Fiyatlar artıyor, ücretler eşlik ediyor da peki sonra?

Sesli Dinle
A -
A +

Amerika'da enflasyon yüzde 8 civarında beklenirken, yüzde 7,7 gelince hepimiz pek bir sevindik. Hepimiz derken, bütün dünya... Nedeni belli. Kimsenin hoşuna gitmese de Amerika süper güç. Dünyanın gemisine rota veren ülke. Parası da dünyanın rezerv parası. Bu nedenle ülkedeki her adım, alınan her ekonomik karar, dünyanın tamamını etkileyecek güçte. Ülkemizde de maalesef bu ülkenin parası milyonlarca kişinin yatırım aracı. İnsanlar dolarla para kazanmasa da... Alışverişini dolarla yapmasa da 7'den 77'ye herkesin baktığı ilk ekonomik parametre dolar... Hatta doların yükselişini kesmek için uygulanan modelde dâhi 'Kur korumalı mevduat hesabı' uygulamasının ardından hiç bakmayanın da yüzü dolara döndü ve hâl böyle olunca, 7 saatlik zaman farkı olsa da, Amerika ile yatıp Amerika ile kalkar olduk. Amerika'da faiz yüzde kaç oldu, enflasyon nereye yükseldi, nereden indi, nereye kadar inecek, bunun için ne yapılmış, ne kadar etkili olmuş; hepimiz bunun derdindeyiz. Parasal her hareketimizi onların hareketlerine göre belirliyoruz; yine bütün dünya, yine maalesef...

 

İşte bu Amerika'nın, beklentinin altında gelen enflasyon verisi sebebiyle, bundan sonra nasıl davranacağı hepimizi çok ilgilendiriyor. Tabii çok da önemli. Öncelikle ülkenin para politikasını belirleyen FED, ilk faiz artışını 2022 Mart ayında 25 baz puanla başlattı, hızını artırarak 75 baz puanlık artışlara kadar yükseltti ve son toplantısında 75 baz puan faiz artışına imza attı. Bu FED, enflasyondaki artış hızı azıcık azaldı diye hemen faiz artırımlarına ara verip "Dur bakalım ne oluyor" demeyecek, izlemeye devam edecek...

 

Öncelikle bir rahatlama göreceğiz. Ücretler, enflasyona yakın seviyelerde artacak. İnsanlar alım gücünün arttığını düşünecek. Yatırım yapmak ya da talebi kısmak yerine "fiyatlar daha da artabilir" endişesiyle daha çok alım yapacak. Artan alım gücünü harcama yönünde kullanacak ve enflasyonda seyir hiç duraklama yapmadan yükselişe devam edecek. İşte o zaman Amerika ile birlikte bütün dünya 'enflasyon' sarmalında yuvarlanmaya devam edecek. Enflasyon yükseldi diye ücretler artacak, ücretler artınca alım gücü arttı zanneden sabit gelirliler, fiyatların daha da yükseleceğinden korkup alım yapacak. Arzın üzerinde artan talep yeni bir talep enflasyonu oluşturacak. Merkez Bankaları enflasyonu dizginlemek için parasal sıkılaştırma adımları atacak, yani faiz artıracak. Taa ki, zincirin bir yerindeki kırılmaya kadar... O kırılma da, alışkanlıkların değişmesi, hızlı ve sert kararların alınması; yani bizim 90'lı yıllarda çokça tekrarladığımız 'acı ilacı' içince gerçekleşebilecek. O acı ilaç da, siyasilerin oy kaygısının ülke menfaatinin gerisinde kalacağı tarihte içilebilecek ancak...

 

Yanında yardımcı tedbir almadan faiz artırmak enflasyonu dizginleyemediği gibi, ek tedbiri olmadan uygulanan düşük faiz de tek başına etkili değil. Bu nedenle dünya nasıl hep birlikte 50 yıldır görmediği kadar yüksek enflasyonla yaşıyor ve ABD buna da önderlik ediyorsa, acı ilacı içmeye de ABD başlayacak ve bu zincir bir şekilde, bir yerde kırılacak. Aksi hâlde dünya 40-50 yılda kazandığını enflasyona kurban verecek!..

 

 

 

 

 

Şu çekirdeğe bak sen!..

 

 

 

Dünyada üretilen veya toprakta yetişen hiçbir şeyin çöp olmayacağını iddia eden sistemdir 'sıfır atık' projesi... Aklınıza gelen her ürün işlenip yeniden kullanılabilir, hiç aklınıza gelmeyen atıklar enerjiye dönüşebilir. Tıpkı son yıllarda olduğu gibi... Kurutulmuş sebzeleri bilirdik de şimdilerde meyveleri kurutup cips hâline getiren sistem, bütün ürünlerin işlemden geçirilmesiyle elde edilen sebze unları bile var. Pazar artıkları bile işlenip toprağa dönüyor ve daha çok verime dönüşüyor. Çünkü doğa, kendini yenileme üzerine kurulmuş.

 

Son yıllarda değerini daha çok anladığımız zeytin... Zeytin ve yağı çok değerli, ilaç gibi. Çok önemli bu ürünün çekirdeklerini eskiden üreticiler kurutup yakıt olarak kullanıyordu ama, soba kullanımı azalınca kullanım da azalmıştı. Dün Anadolu Ajansı'nın haberlerinde bu müthiş ürünün yeni bir hâlini öğrendim. Hatay Tarım ve Orman İl Müdürü Ergun Çolakoğlu anlatıyor... Hatay'da 275 bin hektar tarım arazisinin yüzde 18'inde üretilen zeytinlerin yağının çıkarılmasından sonra kalan çekirdekler, Yusuf Eraslan isimli üreticinin fabrikasında özel makinelerde kurutuluyor, çekiliyor ve granül hâline getirilerek kalorifer yakıtı olmak üzere 25 ve 50 kilogramlık çuvallarla satışa sunuluyormuş. 1 ton çekirdekten 500 kilogram yakıt elde ediliyor, yüksek ısı sağlıyor ve en önemlisi de, 1 ton yakıtın bıraktığı kül sadece 3 kilogram. Hatta o küller de yine toprağa atılarak değer buluyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.