Çamuru atıp karşıdan seyrediyorlar!..

A -
A +
Sosyal medya üzerinden yalan ve sahte haberlerle insanları sokağa dökmeye, sosyal barışı tehdit edecek, dinamitleyecek hamlelere hevesli olanlar var. Bu melanetlerini sosyal medya fenomeni olmak, beğeni sayılarını ve takipçilerini artırmak için yapmadıkları kesin.
Buna mukabil; eyleme kanuni bir çekidüzen veren ve her kim her ne söyleyecekse onun sorumluluğunu kabullenmesini sağlayan bir düzenleme de henüz yok.  Ülkeyi geçmişte gazetelerinde sahte haberleri üreterek kargaşaya sürüklemeye çalışanlar aynı şeyi şimdilerde sosyal medyadaki kışkırtmaları ile yapıyor.
Bu daha ne kadar sürer?.. 
Provokatif girişimlerin durdurulması için acilen gerekli tedbirler alınması gerekiyor. Eğer suç varsa karşılığı da olmalı, cezasız kalan her ahlaksızlık sadece ahlaksızları besler, büyütür. Bunlar çamuru atıp karşıdan seyrediyorlar, iş karakolluk olunca da kıvırıyorlar!
ABD’de silah bulundurma serbestliğini tenkit edenlere verilen cevap şudur: “Evet, siz de bir silah temin edebilir ve muhalifinizi vurabilirsiniz ama bunu yapabilmek için elektrikli sandalyede kızarmayı göze almalısınız!..”
Özellikle son zamanlarda sosyal medya araçlarını bir “fitne fesat aracı” hâline getirenleri zapturapta alacak ne ahlaki ne cezai bir düzenleme gelmedi. Geleneksel kompleksimiz “aman fikri beyan hürriyetimizi gasbederler...” diye bağırırlar korkusundan gündem bile olmadı. Aynı kompleksin; verdiği hasar ve ağır eleştirilere rağmen “İstanbul Sözleşmesi” için de fren yaptığı kanaatindeyim.
Bu “sosyal medya düzenine"ne bir kanuni çekidüzen verilmesi hayati bir öncelik ve önem taşıyor. Bu anlayış devam ederse, sıradan insanlarda bu çöplükteki iğrenç üslupları “normal” saymaya başlayabilirler. Bu çürümenin nerede duracağını kimse bilemez.
Psikolog Zimbardo; “Birkaç kırık penceresi olan bir bina düşünün. Camlar tamir edilmemişse karakteri düşük olanlar birkaç cam daha kırmaya meyillidir. Sonunda bina boş ise tüm camları kırılabilir, gecekonduysa belki de yangın dahi çıkarabilirler. Ya da bir kaldırım düşünün, buraya bazı çöpler atılsa, müdahale edilmezse burası kısa zamanda çöplük olur…”
Bu işler böyle, “kötülük böyle sıradanlaşır…” 
Sosyal medyanın müthiş bir gücü var, insanlar bu gücün istismar edildiğinde verdiği zararı daha fark edemedi. Bu toplumu mahvediyor, değerler sistemimizi altüst ediyor, yalan ve iftiradan ibaret bir “çöp dünyası” kuruyor. Buradaki birikim eninde sonunda infilak eder.
Son günlerde yaşananlar toplumun tahammül edilemez bir tehdit ile karşı karşıya geldiğini gösteriyor. Eğer biri çıkar da bir insan veya kurum hakkında onu ahlak ve kanun önünde suçlu duruma düşürecek bir iddiada bulunursa bu iddiada bulunan kimse de bunun sorumluluğunu almalı.
Ama problem şu ki bu işi yapanlar sahte isimlerle yapıyorlar. Hedef olan kişi veya kurum kimin ile hesaplaşacağını bilmiyor!.. işin garip tarafı bir emekli mahallesinde bir sigara büfesi açsa kırk yerden bunu “ben buradayım" diye ispat-ı vücut yapması gerekiyor. Bu melanet işler ise sosyal medya denilen bir zamane putunun himayesine girmiş!..
“Sosyal ağların" kişisel ve kurumsal hakların hiçe sayıldığı birer yalan ve iftira aracı olarak istismarına ilk tepki de AK Parti'den geldi. Hafta içi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, partisince hazırlanan "Sosyal Medya Etik Kuralları"nı açıkladı. Ünal, kurallara partisinin mensuplarının uyacağını bildirerek, diğer siyasi partilerden de aynı hassasiyeti göstermelerini istedi.
Bence mesele tam anlaşılamamış; Burada etik kurallara uyma zorunluluğu sadece siyasi parti mensupları için değil sosyal medya kullanan herkesi bağlayıcı olması gerekir. Bu kurallar sadece siyasi partileri ve politik sınırları korumak için değil ki!.. 
Basit gördüğümüz bir trafik kuralı bile bir yasanın teminatı altındadır. Bu sosyal medya kuralları da öyle olmalıdır, “yaparsan iyi olur değil, yasal zorunluluk olmalı…”  Etik kurallar içinde “Sosyal medya mecralarında anonim hesaplar kullanmayarak açık kimlikle, gerekli hukuki sorumluluğu üstlenerek ve gerçek kişiler olarak bulunulması” maddesi hayati önemlidir ancak yasal zorunluluk olduğunda...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.