Savunmanın fendi

A -
A +

Cafe Crown G.Saray için Fitch'in, Cola Turka Beşiktaş için de Thomas'ın olmaması her iki takımda skor kapasitesi kaybına neden olabilirdi, ancak iki ekibin de çok sayıda kaliteli oyuncusu vardı ve bu eksiklikten etkilenmeyen, hatta yerinde uygulama değişiklikleriyle dezavantajı avantaja çevirebilen taraf hedefe daha kolay ulaşacaktı. Oyuna G.Saray iyi başladı. Hücumda rahat sayı bulurken siyah-beyazlılara da attırmıyorlardı. Bir süre sonra - herhalde artan faullerden olacak - alan savunmasına döndüler. Beşiktaş cephesinde Barış Güney oyuna alındı. Barış mükemmel savunmasıyla takımını toparladığı gibi, sarı-kırmızılıların iyi işleyen hücum organizasyonunu dağıttı ve oyunun gidişatını değiştirdi. Cevher'in ve diğer Beşiktaşlı şutörlerin alan savunmasına karşı sahneye çıkmasıyla saha üstünlüğünü kaybeden G.Saray geriye düştü ve oyunun geri kalanını rakibini yakalamaya çalışmakla geçirmek durumunda kaldı. Oyunun kaderini etkileyen en önemli istatistik 'top kapma' idi; sarı-kırmızılıların çok sayıda topunu kapan Beşiktaş, bunları süratle rakip sahaya taşıyıp kolay sayılara çevirdi ve deplasmanda oynamasına rağmen oyunun sonunda 81 sayıya ulaştı. G.Saray'ın kaptığı 9 topa karşı maç bitiminde 19 top kapmışlardı ki; diğer istatistik kategorilerindeki performansların birbirine yakın seyrettiği karşılaşmada, iki takım arasındaki yaklaşık 20 sayılık potansiyel maçın kaderini çizdi. Beşiktaş savunmasıyla kazandı yani. Sadece top kaparken değil, birebir savunmada, yardımlaşmada, pota altında, her yerde başarılıydılar ve bu Thomas'ın yokluğunu avantaja çevirdiklerini gösteriyordu bir bakıma. Thomas savunma yapmazdı, üstüne üstlük çok top kullanarak takımın diğer oyuncularını da eziyordu zaman zaman. Thomas'ı gönderen Beşiktaş, hem savunmasını kazandı, hem de daha şahsiyetli oynamaya başlayan diğer oyuncularını. Fitch'in her topu potaya atabilen oyun anlayışı G.Saray cephesinde benzer sonuçlar getirmekteydi sezon boyunca. İsabetli attığı zaman takımına maç kazandıracak kapasiteydi belki, ancak atamadığı zaman hücum dengesini bozuyor, hatta oyunu zaman zaman kör dövüşüne çeviriyordu. Telekom karşısında Fitch'i kenara aldıktan sonra iyi savunma yapıp daha dengeli hücum ederek arayı kapatmışlardı mesela. Cafe Crown G.Saray dün Fitch'in yokluğunda bunu yapamadı. Beşiktaş'ın sert yarı saha savunmasından kurtulmak içi aksine tempoyu hızlandırdılar. Attıkça kaçıran, kaçırdıkça atan Mitchell sahneye çıktı, Fitch'i hiç aratmadı ve sarı-kırmızılıların hücumları zaman zaman organize ataklardan iyice uzaklaşıp Fitch ve Mitchell'in temsilcisi oldukları sokak basketboluna döndü. Dakikalar giderek azalırken baskı arttı, ancak Beşiktaş ne yapması gerektiğini daha iyi bilen - ve daha iyi yönetilen - taraf olmaya devam etti. Beşiktaş adına bir diğer kilit isim ise Cevher'di. Geçmişte geriye düşerek üçlük atmak dışında kısıtlı katkı yapan Cevher, oyunun mücadele kategorilerinde kendini epeyce geliştirdiğini gösterdi ve takımına çok boyutlu katkı yaptı. Son dört maçı kaybederek galibiyete hasret kalan ve bu arada G.Saray'a karşı kendi sahasındaki ilk maçı kaybettiği için işi hiç de kolay olmayan Beşiktaş, beklentilerin üzerinde iyi oynayarak rövanşı almakla kalmadı, olası bir play-off eşleşmesinde durumu 1-1 yaptı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.