Müslüman, hakiki bayramlara kavuşmaya çalışmalıdır...

A -
A +

Cenab-ı Hak hepimize af ve âfiyet ihsan eylesin. Hakiki bayramlara kavuşarak, böylece Cennete girmemizi nasip eylesin!..

 

 

 

Kurban, Allahü teâlâya bağlılığın ve teslimiyetin bir nişanesi olarak, Onun rızasını kazanmak için maddi varlığımızı feda ettiğimiz bir ibadettir

 

Bayram, sevinmek demektir. Bayramlarda insanları sevindirmek de çok sevaptır. Müslümanlar, birbirini ziyaret edip hediyeleşmelidir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (İnsanlar, kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyeleşiniz, sevişirsiniz!) Hediyenin en kıymetlisi, en faydalısı, güler yüz ve tatlı dildir. Bid’at sâhiplerinden başka herkese, dosta ve düşmana, Müslümana ve kâfire, daima güler yüz, tatlı dil göstermelidir. Kimse ile münakaşa etmemelidir. Münakaşa, dostluğu giderir, düşmanlığı arttırır...

 

Sevgili Peygamberimiz, (Gülerek günah işleyenler, ağlayarak Cehennme gideceklerdir) buyurdu. İmâm-ı Gazâlî hazretleri şöyle haber veriyor. Bir gün Hazret-i Ali “radıyallahü anh” Efendimiz, bir kalabalığın içinden geçerken, onları eğlence ve neşe içinde gördü. Böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sordu. Onlar da “Bugün bizim bayramımızdır" dediler. Bunun üzerine, Hazreti Ali Efendimiz de (Günâh işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır) buyurdu. 

 

Müminler için beş yerde, hakiki bayram olacaktır:

 

Birincisi, sol yanındaki melek, kötü amel olarak yazmaya bir şey bulamadığı, yani günah işlemeden geçirdiği zaman, mümin için bayramdır.

 

İkincisi, sekerât-ül-mevtte, yani ölüm anında, müjdeci meleklerin gelip, (Merhaba ya mümin! Sen Cennetliksin) diyerek müjde verdikleri zaman, mümin için bayramdır.

 

Üçüncüsü, kabre varınca, kabrini Cennet bahçelerinden bir bahçe bulduğu zaman, mümin için bayramdır.

 

Dördüncüsü, Kıyamet gününde, Arş’ın altında, peygamberler ve evliya ile, âlimler ve sâlihler ile birlikte gölgelendiği zaman, mümin için bayramdır.

 

Beşincisi, kıldan ince ve kılıçtan keskin ve gecenin karanlığından daha karanlık, bin yıl iniş ve bin yıl yokuş ve bin yıl düz olan sırat köprüsü üzerinde, yedi yerde olan suale cevap verip geçerse, mümin için bayramdır. Eğer bu cevapları veremezse, her birinde, bin yıl azap olunsa, gerektir.

 

Sıratta bu yedi sualin birincisi, imandan, ikincisi namazdan, üçüncüsü oruçtan, dördüncüsü hacdan, beşincisi zekâttan, altıncısı kul hakkından, yedincisi gusül, istibra ve istincâdan ve abdestten olacaktır...

 

Peygamber Efendimiz, dünya ve âhiret saâdeti için af ve âfiyet isterdi. İmandan sonra âfiyetten büyük nimet olmadığını bildirirdi. Bir hadis-i şeriflerinde buyurdular ki: (Duanın efdali, dünya ve âhirette Rabbinden af ve âfiyet istemektir. Affa ve âfiyete kavuşan, dünya ve âhirette kurtuluşa ermiştir.) [Tirmizi]

 

Cenab-ı Hak hepimize af ve âfiyet ihsan eylesin. Hakiki bayramlara kavuşarak, böylece Cennete girmemizi nasip eylesin!..

 

Okuyucularımızın geçmiş Kurban Bayramını tebrik eder, dünya ve âhiret saâdetine kavuşmaları için dua ederim.

 

 

 

 

 

Hasan Yavaş'ın önceki yazıları...