Mini bir 'Türkiye' anketi

Bizim yazı işlerinde tek soruluk bir anket yaptım.

 

Arkadaşlara "Geçen hafta ne oldu?" diye sordum. Hafızalarını yokladım.

 

Birisi Fas'ın maçını söyledi.

 

Üçü 'bebek gelin' skandalını.

 

Ekonomicilerin gündeminde asgari ücret teklifi ve EYT açıklamaları vardı.

 

Fakat arkadaşların kahir ekseriyeti Ekrem İmamoğlu hakkında verilen mahkûmiyet kararını hatırlattı.

 

Bizim yazı işleri sokağın ölçüsü olur mu bilmem. Ama haberin mutfağında bile bir iki mesele dışında bir şey kalmaması ilginç.

 

Oysa geçen hafta içinde o kadar şey yaşandı ki...

 

* Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Kızılelma havalandı.

 

* Bir zamanlar teröristlerin cirit attığı, ismini şehit haberleriyle duyduğumuz Gabar Dağı'nda kaliteli petrol bulundu. Bu, Türkiye'nin karada yaptığı en büyük keşif olarak tarihe geçti.

 

* Türkiye’nin ilk havadan karaya süpersonik füzesi TRG230IHA test edildi. Hedef tam isabetle vuruldu.

 

* Avrupa'nın en büyük gaz depolama merkezi Silivri'de açıldı.

 

* Rusya Devlet Başkanı Putin "Türkiye'nin doğalgaz ticaretinin merkezi olacağını, fiyatların da Türkiye'de belirleneceğini" söyledi.

 

* Türk dünyasına yıllardır 'mesafeli' duran Türkmenistan ile yeni bir döneme geçildi. Türkmen gazının Avrupa'ya Türkiye üzerinden yeni bir boru hattıyla ulaştırılması için prensip anlaşması yapıldı.

 

* TUSAŞ'ın ana yükleniciliğinde Sikorsky'nin S70 modeli baz alınarak geliştirilen Türkiye'nin yeni çok amaçlı helikopteri T70'in ilk teslimatı gerçekleştirildi.

 

* Türkiye'nin ilk yerli tasarım lokomotif motoru görücüye çıktı. Motor, Türk mühendisleri tarafından sıfırdan tasarlandı.

 

* Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, insansız deniz aracı Albatros-S'nin sürü hâlinde göreve hazır olduğunu duyurdu.

 

* Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde üretilen Türkiye'nin ilk yerli yüksek teknoloji bataryalı troleybüsü "Trambüs" tanıtıldı.

 

* Türkiye'nin ilk, dünyanın en büyük dalga enerji santralinin Ordu'da kurulması için anlaşma imzalandı.

 

* Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde beş yıldızlı Hilton oteli açıldı.

 

Türkiye, güzel baktığınızda güzel, kötü baktığınızda kötü diye görebileceğiniz bir ülke.

 

Kim neyi gösteriyorsa halk onu görüyor.

 

 

 

 

 

Nevşin'e kim "Hadi yallah" dedi

 

 

 

Ekrem İmamoğlu'nun aldığı hapis cezasının ardından Millet İttifakı iki gün üst üste miting yaptı Saraçhane'de.

 

CHP muhibbi kanallar baştan sona canlı yayınladı. Kameralar izleyiciye saatlerce boş boş kalabalığı gösterdi. Böylesi bir 'yandaşlığa' ilk defa şahit oldum.

 

Normalde ya konuk aldığında ya da lider çıktığında bağlanırsın. Cıstaka cıstaka müzik dinletmek nedir? Gerçi onu bile izleyen bir kitle vardı.

 

Halktv'nin YouTube hesabında anlık izleyici sayısı 40 bini buldu bir ara. Ne versen gidiyor yani...

 

Ama bu CHP'liler müzmin muhalif Nevşin Mengü'yü acayip kızdırmış.

 

Mengü, YouTube hesabından canlı yayın başlatıyor ama bir türlü CHP'lileri konuk alamıyor.

 

Yaşadıklarını şöyle dile getirdi:

 

"İnanılır gibi değil. Tanal 'Yoldayım kardeşim, anlamıyor musun, hadi yallah' falan deyip arkadaşımızın suratına kapatıyor telefonu. Engin Özkoç'u arıyoruz ‘Saraçhane'ye gidiyorum, bağlanamam’ diyor üstten üstten. Hayır yani, ne söyleyeceklerini mi bilmiyorlar? Nedir yani. Herkes konuşuyor. Siz ne gün konuşacaksınız acaba? Ya da konuşulmasın diye talimat mı gitti, ona göre insan gibi söyleyin. Genel Başkan’ımız açıklama yapacak sonra biz konuşuruz deyin. Böyle şımarık şımarık, hadi yallah diye surata kapatıyorsun. Bu ne ya! Şimdi bana diyorsunuz ki; muhalefeti eleştiriyorsun. Anlayamıyorum, anlamakta zorlanıyorum da onun için. Allah'ım Ya Rabbim. La havle vela kuvvete..."

 

Nevşin babadan CHP'lidir. Yırtınıyor, dövünüyor, sesleri olmak için ama o bile anlamıyor. Anlayamaz. Altı Ok'un yanında görünmez yedinci bir ok vardır, o da hizipçiliktir.

 

 

 

 

 

Gün gelir de...

 

 

 

Necmettin Erbakan'ın ismi, mezun olduğu İstanbul Teknik Üniversitesinin Gümüşsuyu kampüsüne verildi.

 

Hoca'nın ismi birçok merkezde yaşatılıyor. Konya'da adına kurulmuş bir üniversite var. Ancak İTÜ'ye verilmesi konuşulmamıştı.

 

Bu kararla ilgili övgü dolu yazıyı talebelerinden ya da Millî gazeteden filan beklerdim...

 

Ama meslek hayatı, Erbakan'ın temsil ettiği değerlere karşı mücadeleyle geçmiş bir isimden, Uğur Dündar'dan geldi.

 

Merhumu yere göğe sığdıramadı.

 

Liseyi ve üniversiteyi nasıl birincilikle bitirdiğini, Türkiye'nin ilk yerli motorunu geliştirdiğini, "Devrim” otomobilinin fikir babalığını yaptığını, siyasete atılmasaydı Nobel'i alabileceğini anlattı.

 

"Bu gecikmiş bir karardır" dedi.

 

Geçmişte bir karış suda boğmak istediklerini böyle övenler, gün gelir Erbakan'ın talebesi olan Erdoğan'ın yaptıklarını da takdir ederler mi?