Dinle
Kaydet
Türkiye Gazetesi
Suriye’de işimiz aslında yeni başlıyor!..
0:00 0:00
1x
a- | +A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Ankara’da düzenlenen büyükelçiler konferansındaki konuşmasında yaptığı “Uluslararası sistemin tıkandığı bu ortamda, başkalarının ürettiği sınırlar içinde siyaset oluşturma devri çoktan kapanmıştır…” tespiti çok geçmeden sahaya yansıdı.

“Tekrar askerî yollara başvurmak zorunda kalmak istemiyoruz ancak SDG ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır…” diyen Hakan Fidan "Biz, Suriyeliler ve bazı diğer ortaklar, SDG'nin daha fazla zaman kazanmaya çalıştığını düşünüyor. Bence kendileri için başka fırsatlar umut ediyorlar, belki başka bir bölgesel kriz, belki de İsrail'in Suriye ve diğer yerlere yönelik yayılmacı politikaları nedeniyle…” diye konuştu.

Suriye’nin güneybatısında yer alan Kuneytra kırsalındaki Muallaka köyüne baskın düzenleyip topraktan setler oluşturan İsrail’in yayılmacılığı SDG’ye umut veriyor.

Ancak, kısa süre önce ABD Savunma Bakanlığı’nın “Orta Doğu’daki askerî varlığını azaltıp komuta yapısını yeniden şekillendirerek batı yarımküreye kaydırma” planı, bölgede hamisini kaybetme korkusuna düşen İsrail’i panikletti.

İsrail Başbakanı Netanyahu, Hanuka Bayramı dolayısıyla Doğu Kudüs’teki Ağlama Duvarı’nda yaptığı konuşmada ABD varlığının Yahudilerin geçmişteki başarılarına borçlu olduğunu savunarak “Makkabiler başarısız olsaydı Yahudilik olmazdı. Yahudi-Hristiyan medeniyeti olmazdı. ABD olmazdı. Sizi (ABD) bu dünyaya biz getirdik ve sizi buradan da biz götürebiliriz…” diyerek ABD’yi baskılıyor!

Trump’ın gailesi ise daha farklı. Venezuela'da Maduro rejimini terörist ilan ederek "ABD'den çalınan varlıklar geri verilene kadar ülkeye giriş-çıkış yapan yaptırıma tabi tüm petrol tankerlerine abluka uygulanacağını” açıklayan Trump, Netanyahu’nun tehditlerini çok da ciddiye almıyor.

İsrail Dışişleri Bakanı’nın da yaptığı açıklamada, "ABD bizi destekliyor, çünkü bizim istikrarın ana omurgası olduğumuzu biliyor. Biz olmadan hiçbir şey değiller, biz olmazsak her şey çöker” demesi yeterli değil. Trump’ın “Amerikalı gençlerin ve kendi seçmen tabanının artık İsrail’e sempati duymadığını, hatta nefret etmeye başladığını” söylemesi Orta Doğu politikalarının güçlü bir ölçüde etkilendiğini gösteriyor.

PKK'nın Suriye uzantısı YPG/SDG'ye verilen süre 31 Aralık’ta son bulurken ABD kanadı muhtemel gelişmeler için ısrarcı değil. Yeni sömürge alanları peşindeki Washington, PKK-YPG/SDG operasyonu için sahayı Şam ve Ankara'ya bırakıyor.

Bu durum, Netanyahu’yu fazlası ile rahatsız ederken “Merkezî olmayan bir Suriye istiyoruz. Rakka, Haseke ve Deyrizor ademimerkeziyet yoluyla yönetilmeli” diyen SDG’nin başı Şahin Cilo’nun umudu da İsrail ile birlikte ortada kalıyor.

İsrail’in 1982’de Oded Yinon tarafından kaleme alınan “Yinon Planı” da, Suriye’nin dinî ve etnik azınlıkların yaşadığı bölgelere ayrılarak Suriye’de “mezhep ve etnik” temele dayalı birkaç küçük devletin kurulmasını öngörüyordu. Böylelikle bu küçük devletler sözde İsrail’in müttefiki ve temsilcisi olacak ve İsrail’in kontrolü altında bulunacaktı.

Böylece İsrail hâlen ve gelecekte bölge hâkimiyetini kurarken yaptığı ve yapacağı işgal, kıyım katliam ve zulümlere karşı koyacak bir devlet iradesi ve idaresi yerine üzerinde hâkimiyet kuracağı küçük kantonlar ile temas kuracaktı.

PKK uzantısı YPG-SDG’nin Şam yönetimi ile bütünleşerek siyasi, askerî ve coğrafi taleplerinden vazgeçmesi için verilen süre 31 Aralık’ta son buluyor. Bu sürecin sonucunun kabul ya da reddolması süreyi değiştirir; sonucu değiştirmez!..

Sonuç: "Süreç, küçük ada devletçikleri hayalinde Suriye’de bir kontrol bölgesi ve nüfuz alanı elde etmek isteyen İsrail’in mevcut işgal ve tecavüz alanlarından cebri olarak geri çekilmesinin başlangıcıdır…”

Hikmet Köksal'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR