Seçim değil Kaos İttifakı!..

Sesli Dinle
A -
A +
Önceki günde “Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıyla ilgili çok kapsamlı ve siyaseten bitirecek yıkıcı bir dosya var!” dedikodusu piyasaya sürüldü. Bu hikâyenin de arkasında kim olduğu uzun sürmez ortaya çıkar.
 
Kılıçdaroğlu’nu tanımak için saklısını gizlisini ortaya dökecek dosyaya ihtiyaç yok, biraz yakından bakmak yeterlidir.
Son haftadaki söylemleriyle, “Selahattin Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyorsanız bize oy vereceksiniz” diye başlayıp Van mitingini “kayyum denen garabet uygulamayı tümüyle bitireceğiz” diye HDP ile iş birliğini tekrarlayan bir siyasi figür.
 
Millet İttifakı ile PKK/HDP arasındaki iş birliğini, siyasetçi Cemal Toptancı; “CHP artık Kandil’in HDP’den sonra ikinci partisi” olarak tanımlamış, “Bizim kamuoyumuz bu süreçte büyük tehlikeden habersiz. Kirli ittifak ve planlar Türkiye’yi Suriyeleştirmek üzerine kurulu. Bu ittifak sandık ya da seçim ittifakı değil. Sonuç ne olursa olsun, karmaşa ortamı oluşturmak için şanslarını deneyecekler” diye tarif etmişti.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu ittifakı Antalya mitingindeki tanımlaması daha net, “Kandil'den ne diyordu birisi!.. Bizim desteğimiz Kılıçdaroğlu'yladır. Şimdi dini olmayan, diyaneti olmayan, bayrağı olmayan, ezanı olmayan kimler destekliyor bay bay Kemal'i?.. Bunların bayrağı var mı, bunların ezanı var mı, bunların dini var mı?..”
“Bu iş birliği karşılığında tarafların beklentileri nedir?” sorusunun cevabı 14 Mayıs akşamı alınacak sandık sonuçlarını belirler.
 
Tarafların hedefi açık ve net olarak; “Hapisteki örgüt üyelerini salıvermek, yurt dışına firar etmiş örgüt mensuplarının geri dönüşünü sağlamak, özerklik hayali ile belediyelerdeki kayyumları kaldırarak paralarını PKK'ya aktarmak, bebek katili Abdullah Öcalan'ı hapisten çıkarmak, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra KHK ile kamudaki görevlerinden ihraç edilen örgütle irtibat ve iltisaklı kişileri görevlerine iade etmektir…”
 
Bu torbayı milletin önüne koyanlardan sandıkta kocaman parçalar kopması kaçınılmaz. 14 Mayıs akşamı sandık sonuçları, sadece ittifakın değil içindeki aktörlerin de siyasi hikâyelerinin sonudur. Sandık yaklaşırken Cumhur İttifakı’nın açık ara artan oylarının arkasındaki güç seçmenin tehlikeyi iyi okumasıdır.
 
Kılıçdaroğlu’nun okuması yok mu? derseniz, Akşener’i öfkeyle terk ettiği masaya geri getiren her kimse, Kılıçdaroğlu’nu da bu iş birliğinde sabitledi. Seçimlere sayılı günler kala sınır ötesi aktörler de Millet İttifakı’nın altındaki ateşe odun atmaya devam ediyorlar.
 
Bu ateş sandıkta kimi yakar? Cevap beyanlarda saklı duruyor.
 
HDP parti meclisi üyesi Filiz Koçali açıklamasında “KCK’nın (PKK’nın) Kılıçdaroğlu’na verdiği destek çok önemli. Muhalefetin bu konuda rahat olması lazım. Bu (ortaklık) böyle suçmuş gibi davranmamaları lazım. Çünkü Türkiye’de onların da bir tabanı var” ifadelerini kullandı.
PKK elebaşı Duran Kalkan, "6'lı Masa birliklerini güçlendirecek. Önleri açıktır" diğer bir üst düzey PKK'lı Sabri Ok "100 yıllık Cumhuriyet'i yıkacağız" ve PKK’nın sözde yöneticisi Helin Ümit yaptığı açıklamada "AK Parti-MHP ittifakı yolun sonundadır, sonuna gelmiştir. AK Parti-MHP faşizminin bu seçimlerde yenilgiye uğratılması çok önemli, burada küçük hesap yapmamak lazım” İfadelerini kullanırken, PKK'lı ve HDP'li isimlerden Sırrı Sakık yaptığı açıklamada “Seçimleri yedili koalisyonun kazanması durumunda teröristbaşı Öcalan'a özgürlük verileceğini” ifade ederken, PKK’nın Eş Başkanı Bese Hozat, “Biz, HDP’nin millet ittifakını desteklemesini değerli, önemli ve anlamlı buluyoruz. Desteğimiz, seçimlerin sonucunu doğrudan etkileyecektir" açıklamasını yapmıştı.
Açık ve net olarak kan dökücü bir terör örgütünün siyasi bir ittifakı desteklemesi “seçimlerin sonucunu doğrudan etkileyecektir."
 
Önemli olan seçmenin “Millet İttifakı’nın bu hedefleri sizin Türkiye’nin geleceği adına ortaya koyduğunuz hedeflerle örtüşüyor mu?” sorusuna vereceği cevaptır.
14 Mayıs akşamı “Kaos İttifakı”ndaki hengâmeyi birlikte izleyeceğiz…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.