Liseyi 18 yaşında, üniversiteyi ortalama 23-24 yaşında, askerliğini ise ortalama 25-27 yaşında bitiren bir kişi, daha harçlık parasını babasından alıyorken, nasıl aday olabilecek? Fatih'in İstanbul'u 21 yaşında fethettiğini gösterenler(!), unutmayın; onun babası 2. Murad, hocası ise Akşemseddin idi... Hocasının kaftanı, çamuru ile hâlâ Topkapı'da. "Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" diyorum Hazreti Ali efendimiz gibi; ama ben hocalarımın nerede olduğunu dahi bilmiyorum. Peygamber efendimizin hadis-i şerifine dahi mazhar olmuş bir zatı, nasıl olabiliyor da milletvekili seçilebilme yaşına emsal olarak gösterebiliyorlar, akıl ve izan almıyor. Toplam 550 milletvekili bulunan meclisimizde, işsiz 230 bin üniversite mevzunundan kaçına iş bulunabilir ki? Bunların kaçına yer verebilecekler? Onlara milletvekilliğinden önce iş bulsunlar, iş!.. Milletvekilliğine aday olacak kişinin (veya kendilerinin yaptıkları) yapacağı masrafın bir bilançosunu çıkartıp bize ve 25 yaş adaylarına bir sunsunlar da görelim. Çünkü, "siyaset yapabilmek için önce para kazan, para kazanmak için de siyasete gir" formülü işliyor hâlâ bu ülkede. Siyaset parasız, parasız da siyaset olmuyor. Kendilerine iş arayıp, iş bulması gereken gençlerimizi de hayallere sevk edip, vakit kaybettirmesinler, sonunda hayal kırıklıkları yaşatmasınlar. 25 yaşında, babasından harçlık alan bir kişi, partiye önce kaç YTL kayıt bağışı yapar, kayıt sırasında altın mı yoksa hormal bir rozet mi alır? Yol parası, otel parası ne kadar? Seçim sırasında kullanılacak afiş ve broşürler için kaç para harcanır? Şeçimlerde yanında kaç adam koşturur? Onların masrafları ne olur? Kaç litre benzin yakar? Önseçimlerde veya seçimde bu kadar masraf yapıp da "kaybeden" bir gençin psikolojisi ne olur? 25 yaş kanununu çıkarmanın devlete, ailelere ne kadar yük getireceğini de mi hesap edemiyorlar? 25 yaşında milletvekili olabilme kanununu çıkarmaya çalışanlar, önce işsiz üniversite mevzunlarına "iş sahası açma kanunları" çıkarın... Bunların hesaplarını yapın. Türkiyemizin ve Türk Milletinin geleceği olan gençlerimizin psikolojilerini bari bozmayın.... > Selman Dinçel ------ > Spor kulüplerimizi göreve çağırıyorum Sayın kulüp yöneticileri; lütfen zafer sarhoşluğuyla, ana caddelere, yollara karşıdan karşıya apartman boyu spor kulübünüzün bayraklarını asıp, aylarca oralarda tutmayınız. Vatandaşın göz ufku kesiliyor, trafik baltalanıyor, rakip takım taraftarları arasında gereksiz zıtlıklar ve gerginliklere yol açılıyor. Lütfen bunu yapacağınıza, o milyarlık bayraklar için harcadığınız parayı yoksul-muhtaç vatandaşların doyurulmasına ayırınız, borçlarınıza mahsup ediniz. Bunca ciddi mesele varken, nedir bu şamata? Meydan muharebesi mi kazandınız ecdat gibi? Sevincinizi daha dengeli bir şekilde göstermenin yolları yok mu? 15-20 milyonluk İstanbul'da diyelim 100 bin taraftarınız bulunmakta; nerede, kalan insanlarımızın göz hakkı? Onların ufuklarını kapatma hakkını nereden buluyorsunuz? Birileri memnun olmuş, sevinmiş, para kazanmış diye sade vatandaşı rahatsız etmeye kimin hakkı var? Lütfen kendi aranızda anlaşın, bu tür rahatsızlık veren abartılara bir an önce son verin. Yetkilileri de bu hususlarda, vatandaşın huzurunu sağlamak adına göreve çağırıyorum... > Av. Ekrem Günhan-İSTANBUL ------ Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00