2013 Bütçesi ve sucuk partisi...

A -
A +

Bütçe tartışmaları önemli siyasi karşılaşmalardır... Bütçe Plan Komisyonu ve Meclis Genel Kurulu'ndaki müzakerelerde, daha ziyade ekonomi alanında birikimi olan vekiller sahne alır. Tabir yerinde ise, dersine iyi çalışanlar göz doldurur... Ama Bütçe'nin Genel Kurula takdimi ve müzakereler sonrası nihai konuşmalarda, parti liderleri bizzat kürsüye çıkar ve sadece ekonomide değil, iç ve dış politika alanında da toplu bir "cedel" yaşanır. Yakın geçmişimizde, bütçe görüşmelerinde yapılan bazı konuşmaların yankıları uzun zaman devam etmiştir. Siyasi liderlerin hitabet gücü, polemik yapma kabiliyeti, hazırcevaplığı ve vaziyete hakim olmadaki ustalığı, böyle zamanlarda çok puan kazandırır. Ellili altmışlı yıllarda, Meclis çatısı altında çok sayıda güçlü hatip bulunduğunu biliyoruz. Muhalif cephede, her zaman Osman Bölükbaşı, müthiş üslubu ve eşsiz nüktedanlığıyla hafızalarda yer almıştır. Yetmişli yıllarda, Bülent Ecevit'in ateşli konuşmalarına karşılık, Süleyman Demirel'in bilgiye ve özellikle rakamlara dayalı cevapları çok dikkat çekiyordu. CHP'ye göre, Adalet Partisinin icraatta daha başarılı olması, yani Demirel'in karnesinin Ecevit'e göre daha iyi olması, zaten işi kolaylaştırıyordu. Bir de onun kendine has şivesi ve üslubu, kitleleri fazlasıyla heyecanlandırabiliyordu... Seksenli yılların ilk yarısında Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş yasaklı idi. Turgut Özal politikaya yepyeni bir tarz ve üslup getirmişti. Geçmişteki kavgacı ve gerilimli siyaset dili, yerini nisbeten daha sakin bir üsluba bırakmıştı. Yasakların kalkmasından sonra, Meclis'te yeniden eski günlere benzer bir hava hâkim olmuştu. Hiç unutmuyorum, bir bütçe konuşmasında Merhum Özal, arşivlerden Demirel'in eski beyanlarını çıkartıp belge olarak kürsüden sallayınca, Genel Kurul salonu müthiş dalgalanmıştı... Son on yılda da Tayip Erdoğan'ın bariz farkını izliyoruz. Deniz Baykal çok birikimli ve hitabette de usta bir liderdi. Ancak siyasi karnesi o derece başarılı olmadığından, hep ikinci planda kaldı. Buna karşılık Erdoğan'ın siyasi başarıları ve parlak icraatı, onun kişisel performansını da arttırdıkça arttırdı... Önceki gün Meclis kürsüsünde, âdeta tek kale maç yaptı! Başbakanın söylediklerinin hemen tamamı, daha önce dinlediğimiz ve bildiğimiz şeylerdi. Ama Erdoğan ve AK Parti, on yıllık iktidar döneminde o kadar büyük başarılara imza attı ki, bunun sunumunun tekrarı dahi yeterince çarpıcı olabiliyor... Buna karşılık muhalefet cephesi, ne eleştirilerde göz doldurabildi, ne de iktidara alternatif olabilecek yeni bir vizyon ortaya koyabildi!.. Açıkçası demokrasinin muhalefet kanadı kırık göründü. Böyle olunca, Erdoğan da kürsüde alabildiğine rahattı. Âdeta karnesi baştan aşağı pekiyi ile dolu bir öğrenci havasındaydı. Meclis'teki en dikkat çekici polemik ise, Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin 3500 aileye dağıtığı 3.5 ton (yazıyla üç buçuk ton) sucuktu. Çünkü parası, tazminat olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun cebinden çıkmıştı... Erdoğan için, bundan daha keyifli sunum olabilir miydi! Gelen haberlere göre, Özhaseki'nin sucuk partileri devam edecek. Çünkü yeni davalar kazanmış... Kayserililer işini bilir. Hele konu sucuksa!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.