Tepkiler ABD'nin umurunda değil

A -
A +

Irak'ta savaş için hızla "sona" yaklaşılıyor. Öte yandan başta Almanya ve Fransa olmak üzere, bütün dünyada savaş karşıtlığı ve Amerikan aleyhtarlığı da hızla artıyor. Hatta Amerika'da bile savaş karşıtı gösteriler yapılıyor. Ama ne artan bu tepkiler, ne de Başkan Bush'un Amerikan kamuoyunda inişe geçen popülaritesi, savaşı durdurmaya yetmeyecek. Zira, "tepkiler", Amerikalı şahinlerin hiç umurunda değil! Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleischer dobra dobra açıklama yaptı. Savaş karşıtı olanların ve ABD'de yapılan kamuoyu yoklamalarının "önemli" olmadığını söyledi. Dahası, "zamanı geldiğinde ve Başkan Bush savaşın gerekçelerini açıkladığında, daha çok kişi destek verecektir" dedi. Ayrıca Başkan Bush'un, "Amerikalılar'ın büyük çoğunluğunun, Saddam'ın silahsızlandırılması konusunda kendisiyle aynı fikirde olduğuna" inandığını da belirtti. Rumsfeld: "Fransa ve Almanya problemli" Beyaz Saray tepkileri umursamazken yalnız değil! ABD Savunma Bakanı "başşahin" Rumsfeld de savaş karşıtı olarak sesini yükseltenlere aldırmıyor. Kamuoylarının değişeceğini, ülke yöneticilerinin halklarına gerçekleri anlatma sorumluluğu olduğunu söylüyor. "Bu sadece Irak'ın silahsızlandırılması değil, global teröre karşı bir mücadeledir. Bu savaşı, sadece ABD'nin savaşı olarak görmek yanlış. Çok sayıda ülke de bizi destekliyor." şeklinde konuşuyor. Önceki gün Washington'da Yabancı Basın Merkezi'nde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Myers ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen Rumsfeld, Irak'ta savaşa karşı çıkan Almanya ve Fransa'ya da verdi veriştirdi. "Avrupa, Almanya ve Fransa'dan ibaret değildir! Bunlar yaşlı Avrupa'dır. Eğer Avrupa'nın bütününe bakarsanız, etki alanının doğuya kaydığını görürsünüz" diyen Rumsfeld, "öteki Avrupa'dan destek alacaklarını" üzerine basa basa söyledi. Polonya gibi Amerikan yanlısı olarak bilinen ve NATO'ya son katılan 7 Doğu Avrupa ülkesine atıfta bulunan Rumsfeld, şöyle konuştu: "Evet Almanya da tıpkı Fransa gibi problemli. Ama başka Avrupa ülkelerine bakarsanız, onların Fransa ve Almanya'nın değil, ABD'nin yanında yeraldıklarını göreceksiniz!" Amerikan aleyhtarlığının sorumlusu radikaller Basın toplantısı sırasında Rumsfeld'e şöyle sordum: "Sayın Bakan! ABD yönetimi başta İslam ülkeleri olmak üzere bütün dünyada çok yoğun tanıtım ve kamuoylarına yönelik diplomasi kampanyaları yaparken, hem Batı'da hem de İslam Dünyası'nda Amerikan aleyhtarlığı hızla artıyor. Sizce bunun sebepleri neler?" Rumsfeld sorumu çok keskin ifadelerle cevaplarken, asıl sorumluların, İslam ülkelerindeki radikaller olduğunu belirtti ve şöyle konuştu: "Bir defa maalesef biz kampanyalarımızda karşıtımız radikaller kadar etkili olamıyoruz. Bu aşırılar dini istismar ederek körpe beyinleri yıkıyorlar. Onlara matematik ve dil öğretmek yerine, Batı ve Amerikan karşıtlığını, nefreti aşılıyorlar. Teröre alet etmeye uğraşıyorlar. 2003 yılındayız. Sokakta hiçbirimizin güvenliği yok! Bir köşe başında vurulmak, bombayla uçmak, biyolojik-kimyasal-nükleer bir saldırıya uğramak işten bile değil! Dünya böylesine endişe ve tehditlerle dolu. Bununla mücadele etmek de sadece ABD'nin işi değil! Zaten dindar insanların çoğunluğu bu şiddet ve tehdidin inançlarında yeraldığını açıkça söylüyorlar. Onlar da bu radikallere karşılar. Bu bir Amerika karşıtlığı meselesi değil! Heryerde endişe ve korku var!" Rumsfeld, "kamuoylarının, -eğer lider ve yöneticileri sorumlu davranır ve halklarını iyi aydınlatırlarsa- hızla kazanılacağını, halkların terörle mücadeleye büyük oranda destek vereceklerini" de söyledi. Washington'dan görünen şu: Irak'ta savaşa hızla yaklaşılırken, ABD'nin ne tepkilere aldırdığı var; ne de, BM denetçilerinin raporunu dikkate alacağı... Allah sonunu hayır getirsin! Bekleyelim, görelim!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.