Hafize Bacı meselesi

A -
A +

Türkiye, geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerin ardından Mehmet Şimşek-Hafize Gaye Erkan ikilisi ile çok önemli adımlar attı. Göreve gelmelerinin hemen ardından bir hedef açıklayan ikili, Körfez ülkelerinde Uzak Doğu'da, Amerika'da, Avrupa'da yatırımcılarla buluştu, programlarını anlattı. Sonradan aynı çevrelerle bir araya gelen iş adamlarımız "Şimşek-Erkan ikilisi yatırımcılara güven vermiş. Bunu davranış şekillerinden de sözlerinden de görmek mümkün" diyerek anlattı sık sık. Bu gerçekle, Türkiye'nin 900'lere kadar çıkan risk primi 300'lere kadar indi. İşler iyi gidiyordu. Program ve hedefler, arkasında hükûmet desteğinin olduğunu gösteren bir rayda devam ediyordu ki, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan görevden affını istedi. Çünkü ailesiyle ilgili süreci yönetemedi. Bu konuda çok yazıldı, çizildi, dillere pelesenk oldu konu. Bu yazılıp çizilenler arasında en 'eğreti' duranlar, eski TCMB başkanımızın cinsiyeti üzerinden yapılan eleştiriler. "Kadın bir babasıyla baş edemedi" gibi... Sosyal medya çirkinliklerinden bahsetmeyeceğim bile... Birçoğu 'ilkellik' diyeceğim türdendi hatta. Fakat en fazla üzüldüğüm ifade, çok değer verdiğim ekonomi yazarlarından Osman Ulagay'ın yazısında çıktı karşıma... Hafize Bacı diye bahsediyordu Gaye Hanım'dan. Ne yaptıkları, ne yapamadıkları, ne söyledikleri... Cinsiyeti üzerinden sıfatlandırıldığını görmek 'garip' geldi doğrusu... Beni tanıyan, yazımı okuyan bilir ki, kadına yönelik ayrımcılığa fena hâlde sinirleniyorum; ama tüm ayrımcılığa... Yani hem negatifine, hem pozitifine. Burada tam bir negatif ayrımcılık var. Ayrımcılık yapmıyor gibi davrananlar bile yapıyor hâlâ. Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ilk başlatan olmuştu 'iş adamları' yerine 'iş insanları' söylemini... Yani gördüğünüz gibi 'iş insanı' diyerek eşitliğe adım atmış olmuyor, beynimizdeki bakışı değiştiremiyoruz...

 

Eski Başkan Erkan'ın ardından bir anekdotu da eklemeden geçmek istemedim. Diyor ki İTO Başkanı Şekib Avdagiç: 

 

Hafize Gaye Erkan'ın görev süresinde, hem genel hem bire bir toplantılarda birçok konuyu kendisine aktardık. Kamuoyuna açmadığımız birçok konuda çok net ve hızlı ilerlemeler sağlandı... Şimdi görev yeni başkan Fatih Karahan'da. Kendisiyle de aynı sürecin devamından, iş dünyasından hiç kimsenin şüphesi yok...

 

 

 

 

 

Ahlaksızlık mı enflasyondan

 

enflasyon mu ahlaksızlıktan...

 

 

 

Bütün dünya yıllardır enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Ana yöntem, yüksek faizle talebi kısmak... Fakat talep kısılınca büyüme düşüyor ve hatta durgunluk başlıyor. Durgunlukla birlikte enflasyon da yükselmeye başlıyorsa adına stagflasyon deniyor... Enflasyon, toplumların en büyük sorunlarından biri. Eski Cumhurbaşkanlarımızdan merhum Süleyman Demirel'in, herkesçe çok sık kullanılan, benim de daha önce bahsettiğim bir sözü; enflasyon için amiyane tabirle 'cuk oturan' cümleler bütünü. Demiş ki 90'larda Demirel: 

 

Esas enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz...

 

Evet, enflasyon ahlakı bozuyor... Hele de bir toplumda ahlak zaafı varsa daha tehlikeli boyutlara varır bu mesele... E tabii burada "Enflasyon mu ahlakı bozuyor, ahlakı bozuk olan mı enflasyonu körüklüyor" gibi bir soruyu sormadan edemiyor insan. Son yıllarda özellikle ülkemize rafındaki ürüne bile defalarca kere zam yapan, her gün etiket değiştirmek için eleman çalıştıran, tarlada 2 lira olan ürünü markette 20 liraya satanları gördüğümüzde, ikinci şıkkın bazen ağır bastığını görebiliyoruz aslında...

 

Bir de gerçekten enflasyonun düşmesini istemeyen önemli bir kesim olduğundan neredeyse eminim... Çünkü enflasyon ortamı, puslu bir hava. O puslu havada bir ürünün maliyeti nedir, o maliyetin üzerine ne kadar kâr eklenebilir, soran yok, itiraz eden yok... Tabii bir de serbest piyasa var. Kime göre, neye göre?

 

Eee... Hâl böyle olunca herkes kendi menfaatini, her şeyin önüne koyar. Hayvancılık kredisi almak için aynı hayvana 5 kere kayıt yaptıranlar, anne babasına baktığı için devletten para isteyenler, yarın daha fazla para edecek diye piyasadan araç toplayanlar, 'zam yaptı' imajı olmasın diye paketin gramajıyla oynayanlar, daha fazla komisyon almak için ev sahibine 'kiracını çıkar, daha iyisini bulayım' baskısı yapanlar, ucuza kiraya vermesine engel olanlar, devlet KDV'de indirim yaparken o indirimi vatandaşa yansıtmayıp cebe atanlar... Daha neler neler... Ahlak bir kere bozulmayagörsün!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.