Kaydet
a- | +A
"FFF" Nedir? "Futbol... Fiesta... Fanatizm!" İlk ikisinin zararı yok, ama üçüncüsünün adı anılınca bütün dünyada tehlike çanları çalar, teyakkuz ilân edilir ve önünün alınması için çareler üretilir. Bizde ise "fanatizm" bir taraftarlık rütbesidir... Azgınlığınız, derecenizi yükseltir!.. Ne diyelim, biz buyuz işte!.. Kavramları birbirine karıştırır; futbolu çorbaya çeviririz de, büyük bir iş yapmış gibi böbürleniriz... *** Hep yazıyoruz, futbol değişti diye... Yürüye yürüye oynama dönemi bitti diye... Spor keyif işi... Dostluk, dayanışma, kültür diye... Ama aldıran kim?.. El oyunun tadını, biz de cılkını çıkarıyoruz!.. *** İşte, Fransa!.. İşte Brezilya!.. İşte Almanya!.. Futbolu, sanat gibi görüyor... Artistik buz pateni yaparcasına estetik ama atlet çabukluğunda satranç ustası gibi oynuyor. Risk almaktan, sorumluluk yüklenmekten kaçmıyor, korkmuyor. Helal olsun size!.. Futbolcusu sahada oynarken, rengârenk tribünler festival şenliği yaşıyor... Tel örgüler yok... Sahayı arenaya çeviren yok... Tribünde kılıç, kalkan, döner bıçağı yok!.. Rakibi kan davalısı, hasım gibi gören yok... Maç, futbol.. fiesta!.. Takımı yense de yenilse de, futbol; fiesta!.. "Futbol tiyatrosu"nda eğlenmeye geliyor insanlar maça... Birbirlerini boğazlamaya değil... Stad çıkışında pusu kurup öldürmeye değil... Eğelenmeye geliyor eğlenmeye... ... Futbolcular rahat... Top ayağına geldi mi, dans ettiriyor!.. "Kaçırırsam, tribünden, hocamdan, yöneticimden, medyadan nasıl tepki görürüm?" diye bir endişe taşımıyor... Hırs, inanç, cesaret, oynuyor... Üstün meziyetlerin; iyi niyetli çabalarıyla ortaya estetik, heyecanlı ve tempolu maçlar çıkıyor. *** İşte Meksika 99... İşte iki Dünya Kupası şampiyonu... Brezilya-Almanya... Devlerin mücadelesinde Brezilya, Almanya''yı 4-0 yeniyor... Bir tek Alman da çıkıp, Erick Ribbeck ve oyuncularını vatan hainliğiyle ya da namussuzlukla suçlamıyor. Olgunlukla kabulleniyor sonucu... Bütün Almanlar ayakta alkışlıyor Brezilya''yı... Sonra... Almanya''nın bir sonraki maçı nasıl kazanacağını tartışıyor. *** Türkiye''ye geliyoruz... Dehşet bir manzarayla karşılaşıyoruz... Türk futbolunun iki güzide takımı sahaya çıkıyor... O da ne? Fenerbahçeli''ler, G.Saraylılar''a saldırıyor... Bir el bir tabanca çekiyor! Sanırsınız ki, kan davası hallediliyor... Heyhat!.. Bu ne cehalet... Bu ne rezalet!.. Bu ne insafsızlık, bu ne izansızlık!.. Spor ve dostluk nerede? Aklınızı peynir ekmekle mi yediniz? Fener''i Fener yapan G.Saray, G.Saray''ı da G.Saray yapan F.Bahçe rekabetleri değil mi? Bu iki kulüp, büyüklüklerini birbirlerine borçlu değiller mi? O halde nedir bu azgınlığın sebebi!.. Bizim protokol görevlisi, F.Bahçe fanatiği Atilla, "Aman abi..." diyor, "Herkesi aynı gözle görme! Biz G.Saray''ı da severiz, G.Saraylı''yı da!.." Sarı-kırmızılı taraftarlara bakıyorum, onlar da aynı sempatiyi F.Bahçe''ye duyuyor. O halde, bu olaylar nasıl çıkıyor? Cevapı zor değil... Bir grup besleme... Bir grup tinerci... Bir grup zavallı... Bütün bu işleri yapanlar. Üstelik sadece F.Bahçe ya da G.Saray''da değil, her kulüpte var bu türler. Onları futbol alanlarından uzaklaştırmak zor değil aslında... Ama, taşın altına elini koymak istemeyenler, polis yapsın bu işi diyor. İyi güzel de, sen yönetici, sen futbolcu, sen teknik adam olarak, o fanatiğin biletini eline verir, stada gönderirsen polis hangi birini zaptetsin!.. Denetim önce kendinden başlar... İğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batıralım... Önce kendimiz üstümüze düşen görevi yapalım, sonra, "Niye hâlâ bu futbol terörü bitirilemiyor" diye hesap soralım... *** Yoksa... G.Saray Teknik Direktörü Fatih Terim''in dediği gibi futbol sahalarında kötü şeyler olur!..
ÖNE ÇIKANLAR