Geçen perşembe günü yayınlanan “FETÖ darbesinin emir komuta zinciri TSK’ya ne zaman girdi?” başlıklı yazım(*) nedeniyle, yazıda adı geçen ve FETÖ’den tutuklu yargılanan eski başyaverlerden Bekir Furkan Özdaban’ın eşi Av. Hülya Özdaban’dan bir açıklama geldi.
Beni tanımadığını ve takip etmediğini not olarak düştükten sonra yazımdaki “Büyük yanlış”ı düzeltmek istediğini ifade etmiş ve şöyle yazmış:
“Eşim bahsettiğiniz gibi askerî lise mezunu değildir. Meslek lisesinden mezun olup Harp Okulunu kazanmıştır. Bu konuda yapacağınız düzeltmeyi merakla bekliyorum. Keşke bir insanı suçlu itham etmeden önce bir gazetecinin yapması gerektiği gibi azıcık araştırıp maddi gerçeği bulup yazsaydınız. Eşim 30 aydır tutuklu ve yargılaması hâlen devam etmektedir. Dosyayı keşke inceleyip de görseydiniz akıllara zarar hangi sebeplerden tutuklandığını hâlen yargılandığını görürdünüz. Bunları burada size anlatmak zahmetinde bulunmayacağım. Ceza hukukunun genel prensiplerinden bir tanesi şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Sizin yazı içeriğine bakılırsa siz yargılayıp cezasını bile vermişsiniz. Bize yapılan bu haksızlıklarda emeği geçen herkesi Allah'a havale ediyorum. Öbür dünyada iki elim yakalarında olacaktır.”
BU DA BENİM AÇIKLAMAM VE ASIL GERÇEK
Yazı FETÖ tutuklusu Bekir Furkan Özdaban üzerine kurulu değildi. Okunduğunda sadece isim olarak geçtiği görülecektir. Kuleli Askerî Lisesi’ne giren öğrenciler arasında onun da yer aldığı bilgisi mevcuttu. Meğer Kuleli’ye değil, liseden sonra Harp Okulu’na sokulmuş ve orayı bitirmiş.
Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra geriye hangi gerçek kalıyor?
Bekir Furkan Özdaban’ın FETÖ'den 30 aydır tutuklu olduğu ve yargılandığı gerçeği.
Yazımda kimseyi bir suçla itham etmiyorum. FETÖ’cülükten tutuklu ve yargılanan Özdaban’ı suçlayan ve itham eden adalet mekanizması, ben değilim. Bu mezuniyet onun FETÖ’den yargılandığı gerçeğini değiştirmiyor kısaca. Yargı kararını verecektir. Ama eminim kararı verirken 251 şehidimizin, okullarından, işlerinden atılanların, çeşitli iftiralarla hayatları karartılan insanların, intihar etmeye zorlanan subayların, çalıntı sorularla askerî liselere girenler yüzünden mağdur edilen gençlerin haklarını da dikkate alır.
Şunu söyleyeyim. Bizim de iki elimiz halkımıza bu acıları çektirenlerin, bu alçaklıkları yapanların iki yakasında olacak bu dünyada ve öteki dünyada.
Kimse kendisine uyduruk mağduriyetler devşirmeye çalışmasın.
.....
FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYIN:

