Dün akşam turnuvanın en fazla sayı atan takımı Sırbistan karşısına çıktığımızda 12 Dev Adam'ın ne yapacağını herkes merak ediyordu. Sırplar oyuncu potansiyeli olarak Hırvatlardan hiç de aşağı kalmadıkları gibi, basketbol geleneği olarak onlardan çok ileriydiler ve bizim için çok zorlu bir rakiptiler. Oyunun hemen başında üçlüklerimiz girince birçoklarının beklemediği kadar iyi bir başlangıç yaptık. (3-13.) Savunmada da istekli ve etkiliydik, Mehmet Okur'un kısa süredeki iki bloğu savunma direncimizin net dışa vurumuydu. Sırbistan geriye düştükten sonra savunmasını yaydı ve dış şutörlerimizi yakın almaya başladı. Hücumda bir iki top kaybı ile birlikte 17'de yakaladılar bizi. Sırpların oyunu toparlamasını sağlayan faktör, buldukları birkaç hızlı hücum oldu. Daha çabuk geri koşup bu yakın atışları vermeseydik, farkı daha erken açabilirdik. Dış atışlarla skoru önde götürmeye devam ettik. Oyunun mücadele kategorilerindeki performansımız iyiydi, özellikle hücumda potadan dönen topları alabilmek için müthiş çaba harcadık. Hücumumuzu öncelikle ayakta tutan dış şut isabetimizdi. Bu sayede açılan savunmaya karşı yakın atışlar da bulduk. Potaya topla daha fazla ve etkili drive ettik. Ancak en önemlisi Japonya'daki yüksek mücadele seviyemizi yeniden yakalamamızdı. Eşitlikle sonuçlanan ilk yarıda hava toplarında rakibin iki mislisini aldık. İki takım da soyunma odasına gidip strateji tazeledikten sonra asıl kozların paylaşılacağı üçüncü periyodda, biz çok iyi oynadık. Onları öylesine dirençli karşıladık ki, kısa sürede oyunun dengesi tamamen lehimize döndü. İyi giden hücumumuzdan güç alan savunmamızla, kaptığımız toplarla hızlı hücumlar da bulmaya başladık ve farkı açtık. Kritik dönemde sahneye çıkan Engin Atsür oyun kurucularımızın skor üretemediği eleştirilerine en zor maçta mükemmel cevap verdi. Son periyot başlarken üçlük ve ikilik atış sayımız aynı olup, üçlüklerdeki isabet oranımızın daha fazla olması ilginç bir istatistik olarak kayda geçti (13/27 üçlük atışa karşılık 10/27 iki sayılık atış.) Hırvatistan'a gücümüz yetmemişti açıkçası, ya da daha doğru bir ifadeyle onlarla oynadığımız gün onlar kadar etkili olamamıştık ve yenilmiştik. Tanjevic buna rağmen çok oyuncu kullandığı rotasyonuna aynen devam etmişti, çünkü hedef Avrupa şampiyonasıydı ve elindeki yeteneği en iyi şekilde kullanma arayışı İspanya'ya gidene kadar devam edecekti. Sırbistan karşısında çok daha iyi oynayıp maçı önde götürmemize rağmen yine aynı şeyi yaptı; oyun kurucu rotasyonumuzdan Serkan da nasibini aldı. Hazırlık platformunu arayışlarla değerlendirme konusunda Tanjevic'ten öğreneceğimiz çok şey var. Hazırlık turnuvalarının asıl şampiyona için birebir gösterge olmadığı bir gerçek, ancak doğru zamanda yükselen form grafiğimiz İspanya'da oynayacağımız kritik maçlar için ümit verdi. Daha önce yazmış olduğumuz gibi bugünkü finalde Hırvatistan ile kozumuzu tekrar paylaşacağız. Bu iyi oyunun hemen ertesi günü daha iyisini oynayıp Hırvatları da yenmek lazım, Avrupa Şampiyonası artık çok yaklaştı çünkü.