturduğu ve muhalefete hiç ses verme imkânı tanımadığı, seçimleri de bu şekilde kazandığı öne sürülüyordu. TRT ve AA’nın iktidar lehine bir yayın politikası izlediği elbette görmezden gelinemez, ama hem ana medyada mevcut çoğulluk içinde bunun bir önemi yok hem de bu yeni bir durum değil. Devlet medya sektöründe olduğu sürece bu kuruluşlar iktidara yakın durmaya devam edecek. Ancak, medyada böyle bir tröst yok. İktidara kategorik muhalefet yapan gazetelerin sayısı kategorik taraftar gazetelerden daha fazla. Ülkenin en çok satan gazetesi, gazete olup olmadığı bile tartışılabilecek olan ve âdeta bir CHP bülteni gibi çıkan Sözcü. Ayrıca, bu tez, doğruysa, seçimlerle medyada ağırlık arasında kurulan ilişkinin yanlış olduğuna yeni bir delil teşkil eder. Zaten bu iddia doğru olsaydı AK Parti 2002, 2007 ve muhtemelen 2011 seçimlerini kazanamazdı.

 

Ezberleri bozan ve bazı bakımlardan kafaları karıştıran sonuçlar veren bir seçim gerçekleştirdik. Bize düşen, millete ve memlekete hayırlı olsun demek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.