Hayat fâni...

A -
A +
Eski zamanların birinde çok akıllı ve bilgili bir hükümdar yaşarmış. Bu hükümdar, engin bilgisine her gün yenilerini eklemekten mutluluk duyarmış. Hükümdar yeryüzünde yaşayan ve geçmişte yaşamış olan tüm insanlara dair bilgileri öğrenmek istiyormuş. Vezirlerini yanına çağırmış ve “Bana yeryüzündeki bütün ulusların tarihini, geçmişte ve şimdi nasıl yaşadıklarını, hangi devletleri kurduklarını ve kimlerle savaştıklarını, her ülkede iş, sanat ve ekonomi dallarını, kültürlerini anlatın. Ülkelerini nasıl yönettiklerinden bahsedin, hangi savaş taktiklerini uyguladıklarını öğretin bana” demiş ve bütün bunlar için de vezirlerine beş yıl süre vermiş.
Vezirler, padişahlarından aldıkları emir ile ülkenin bilgili ve en akıllı âlimlerini toplayıp buyruğu iletmişler. Âlimler, beş yıl boyunca ülke ülke her yeri gezmişler ve toparladıkları bilgileri defterlerine kaydetmişler. Beş yıl sonra vezirler ve âlimler sarayda tekrar toplanmışlar. “Büyük hükümdarımız, emriniz yerine getirildi. Dışarıya bakarsanız isteğinizi gerçekleştiğini görürsünüz” demişler. Padişah hayretle pencereden bakmış. Sarayın önünde bir deve kervanı duruyormuş. Sonu ufukta kaybolan sıra sıra develer dizilmişler. Her devenin sırtında iki dev heybe ve her heybenin içinde on büyük cilt varmış. “Bu deve kervanı da nedir?” demiş padişah. “Bu develerin sırtındaki heybelerin içinde, dünya tarihini anlatan ciltler vardır” diye cevaplamış vezirler. “Emriniz üzerine bilge kişiler beş yıl boyunca durmadan çalıştılar” “Ömrüm bunların yarısını bile okumaya yetmez!..” diye kükremiş padişah. “Söyleyin âlimlere daha kısa bir tarih yazsınlar” diye eklemiş. “Fakat tüm önemli olayları eklesinler.”
Yeni bir dünya tarihi yazmaları için âlimlere bir yıl süre vermiş padişah. Zaman su gibi akıp gitmiş. Bir yılın sonunda sarayın önüne yine kervan gelmiş. Bu sefer yalnızca yirmi deve boyundaymış ve her devenin sırtına iki heybe her heybede de on ciltlik kitaplar varmış. Padişah yeni kervanı görünce yine hiddetlenmiş. “Hayır” demiş. “Daha da kısa bir tarih yazın ve en önemli olaylar olsun.”
Âlimlerin içerisindeki en akıllı olanı çıkmış ortaya ve “Yarın padişahım, isteğinize yarın kavuşacaksınız” demiş. Gecenin sonunda güneş dağların ardından tekrar yüzünü gösterip, gün ağarınca padişah sabırsızlıkla âlimlerin ve vezirlerin huzuruna gelmesini emretmiş. Yaşlı bilge, elinde ufacık bir sandıkla padişahın huzuruna gelmiş. “Ey ulu padişahımız. Tüm insanlık tarihinde yaşanmış en önemli olayları burada bulacaksınız” deyip elindeki sandığı uzatmış.
Padişah şaşkınlık içerisinde sandığı açmış. Kadife bir yastık içerisinde küçücük bir parça parşömen duruyormuş ve sadece bir cümle yazıyormuş. “Doğdular, yaşadılar ve öldüler.”
Şehitlerimize rahmet, tüm ölmüşlerimize mağfiret diler, seneidevriyesinde merhum babam Prof. Hasan Gürbüz’ün bugün mezarı başında yapılacak dua merasimine sizlerin de bir Fatiha'yla iştirakinizi rica ederim…
 
Ninem diyor ki; Ölüm dirim bizim için.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.