"11 EYLÜL"den 11 yıl sonra...

A -
A +

Bundan tam 21 yıl önce, ekonomik çöküntü sebebiyle; Doğu Bloku'nun iskeleti olan Sovyetler Birliği, kansız bir şekilde dağılırken, devrin ABD Başkanı Baba Bush, durumdan vazife çıkarıp rant devşirmeye çalışıyordu... Doğrusunu isterseniz, bir hayli başarılı oldu da! Baba Bush, Saddam Hüseyin'in, hangi akıl ve mantıkla işgal ettiği hâlâ tam olarak anlaşılamayan; Kuveyt'i özgürleştirmek (!) için, BM'nin şemsiyesi altında müdahale koalisyonunu toplarken, "YENİ DÜNYA DÜZENİ" klişesini de en üst perdeden dolaşıma sokuyordu... SSCB mevta olduğuna göre, ABD artık tek başına dünyaya nizamât verebilirdi. Söylemek istediği buydu. İran'la tutuştuğu sekiz yıllık savaştan iyice yorgun düşmüş Irak Ordusu, gereğinin çok çok ötesinde yapılan yığınakla, kısa zamanda bertaraf edildi. Zaten hurdaya çıkarılacak olan mühimmat da Kuveyt ve Irak çöllerine boca edildi. Ama bunun parası kat be kat S. Arabistan, Kuveyt ve diğer Körfez ülkelerinden tahsil edildi. Doğrusu çok kârlı bir iş olmuştu. Ama buna rağmen, Baba Bush ikinci kez başkanlığı kazanamadı. Koltuğu Clinton'a kaptırdı. "Yeni Dünya Düzeni" denilen durum, aslında düzenden ziyade bir kaos ortamıydı. Ve on yıl kadar sürdü... Herhalde dünya tek başına, Amerika'ya bırakılacak kadar küçük değildi! Clinton liderliğinde, esasen rahat bir dönem geçiren Amerikan halkı, biraz da yapılan hokus pokusla (Seçimler karakolda bitmişti...), yönetimi Demokrat Al Gore yerine, Oğul W. Bush'a verdi. İşte ne olduysa ondan sonra oldu. "11 EYLÜL SONRASI" denilen devir, onun devr-i iktidarında sökün etti!.. Üzerinden 11 yıl geçmiş olmasına rağmen, hâlâ daha, nasıl vuku bulduğuna dair, yüzlerce sorunun cevap beklediği, "BİN YILIN TERÖR OLAYI", dünyayı kan ve ateşe boğmaya devam ediyor. ABD gibi, istihbaratın en güçlü olduğu, CIA vb. servislerin haberi olmadan kuşun uçamayacağı varsayılan bir ülkede, toplam 40 dakika içinde dört ayrı uçak (Bazı rivayetlere göre yedi tane) nasıl olur da kaçırılabilir, kimse akıl erdirmiş değil. Ve yine nasıl olur da, o gün, Dünya Ticaret Merkezinde çalışan yüzlerce (belki binlerce) Yahudi, topluca izin yapıp işe gitmez... FBI'ın, CIA'nın ve ABD Mahkemelerinin bir türlü çözemediği(!) muamma... Eylemi gerçekleştirdiği belirtilen Arap kökenli şahısların, ABD'de pilotluk eğitimi almış olması vs. artık teferruat! Esas olan netice... 11 Eylül'ü bahane eden Amerika, Birleşmiş Milletler Teşkilatını ve Uluslararası Hukuku devre dışı bırakarak, "AMERİKAN YÜZYILI" projesini hayata geçirmek için harekete geçti. İngiltere ile zaten var olan daimi koalisyona, başka figüran ülkeleri de katarak, önce Afganistan'a, ardından Irak'a işgal harekâtını başlattı. 1979'dan beri, savaş içinde olan Afganistan'ın, düzenli harp yapacak hâli zaten yoktu. Irak ise, on yıldır devam eden ambargolarla tamamen mahvolmuş durumda idi. Buna rağmen, Amerikan Yönetimi, daha sonra bizzat W. Bush ve Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın itiraf edeceği resmî bir yalanla, Saddam Hüseyin'in korkunç kitle imha silahlarını bahane ederek, bu ülkeyi âdeta elini kolunu sallaya sallaya işgal etti... Amma, kolay işgalin arkası çok çetin oldu. Hem Afganistan'da, hem Irak'ta... Yerimiz kalmadı. Devamı yarına!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.