Efem, şu dar-ı dünyada keyifli ve huzurlu olmak için gereken malzemeleri sayıyorum; bir tutam çok da tın, üç tutam umurum dışı, beş avuç kime ne sana ne otu, yarım kaşık ‘Yav he he he’, aldığı kadar da ‘bak işine’… Hepsini karıştır 5 dakika bekle bak keyfine… Ha, bir de gülümse…
Çocuklar günde 500 defa gülerken yetişkinler günde yalnızca 20 kez gülümsüyormuş. Büyümenin neresi güzel şimdi? O yüzdendir ki; her şeye rağmen, inadına, inatla ve istikrarla gülümseyelim emi…
Ya simaların iç dünyamızın aynası olduğunu,
Somurttuğumuzda 18, gülümsediğimizde ise sadece 3 kasımızı kullandığımızı,
Gülümsemek için 14 kalori, kaşları çatmak için 72 kalori gerektiğini,
Hareket ve yüz ifadelerimizin kullandığımız sözcüklerden 8 kat daha güçlü ve tesirli olduğunu,
İnsanın ‘dalgın olduğu zamanlardaki yüz ifadesinin’ gerçek hâli olduğunu,
Sürekli somurtan kişilerin tebessüm edenlere oranla daha erken yaşlandığını,
Sürekli gülümseyen insanların somurtanlara oranla daha çok sevildiğini,
Tebessümün bulaşıcı olduğunu,
Japonya'da gülümseme okulu olduğunu,
Aksiliklerin ve olumsuz hadiselerin hayata karamsar bakan insanlara daha çok uğradığını,
Güler yüzlü insanların daha çok akılda kalıp hatırlandığını,
Gülmenin de insan sağlığı üzerindeki sayısız faydalarına işaret eden uzmanlar, gülerek daha uzun ve mutlu bir hayat sürebilirsiniz diyor…
Güldüğümüzde yüzümüzde 15 kas birlikte çalışıyor. Erkekler daha kısa süreli gülerken kadınlar daha uzun kahkaha atıyor.
Güldüğümüz zaman ‘tümör ve virüslerle savaşan hücrelerimizin sayısı’ da artıyor.
Özellikle ruhsal bazı hastalıkların tedavisinde gülme terapisi kullanılıyor. Hastalar üzerinde olumlu etkileri olduğu gözleniyor. Patch Adams ve birçok doktorun çalışmaları bu konuda örnek olarak gösteriliyor.
Aslında biliyoruz da bilmezden geliyoruz…
Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...