Kaydet
a- | +A
Kapan- Türkmenbaşı ile Putin''in yaptığı son anlaşmayla Türkmen doğalgazının ülkemize ucuz fiyatla gelişi hayal mi oldu? Kamuoyunda yankı bulan yorumlarda; Rusya''nın yeni dönem politikası sebebiyle hem Türkmen gazını getirecek boru hattı hem de Hazar petrollerini Türkiye''ye taşıyacak Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı''nın hayata geçişi artık mümkün değil? Buna katılıyor musunuz? Gökyiğit- Rusya kendi doğalgaz kaynaklarını arzu ettiği hızla geliştiremedi. Büyük yatırımları gerçekleştiremedi, birtakım ekonomik krizler geçirdi. Dünyayla gaz satışı bağlantıları var. Hem de en büyük geliri oradan. Avrupa''ya gaz satıyor, Türkiye''ye satıyor. Türkiye Hazar Denizi''nin hemen yanıbaşında, gaz ve petrol tüketimi için büyük pazar. Ve kendisi üretmiyor. Onun için Rusya''nın bu konuda Türkiye''ye ilgi göstermesi normaldir. Biz de Rusya ile ekonomik ilişkilerimizi büyütme gayreti içindeyiz. Rusya hemen yanıbaşımızda büyük bir ekonomi, geniş tabii kaynakları var. Türkiye doğalgazla ateşledi bu ekonomik ilişkileri. 400 milyon dolar seviyesindeki ticaret hacmi 10 milyar dolara yükseldi. Dolayısıyla her iki taraf için de bu ekonomik ilişkileri sıkıntıya sokmak bir tercih değildir. Onu büyütmeye devam etmek isteyeceklerdir. Kapan- Deniliyor ki Rusya, Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi, tekrar Ortaasya ve Kafkaslar''da kesin hakimiyetini tesis etmek istiyor. Bu da Türkiye''nin büyük menfaatlerini zedeleyecek nitelikte. Yani doğal gaz gelmezse, hem Türkiye gazı Rusya''dan pahalıya satın alacak, hem de büyük miktarda bu ülkeye bağımlı hale gelmekle stratejik yönden sıkıntıya girecek. Gökyiğit- Bir kere Türkmenistan bütün doğalgazını Rusya''ya satmak gibi bir angajmana giremez. Niye giremez? Çünkü o da doğalgazını alternatif yollarla dünya pazarına sokma gayreti içindedir. Bunun da en büyük alternatifi Türkiye''dir. Evet belki başka yollar da vardır.. En pratik yol Türkiye üzerinden pazarlanmasıdır. Ve Türkiye hemen yanıbaşındaki gazı talep ediyor. Onun için Türkmenistan bütün gazıyla Rusya''ya bağlanmaz. Rusya''nın da Türkmen gazını almak için gayret sarfedeceği bellidir. Tabii Sovyetler Birliği dağılmış, ama bu ülkelerle olan ekonomik bağları tamamen çözülmemiş ve daha uzun süre devam edeceği görülüyor. Onun için Rusya ekonomik sıkıntılarından çıkarken, eski cumhuriyetler ekonomik lişkilerine devam etmek durumundadır ve edecektir. Ben geçtiğimiz enerji konferansında şunu söyledim; nasıl ki Hazar Denizi Petrollerinin üretim konsorsiyumlarında Rusya''ya bir pay verildi ise, yüzde sekiz-on- oniki gibi, aynı şekilde çıkan bu ürünün pazara ulaşmasında, ki bunlar ticari boru hatlarıdır, gene aynı şekilde Rusya''ya sen de şu kadar petrolünü, gazını bu borulardan sevket denmelidir. Buna karşılık Rusya''nın da Ortaasya''da çıkan petrol ve gazın tamamının sadece kendi ülkesinden pazara sokulması politikasını revize etmesi lazımdır. Bu şekilde karşılıklı anlayışla hareket ederek çözüme varılabilir. Şu 22 bayraklı orkestra ile (duvardaki bir resmi gösteriyor) enerji konferansını açtık. Ve dedim ki, bakınız bu orkestra size bir şey söylüyor. Burada İsrailli ile Filistinli yanyana keman çalıyor. Azeri ile Ermeni, Türk ile Yunanlı, Rus ile Ukraynalı yanyana şarkı söylüyor. Diyorlar ki, bizim aramızda birçok meseleler var, hatta birtakım çatışmalar sözkonusu, ama bir araya geldik armoni içinde, ahenk içerisinde müzik yapıyoruz. Bizim bu anlayışımızı gelin bütün ilişkilerinize yayın. Öncelikle de enerjiye... Çünkü bu enerji projeleri gecikiyor, bundan kimseye hayır gelmiyor. Ne üretene (Türkmenist''a, Azerbaycan''a vs) hayrı dokunuyor, ne Türkiye''ye. Bazı konuşmalarımda Rusya''ya şunu da söylüyorum, fakir komşulardan sadece sıkıntı ithal edilebilir, problem ithal edilebilir. Ama varlıklı ülkelerden iyilik gelir, zenginlik gelir. Gelin bu komşularımızı zenginleştirelim. Bunların zenginleşmesi için de gelin bunların petrol ve gazına çok fazla müdahale etmeyelim. Bizim de Rusya ile ekonomik ilişkilerimizi bu anlayış içersinde götürmemiz lazım. Ve Rusya ile ekonomik ilişkilerimizi bozacak bir lükse de sahip değiliz. Kapan- Acaba Amerika ve diğer Batılı ülkelerin bu bölgelere çok fazla ilgi göstermesi mi Rusya''yı telaşlandırdı, bir zamanlar arka bahçesi olan yerleri kimseye kaptırmamak için böyle hamle üstüne hamle yapıyor? Gökyiğit- Tabii bu Rusya''yı telaşlandırmış olabilir ama Rusya''nın da anlaması lazım ki, Hazar Denizi''ndeki bu yeni petrol ve gaz bütünüyle eskisi gibi Rusya üzerinden pazara giderse veya İran üzerinden Körfez''e giderse, Körfez ve Rus kaynağına ilave edilecek üçüncü bir ülke yoktur. Gene eski kaynaklardır. Bu yalnız petrol üretmeyen Gürcisten ve Türkiye üzerinden dünya pazarına gidince o zaman yeni bir kaynaktır. Ee gelişmiş ülkeler de yeni bir kaynak üretmek istiyorlar. Rusya''nın da bunu anlaması lazım. İşte demin dediğim gibi, gelin siz de buna katılın, bu hatlardan siz de bir miktar gaz ve petrol gönderin, "mavi akım"la veriyorsun tamam ama, Gürcistan üzerinden de ver. Petrol de öyle.. Kapan- Petrolde onların işlerini kolaylaştıran avantajları da var. Bakü-Supsa ve Bakü-Novorossik hatları ile sevkiyat yapmaları, Bakü-Ceyhan arasında inşa edilecek hat sanki gereksizmiş gibi bir intiba veriyor! Bakü-Ceyhan''ın halen finans problemleri de var... Bakü-Ceyhan realize olacak Gökyiğit- Hayır, Bakü Ceyhan da epey yol aldı. Bakü-Ceyhan''ın son anlaşması da imzalandı son enerji konferansında. Bakü-Ceyhan er geç realize olacaktır. Kapan- Yani bu hattın istikbali ile ilgili endişeler yersiz diyorsunuz? Gökyiğit- Evet, bu proje akıl yoludur. Ve oraya yalnız Azerbaycan''ın değil, Kazakistan''ın da ham petrolü gelecektir. Ama Rusya da gelsin bağlansın oraya. Bakü-Supsa hattının hemen Azerbaycan''dan oraya bağlanması mesele değil. Bakü''den kuzeye, Dağıstan üzerinden Novorossisk''e giden hat var. O hattın bu hat ile bağlanması çok kolay. Bir miktar petrolü oradan Novorossisk''e götürsün, ama bir miktarını da buradan pazara versin. İki sebepten dolayı, bir buradaki havayı yumuşatır, istikrara yardım eder, ikincisi Karadeniz''e bu kadar petrol getirmenin yarın sıkıntı meydana getireceğini bilmeleri lazım. Kapan- Özellikle Türkiye''nin Boğazlar konusunda itirazları var... Gökyiğit- Boğazlardan zaten geçemez o kadar petrol. Ne kadar geçeceği bellidir. Boğazlar Karadeniz''in bütün diğer ticari faaliyetlerinin de geçiş yolu. Buradaki bir tıkanmanın orada meydana getireceği ekonomik krizin hesabı mümkün değil. Diyelim ki, boğazları bay-pass ettiler, o da çare değil. Çünkü Karadeniz''e getir ondan sonra iki terminalden bir üçüncü terminal Ege''de veya Adriyatik''ten dünyaya götür, bunun sıkıntısı ayrı da, Karadeniz kirleniyor. Bunu da ikaz ettim. Dedim ki, gönüllü kuruluşlar, (ki, bunların içinde Rusya dahil bütün ülkelerin mensupları var) bunlar organize oluyorlar. Buna müsaade etmeyecekler. Bunları küçümsemeyin. Giderek daha çok sesleri çıkacak bunların. Herşeyi Karadeniz''den götürmeyin, işte siz de Bakü-Ceyhan''la petrolü Akdeniz''deki yeni pazara götürün. Gaz için de aynı şey. Yani burada kavga yerine anlaşma, uyuşma ve paylaşmanın hakim olması lazım. Efendim Amerika buralara fazla müdahale ettiği için bunlar oluyor... Ama bu Türk cumhuriyetlerinin de istikrara kavuşması için en önemli şart, bunların dünya pazarlarına en emin yollardan ve müstakil olarak ve istedikleri fiyatla, empoze edilmiş fiyatla değil, ulaşabilmeleri için çeşitli alternatif hatlara ihtiyaçları var. Kafkasya İstikrar Paktı Bunları da anlamak lazım. Herkesin anlaması lazım. Burada bu işi, Sayın Demirel''in gündeme getirdiği Kafkasya İstikrar Paktı, çok önemlidir. AB''nin bir think-tank kuruluşu üzerinde önemli bir çalışma yaptı, Sayın Demirel''in de bu işin başında olmasını istiyorlar, diyorlar ki, Kuzey Kafkasya''da problem var ama, üç tane güney Kafkas ülkesi; Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan, üç tane bunların komşusu; Türkiye, İran ve Rusya etti altı, bir de Avrupa Birliği ve Amerika etti sekiz. Sekiz ülkeden müteşekkil bir pakt...Gelin buraya ticaret getirin, yatırım getirin ama sıkıntı getirmeyin diyor bu pakt. Kapan-Efendim pakt konusuna birazdan tekrar döneceğiz. Ama ondan önce irdelenmesi gereken bir husus var. Mavi Akım Türkiye''yi Rusya''ya bağımlı hale getiren ve alternatifsiz bırakan bir proje mi? Gökyiğit- Şimdi Mavi Akım projesi sebebiyle öyle büyük endişeye kapılmasına gerek yok Türkiye''nin. Neden yok? Türkiye''nin büyük miktarda gaza ihtiyacı var. Türkiye Rusya''dan gaz almaya devam edecek. Ve halen Balkanlar üzerinden gelen hattın kapasitesini artırmak için benim firmam (TEKFEN) dahil dört firma çalışmalara devam ediyor. Ama o yeterli değil. Türkiye''nin ihtiyacı çok süratli artıyor. Bunu kimseye anlatamadık. Ama Avrupalılar anladı. Amerika anladı Türkiye''nin bu enerji yatırımlarına ihtiyacı var, bunu yapmaya mecbur ve yapabilir. Çin ve Hindistan''dan sonra Türkiye enerji yatırmlarında üçüncü ülke durumuna geldi. Bunlar ezbere yapılmıyor. Türkiye bunu yaparken akıllı hareket ediyor. Türkiye''nin İran ve Irak''la anlaşması var, bekliyor. Kapan- Ambargonun kalkmasını bekliyor. Gökyiğit- LPG, sıvılaştırılmış gaz anlaşmaları var Cezayirle vs. Nijerya ile Katar ile Mısır ile konuşuyor. Kapan- Ama teknik olarak onun biraz sıkıntıları var. Gökyiğit- Sıkıntıları var ama İzmir''de kesin yapılacak. LPG''yi getirdiği yerde çok fazla uzaklara götürmeyecek. Orada potansiyel var. Trakya''da bir tane yapıldı, İzmir''de de yapılacak. Ama Türkiye, bu enerji kaynaklarını çok çeşitlendirme yolunda adım atmıştır. İşte dediğim anlaşmaları yapmış, Rusya ile de yapmış, Türkmenistan ile de yapmış. Bunların hepsini getirecektir. Yarın belki Suriye''den de gaz alacaktır. Efendim bu kadar gazı ne yapacaksınız. Hep bunu söylediler. Şimdiden iki saat kesintiye gidiyoruz. Bunun zararını kimse ölçtü mü? Hepsine ihtiyacımız var. Kapan- Konuyu tam olarak netleştirmek için tekrar sorayım; İran ve Türkmenistan ile yapılan anlaşmaların geleceğini nasıl görüyorsunuz? Çünkü birinin önünde Rusya, birinin de Amerika engeli var! Gaz, ilişkileri düzeltecek Gökyiğit- İranla yapılan kesin bir anlaşmadır. İki taraf da boru hatlarını yapıyor. Amerika hoş bakmıyor buna. Ama devam ediyor bu iş. Ve gaz bağlandığı gün İran''la Amerika''nın münasebetlerinin düzeleceğini tahmin ediyoruz. Onun için Türkiye bu işi geciktirmiyor. Biraz aksama var ama bu siyasi sebeplerden dolayı değil. Çünkü İran''da bir yumuşama var. Yeni iktidar dünya ile münasbetlerini geliştirmek istiyor. Onun için ABD''nin de İran''la münasebetlerinin daha iyi olacağını tahmin ediyorum. Hatta Irak ile olan anlaşmannı da zamanla devreye gireceğini biliyoruz. Üç seneden beri uğraşa uğraşa bir yere getirdik. Tekfen- Tepe ve TPAO''nun yaptığı anlaşma var, duruyor orada. Batı ülkeleri de anlaşmalarını yapıyorlar. Yalnız sanayi için değil, büyük şehirlerdeki hava kirlenmesinin çözümü için de Türkiye''nin bu kaynaklara ihtiyacı var. Türkmenbaşı rahatsız Kapan- Türkmenbaşı bu şekilde pazarlık gücünü mü artırıyor? Gökyiğit- Türkmenbaşı tabii bu projenin gecikmesinden dolayı rahatsız. Ama bunun gecikmesini sadece Türkiye''ye yüklüyor değil. Burada, petrol ve gaz şirketlerinin fizibilite yapması, karar alması, finans imkanlarının kolaylaştığının görülmesi hep zaman alıyor. Gecikti ama, Türkmenbaşı bütün bu gazını Rusya''ya bağlamaz. Ve fiyatını da herhangi bir rakamdan vermez. Tabii müşkül durumda. Başka satacağı yer de şu anda yok. Türkmenbaşı''nı kınamaya hakkımız yok. Bir yerde mecbur. Başta en büyük geliri bu. Müşterisi de şimdilik belli. Ama ona verirken de bir taraftan başka bir hatla Türkiye üzerinde dünya pazarına aktarma fikrinden vazgeçmiş değil, vazgeçmez. O bizi biraz kınıyor, haklı tarafları var, "niye bu kadar yavaş gittiniz" diye, ama bizim ona diyeceğimiz bir şey yok! O Türkiye''nin çok büyük bir dostu. Kapan- Kafkas Paktı''ndan bahsettiniz. Şimdi meseleyi enerji boyutundan çıkarıp genel bir ekonomik ve siyasi boyuta çıkarırsak, Türkiye''nin şu andaki konumu nedir? Gökyiğit- Akıl yolu diye bir şey var. Akıl yolu diyor ki, Türkiye ve Rusya''ya ekonomik ilişkilerinizi, sekteye uğratmayın, küçültmeyin, büyültün. Rusya''nın menfaati ne? Hemen yanıbaşında büyük bir pazar var, gaz pazarı. Ve bir takım sanayi mamulleri için de cazip bir pazar. Türkiye için de öyle. Bu sebeple beraber hareket etmemiz lazım. Bölgede Türkiye yalnız Rusya için değil, diğer ülkeler için de önemli bir ülke. Bölgenin istikrara ihtiyacı var. Türkiye de etrafında kavga istemiyor. İşte Balkan İstikrar Paktı mükemmel çalışıyor. Balkanlar da Türkiye için önemli bir pazar. Kafkasya da büyük önem taşıyor. Hem kendisi bir pazar hem de önemli bir geçiş yolu... Süleyman Beyin başlattığı Kafkas İstikrar Paktı da belirttiğimiz gibi hayata geçerse, yani bu bölgede kim hakimiyet kuracak yerine ortak projelerimize bu gözle bakıp hizmete sokulabilir. Zaten Türkiye orada ticari ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Ben gitmişim. Aral Gölü''nde belgesel yapmışım. Kimse benden istemedi. Ama demek istiyorum ki, sizin bütün sıkıntılarınızla ilgileniyoruz. Orada tam bir çevre felaketi var. Her tarafta zehir akıyor. İnsanları perişan etmiş. Dünyanın dördüncü büyük gölü, etrafında balıkçılık yapılan bir yer şimdi ne hale gelmiş. Biz Türkiye olarak oralarda hakimiyet filan kurmaya gitmiyoruz. Biz oraları bir ata yurdu olarak görüp, o insanlara çeşitli sıkıntılarında yardımcı olmak istiyoruz. Rusya''nın da bunu anlaması lazım. Yanlışlarımız var ama... Kapan- Türkiye''nin geçen zaman zarfında yanlışları oldu mu? Olduysa nerelerde yaptı? Gökyiğit- Yanlışlıklar elbet olur. O kadar büyük ve yepyeni bir pazara giriyoruz. Giden insanlarımız burada çaresiz kalmış oraya gidip bir iş peşinde koşturuyor. Ama kim ne derse desin Türkiye orada mesafe almıştır. O zaman soruyorum, niye yetmiş tane Amerikan firması önce Türk-Sovyet İş Konseyi, daha sonra Türk-BDT İş Konseyi Başkanı sıfatı ile bana gelip, sizinle birlikte o bölgelerde iş yapalım, yatırımlar gerçekleştirelim diyor? Çünkü bizim orada mesafe aldığımızı tespit ettiler. Arkadan Japonlar aynı şeyi istediler. Madem öyle niye bugün Ortaasya''daki en büyük projelerde gelişmiş ülkelerin firmaları yanlarına bir Türk firması almak istiyor. Niye ben rafineriyi Japonlarla birlikte yapıyorum Özbekistan''da? Ne ihtiyaçları var bizi yanlarına almaya? Çünkü biz oralara uyum sağlamayı öğrendik. Ve kaliteli iş yapıyoruz, zamanında yapıyoruz ve ihtilaf bırakmıyoruz. Bu arada bazı yanlışlıklarımız olmuştur. Ama genele baktığınızda Türkiye orada başarılı olmuştur. Bunda herkesin payı vardır. Yalnız işadamlarının değil, resmi sektörün de, medyanın da büyük emeği olmuştur. Onlarla dost olarak işimizi geliştirmek için gittik ve onlar da bizi anladılar.
ÖNE ÇIKANLAR