Gelecek vadedin gitmesinler!..

Sesli Dinle
A -
A +
Bugün dünyanın ortak problemlerini saymak gerekse, hastalık ve savaşların sebep olduğu gıda kıtlığı, üretim artışıyla aynı hıza ulaşamayan enerji, her geçen gün kirlenen sular diye sayarım bir nefeste... Ardından da nitelikli iş gücü, iyi yetişmiş insan derim sanırım... Nitelikli iş gücü demek, gelişme ve büyüme odaklı şirket demek. Teknoloji şirketleri başta olmak üzere, nitelikli insan kaynağını elinde tutmak büyük bir maharet hâlini aldı. Eskiden insanlar iyi iş arardı, şimdi şirketler iyi eleman arıyor. Elinde tutmak için de sadece para yetmiyor. Nitelikli gençler, her gün 9-18 çalışmak istemiyor.
Haftanın 5 günü işe gitmeyi de 'saçma' buluyor. İş saatleri deseniz hiç onlara göre değil. Hele ofismiş, kapalı ortammış... Yok, hiç onların işi değil.
 
Onlar deniz kenarında 1 saat çalışıp yarım saat yüzecekleri, biraz sonra belki online toplantıya katılacakları, bedenleriyle değil beyinleriyle çalışacakları şirketleri tercih ediyor. Bu gençleri arayan şirketler de yetişen az olduğu için birbirinden eleman 'kaçırma' telaşına düşüyor... Hatta öyle ki, geçenlerde Rekabet Kurumu ülkemizin anlı şanlı teknoloji şirketlerinin de içinde bulunduğu birkaç şirkete 'birbirinden eleman alarak ücretleri yükseltmeme' anlaşması yaptıkları için ceza verdi. İş bu boyutlara kadar geldi.
 
Çalışanın değerini bilmeyen, onu bir makineden değersiz gören şirketler, sektörler yok mu? Var. Hem de çok çok fazla var.
 
İnsan gücü sadece şirketlerin değil, başta da dediğim gibi dünyanın sorunu. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin en büyük sorunlarından biri de beyin göçü. Beyin göçü o kadar tehlikeli ki, şirketlerin rekabetçiliğinin, gelişiminin önünde kocaman bir set olarak dururken, ülkelerin geleceğini tehlikeye atan bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Ortak Akıl Danışmanlığı, günümüzde her türlü büyüklükteki işletme için 'dayanıklı şirket' olabilmenin yolunun nitelikli insan kaynağı için cazibe merkezi olmaktan geçtiğini her fırsatta vurguluyor. Şirketin Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez de yazılımcıdan sağlıkçıya kadar çok sayıda sektördeki yeteneğin dünyada kendi rotasını çizmeye çalışırken, beyin göçünün de ülkeler için ciddi bir tehdit olduğuna vurgu yapıyor.
 
Sönmez, TÜİK verilerinden derlemiş. Buna göre ülkemizde en çok göç edenler yüzde 26 ile 20-29 yaş arasındaki gençler. Fakat 18-25 yaş arasına da sorduğunuzda, yüzde 82,9'u da "İmkân olsa başka ülkede yaşarım" diyor. Bugün 12 bin Türk akademisyen yurt dışında. Bu yılın ilk çeyreğinde 700 doktorumuz gitmek için başvuru yaptı. Yani sorun büyük.
 
Gidişi önlemek, hatta gidenlerin dönmesini sağlamak için yapılması gereken çok şey var. Buna rağmen onları döndürmek bir tarafa, gitmelerini önlemek için bile çok fazla adım atılmıyor ve şirketlerimiz de ülkemiz de yeteneklerini başka ülkelere, bazen çok daha düşük pozisyonlara rağmen kaptırıyor.
 
Gençler bugün daha aşağıda bir yerlerde başlamayı göze alıyor. Çünkü yarın daha iyi bir yere geleceğine dair inancı yüksek. Peki ne yapmak gerek? Hem şirketler, hem ülke olarak?
 
Dr. Yılmaz Sönmez, öncelikle şirketlerin beyin göçünü tersine çevirebilmek için bir yol haritası çizmesi gerektiğini söylüyor. Ve devamında da şunların yapılmasını öneriyor:
 
> KARİYER ODAKLI HARİTA: Gençlere başarı ve kariyer odaklı yol haritası sunan şirketler, beyin göçüne geçit vermiyor. Dünyada dayanıklı ekonomileri yolu, beyinleri cezbeden şirketlerden geçiyor. Şirketlerimiz geleneksel yaklaşımlardan vazgeçerek iş birliği ve yetenek takaslarına sıcak yaklaşmalı. Böylece ölçekler büyüyecek, proje bazlı iş yeteneği gelişecek, projeci yaklaşıma sahip yetenekler cezbedilecek. Çok önemli bir detay da fiziksel varlık değil, esneklik ve iletişimle sağlanan uygun ortam inşa edilmeli.
 
> UYGUN ORTAM: Yapay zekâ günümüzün vazgeçilmezi. Robotik teknolojiler gerçekleştirerek verimlilik iklimi ile yeteneklerin çalışacağı uygun ortam inşa edilmeli.
 
> LİYAKAT HAVUZU: Genç yetenekleri gelecek hedeflerine ulaştıracak kritik adımlardan biri de şirket içi liyakat havuzu. Sadece bugünün değil, yarının yeteneklerini de cezbetmek böyle mümkün. Dijital lider, yeşil lider gibi rollerle insanlara inisiyatif verilmeli. Bu sayede öne çıkabilme yeteneği olanlar görülebilir, duygusal aidiyet sağlanabilir. Buna yatırım yapmalı.
 
> YETENEK BULMAK: Adalet ve açıklık önemli. Gençler şirketinizde hızlı ama emin adımlarla yükselebileceğini görmeli. Buna dayalı bir sistem kurmalısınız. Yetenek yönetimi birimleri profesyonel bir gözle oluşturulmalı. Geleneksel bordro İK'ları yerine yetenek yönetimi paradigması benimsenmeli. Hem şirket içi hem de şirkete yeni katılacak aktörlerin doğru rollere atandığı ve bunu gerçekleştirmek ve işletme körlüğünü aşmak için profesyonellerden yönetim danışmanlığı hizmeti alınmalı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.