BEKO Basketbol Ligi'nin bir önceki sezonunun en iyi iki takımını karşı karşıya getiren ve Avrupa Şampiyonası'nın iki antrenörü Tanjevic ile Blatt'ın yönettiği mücadelede, geçen yılın play-off finalinde rakibini 4-0'la süpüren Fenerbahçe Ülker'in karşısında yeni yabancı oyuncular, yeni bir coach ve yeni bir oyun tarzıyla oldukça farklı bir Efes Pilsen vardı. Kazanmaya çok daha istekliydiler geçen yıla kıyasla ve maçın ilk üç periyodunda çok etkili olan Fenerbahçe karşısında iki kere farklı geri düşmelerine rağmen ikisinde de geri gelmeyi başardılar. *** Oyunun hemen başında Ömer'in iyi savunması ve enerji dolu oyunuyla tempo üreten sarı-lacivertliler, İbrahim'in ilk yarıda hiç atış kaçırmadan ürettiği 17 sayıyla güçlü bir hücum performansı yakaladılar. Üçlük yağmuru Efes'i olumsuz etkiledi; Fenerbahçe skorerlerini durduramamanın ötesinde kendi oyunlarından da uzaklaştılar (21-8.) Buna rağmen mücadelelerini sürdürdüler ve Tanjevic'in sık oyuncu değiştiren rotasyon düzeni karşısında arayı kapatacak fırsatları yakaladılar. Fener'in onca üstünlüğüne rağmen ilk periyodun bitiminde sadece 4 sayı gerideydiler (25-21) ve işin ilginç tarafı oyunu hemen hemen dengelerken rakiplerinin tam aksine bir tek üçlük isabet dahi bulamamışlardı. Hava toplarında da geride olmalarına ve daha da önemlisi Nicholas ve Serkan gibi iki önemli skorerlerinden hiç verim alamamış olmalarına rağmen iyi durumdaydılar. Üçüncü periyotta İbrahim'in bıraktığı yerden devam etmesiyle ve Semih'in pota altını iyi kapatmasıyla yeniden atağa geçen Fenerbahçe Ülker, Oğuz'a kadar uzanan geniş bir yelpazede üçlük resitaline -ve tekrar arayı açmaya- devam etti. Savunmada da oldukça iyiydiler, Nicholas ilk sayısını 26. dakikada atabildi. Sık oyuncu değiştirmenin karşılığını fiziki açıdan oyunun her anında diri kalarak alan Fenerbahçe bu sayede Solomon'u da takıma yararlı bir platforma çekti (56-40.) *** Ne var ki zihni konsantrasyon açısından aynı istikrarı sürdüremediler. Kalan sürede kolayca galibiyete uzanmak varken Mirsad'ın birkaç kritik düdüğe süregelen itirazları diğer oyunculara da yansıdı ve Ömer'in gereksiz teknik faulu oyunun gidişatını değiştirdi. Fenerbahçe rakibine sahayı dar eden çizgisini kaybetti, Efes ise direnç kazandı ve Gregory ile Hutson'ın sayılarıyla bitime 6 dakika kala rakibini yakalayıp geçiverdi. (66-67.) Son dakikalar adeta nefesleri keserken iki takımın da atış yüzdeleri düştü. Ender'in üç faul atışıyla bitime saniyeler kala skoru eşitleyen Efes eski oyuncusu Solomon'un son dalışını engelleyemedi ve en büyük kupa sarı-lacivertlerin oldu. Her iki ekip de kadroları ve kenar yönetimleriyle başarılıydı. Bu sezon çetin ceviz olacaklarını gösterdiler. Şimdiden çok formda görünen Fenerbahçe Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı alırken iki takım arasında önümüzdeki aylarda birçokları yaşanacak kapışmaların ilkini kazanmış oldu.