15 Temmuz darbe girişimi için “Böylesine derin sonuçları olacak bir darbenin FETÖ onaylamadan yapılması mümkün değil” diyen Utah Üniversitesinden Prof. Dr. Hakan Yavuz, böylesine iz bırakmadan hareket edebilen FETÖ örgütünün görünmeyen yüzünü “OPUS DEİ” örgütüne benzetiyor.
Gerçekten de yakından bakıldığında FETÖ örgütü ile kurucusu sıradan bir İspanyol olan Madridli Katolik papazı Escry de Balagar tarafından kurulan OPUS DEİ tarikatı arasında şaşırtıcı benzerlikler var. Opus Dei Katolikliğe sadık varlıklı iş ve meslek sahiplerini bir araya getirerek Papa’ya Vatikan dışından destek olacak iyi eğitim görmüş bir kadro ile kurulmuş. Papaz Balagar çetesi milyarlarca dolara hükmediyor ve FETÖ gibi zenginleri seviyor.
Opus Dei tarikatının beş kıtada 475 üniversite ve yüksekokulu 200 koleji var. Sahip olduğu 604 gazete ve dergi 52 radyo ve TV ile Papalığa hizmet ediyor. Hıristiyanların yaşadığı her ülkede sorumlu bir kardinal bulunduran Opus Dei siyaset, ordu, emniyet, mali ve ticari alanlarda çok etkili. Tarikat mensuplarına göre de böyle "yüce mertebe"ye ulaşmış adamlar da sıradan insanlar değildir.
Papa’ya hizmeti ve Vatikan topraklarında ölmeyi gaye edinen “Dinler arası diyalog” akımını başlatan FETÖ’de takipçileri nazarında sıradan biri değildir. “Pek muhterem Papa cenapları, papalık Konseyi PCID misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu davasının tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik” diyerek Papa'ya gönüllü hizmetkârlığını ilan etmişti.
Bu hizmeti yürütmek için de Orta Asya’da lisan okulu, ilkokul ve lise düzeyinde 250, dünya genelinde yüzlerce okul ve onlarca üniversite kurdu. Çok sayıda gazete, dergi, TV kanalı kurdu ve yürütme, yasama, yargı, ordu, eğitim kadrolarına sızdı. Opus Dei tarikatındaki gibi her ülkenin başına da bir "imam" koydu.
Manhattan’da yalnız bıraksan evin yolunu bulamayan Gülen’in ancak zihninde bir hayal olarak ulaşabileceği bu kadroları kendi becerisi ile kurduğunu hiçbir dış güçten yardım ve destek almadan yaptığını iddia edenler, onun uhrevi yüzünü perde olarak kullandı. Bütün bunları kendi zekâsı ile yapmadığı, bunu inşa edecek hiçbir birikiminin olmadığı onu yakından tanıyan herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Gerçek ise Kestane Pazarı’nda Yaşar Tunagür’den aldığı eğitimle duruma göre eğilip bükülen, yatıp kalkan, birden fazla yüzü olmasıdır.
Önüne gelen konjonktürel fırsatlar Gülen’in işini kolaylaştırmış olsa da gerçek güç kendisine uzanan Sam Amca’nın elidir.
İslam’ı sulandırıp yok etmek için Batı’nın kurmaya çalıştığı “Sentetik İslam” projesinde kullandığı FETÖ ve avanesinin etrafında bu kadar insan toplayabilmesindeki sır sekülerizm ile din arasında sıkışan insanların rahatlamak için bir alan araması değildir.
FETÖ’nün her derde deva kürü; kolay gelen zenginlik, katalogdan evlilik, siyasette koltuk, kadrolarda terfi, ucuz alınan krediler, imtihan öncesi beleş gelen sorular ve cevaplar, topyekûn bedava dünya beleş ahiret!..
FETÖ’nün vadettiği ve budanmış olduğu bugün daha iyi fark edilen Kabalist ve Evanjelist “Sentetik İslam” gerçek bir derinlik sunmadığı için ihraç ve tutuklamalara yapılan “masumiyet itirazları” örgütle ilişkimiz yok üzerinden satılıp buharlaştı.