Babası yeni evlenen oğlunun evine tebriğe gider... Oturunca bir beyaz kâğıt, bir kalem ve bir silgi getirmesini ister.
Genç "Niçin?" dedi.
Baba "Hele sen getir" dedi.
Genç kalem ve kâğıdı getirdi…
Silgi bulamamıştı.
Babası "Koş bir silgi satın alıver", dedi.
Oğlu epey şaşırmıştı, ama dışarı çıktı, bir silgi satın alıp getirdi, babasının yanına oturdu.
Babası "Yaz" dedi.
Genç "Ne yazayım?"
Baba "İstediğini yaz."
Genç bir cümle yazdı.
Baba "Şimdi onu sil."
Oğlu sildi.
***
Baba "Bir cümle daha yaz."
Oğlu "Allah aşkına baba, ne istiyorsun ki?"
Baba "Yaz bir daha."
Oğlu yazdı.
Baba "Sil" dedi.
Oğlu sildi.
Baba yine "Yaz" dedi.
Oğlu "Allah aşkına desene baba bi defa, ne bu?"
Baba "Hele sen yaazz"
Oğlu yazdı.
Baba "Sil" dedi.
Oğlu tekrar sildi..
***
Baba sordu:
"Kâğıt hâlâ beyaz mı?"
Oğlu "Evet. Ama mesele nedir?"
Baba oğlunun omzuna vurdu ve:
"İşte evlilik de böyledir, bir silgiye ihtiyacı vardır...
Evlilikte hanımından göreceğin ve hoşuna gitmeyecek bazı durumları silmek için bir silgi taşımalısın yanında...
Hanımın da öyle bir silgi taşımalı beraberinde, senden sadır olacak ve hoşuna gitmeyecek şeyleri silmek için.
Zira evlilik sayfası birkaç gün içinde kapkara olacak...
Her halükârda sınavda olduğunu unutma..
Sınavı kaybedersen, iki cihanın da harap olur.
Eşinden sevgi ve saygı bekliyorsan;
Sen de ona göstereceksin.
Almadan vermek Allah'a aittir.”
***
Silgi ve bilgi... İkisi de beş harfli.
Başlarındaki harfleri atarsak geriye “ilgi” kalır.
İlgi olmadan ne silgiye ne de bilgiye ulaşılır…
Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...