Osmanlı’dan ABD’ye kadar kullanıldı! Casuslukta akılalmaz yöntem
İstihbarat savaşları yalnızca insanlar üzerinden yürütülmedi. Tarih boyunca devletler, doğanın sunduğu en sade ama en etkili varlıkları da gizli operasyonların parçası haline getirdi.
Kuşlar, deniz memelileri ve hatta evcil hayvanlar; kimi zaman bir mektup taşıdı, kimi zaman gizli görüntüler kaydetti, kimi zaman da düşman hatlarının sessiz tanığı oldu.
Güvercinlerden yunuslara, kedilerden yarasalara kadar pek çok hayvan, savaşlar ve gizli operasyonlarda kritik roller üstlendi. Doğal içgüdülerinden yararlanılan bu sıra dışı yöntemler, istihbarat tarihinde devletlere önemli stratejik avantajlar sağladı. İşte geçmişten günümüze casus olarak kullanılan hayvanlar.
YILDIZ SARAYI'NIN SESSİZ ORDUSU: CASUS GÜVERCİNLER
Osmanlı’da istihbarat sadece insanlar üzerinden yürütülmedi. Sultan Abdülhamid, Yıldız Sarayı’nda kurdurduğu Kuşluk-ı Hümayun ile güvercinleri gizli bir haberleşme ağına dönüştürdü.
Memleketin dört bir yanından, hatta Avrupa’dan getirilen güvercinler askeri amaçlarla eğitildi. 1901’de yayımlanan Askerî Muhâbere Güvercinleri Nizamnâmesi ile bu kuşlar resmen ordunun parçası oldu.
Osmanlı’da Sultan Abdülhamid, Yıldız Sarayı’nda kurdurduğu güvercinliklerle bu gerçeği erken fark eden liderlerden biriydi.
Ancak istihbaratın doğası gereği, her yöntem iki taraflıydı. I. Dünya Savaşı’nda güvercinler bu kez karşı istihbaratın aracı oldu. Filistin cephesinde Nili örgütü, güvercinler üzerinden İngilizlere bilgi aktardı. Sultan Abdülhamid’in en çok çekindiği senaryolardan biri sahada karşılık buldu.
Zaman değişti, yöntemler çeşitlendi ama mantık aynı kaldı. Soğuk Savaş yıllarında CIA, güvercinlerin sırtına kamera yerleştirerek Moskova’daki askeri tesisleri görüntüledi.
ABD'NİN GİZLİ PROJESİ
Soğuk Savaş döneminde ABD istihbaratı CIA, Tacana adlı projeyle güvercinlere 35 gramlık kameralar taktı. SSCB topraklarında tersaneler, askeri tesisler ve limanlar bu şekilde görüntülendi. Çekilen karelerin bir bölümünün casus uydulardan daha net olduğu raporlara girdi. Güvercinler bu projede en başarılı ajanlar arasında yer aldı.
CASUS BALİNA VE YUNUSLAR
Güvercinlerle başlayan hayvan temelli istihbarat ve güvenlik uygulamaları, zamanla kara sınırlarını aşarak denizlere uzandı. Bir dönem mesaj taşıyan kuşlar kullanılırken, modern çağda bu görevi limanları ve askeri üsleri korumak üzere eğitilen deniz memelileri üstlenmeye başladı.
Norveç açıklarında ortaya çıkan beluga balinası Hvaldimir, üzerindeki kamera aparatıyla dünya gündemine oturdu. Balinanın üzerinde bulunan koşum takımında yer alan “Ekipman St. Petersburg” ibaresi, hayvanın bir Rus askeri programı kapsamında eğitilmiş olabileceği iddialarını güçlendirdi
Diğer yandan Uzmanlara göre, hayvanlar arasında en “başarılı” askeri görevlerde kullanılan türlerin başında yunuslar geliyor. ABD ve Rusya, yunus ve fok balıklarının denizaltı mayınlarını tespit etmek, liman güvenliğini sağlamak ve düşman dalgıçları etkisiz hale getirmek amacıyla eğitildiğini resmen doğruladı.
Ancak tüm bu eğitimlere rağmen deniz memelileri de biyolojik içgüdülerinden tamamen kopamadı. Ukrayna Savunma Bakanlığı, 2024 yılında orduda görevli üç yunusun Karadeniz’de eş aramak amacıyla kaçtığı yönündeki haberleri yalanlamak zorunda kaldı.
İSRAİL'İN KULLANDIĞI AKBABALAR
Beluga balinası Hvaldimir vakası, hayvanların güvenlik ve istihbarat amaçlı kullanımının denizlerle sınırlı olmadığını da ortaya koydu. Benzer iddialar, bu kez denizlerden karaya uzanan olaylarla gündeme geldi.
Ortadoğu’da birçok ülkede İsrail bağlantılı casus hayvan iddiaları gündeme geldi.
Suudi Arabistan’da GPS cihazlı akbabalar yakalandı. Mısır’da Kızıldeniz’deki köpekbalığı saldırılarının Mossad bağlantılı olduğu öne sürüldü.
CIA'NIN EN BÜYÜK FİYASKOSU: KEDİLER
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Soğuk Savaş döneminde hayvanları aktif biçimde kullanan kurumların başında geldi. En bilinen projelerden biri “Akustik Pisicik Operasyonu” oldu. Bu projede bir kediye dinleme cihazı yerleştirildi. Ancak operasyon, kedinin Washington’daki Sovyet Büyükelçiliği yakınlarında bir araç çarpması sonucu başarısız oldu. Projenin maliyetinin yaklaşık 14 milyon dolar olduğu yazılmıştı.
Bir diğer dikkat çeken girişim ise II. Dünya Savaşı sırasında planlanan “Yarasa Bombası” projesiydi. Patlayıcı düzenekler yerleştirilen yarasaların Japon şehirlerine bırakılması ve ahşap yapılara yerleşmeleri hedeflenmişti. Ancak atom bombasının devreye girmesiyle proje rafa kaldırıldı.
YANLIŞ ALARM MI?
2013 yılında Mısır’da bir leylek, bacağına takılı göç künyesi nedeniyle casusluk şüphesiyle gözaltına alındı. Yetkililer, sıradan bir halkalama aparatını izleme cihazı sanmıştı. Bu olay, hayvanların casuslukla suçlandığı ilk örnek değildi.
2010’da ise Mısır’da bazı medya organları, Şarm el-Şeyh’te yaşanan köpekbalığı saldırılarının “uzaktan kumandalı bir sabotaj” olabileceğini ileri sürdü.
İran’da ise 2007 yılında nükleer tesis yakınlarında görülen 14 “casus sincap” yakalandı.
Her ne kadar bazı iddialar abartılı olsa da, hayvanların istihbarat ve askerî amaçlarla kullanılması tarihsel bir gerçek. 1908 yılında Alman ordusu, güvercinlere yerleştirilen kameralarla hava fotoğrafları çekmeyi başardı. Bu yöntem daha sonra farklı ülkeler tarafından da benimsendi.
