25 general ve amiral içeri alınsaydı...

A -
A +

Yetmiş sekizi muvazzaf, yirmi beşi general ve amiral olan; doksan beş asker hakkındaki gözaltı kararının; Başsavcılık tarafından durdurulması olayının ayrıntıları, yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor... İst. Başsavcısı Aykut Engin, Star'dan Şamil Tayyar'a yaptığı açıklamada, "Böyle bir yakalama ve gözaltı kararının yol açacağı sonuçların iyi değerlendirilmesi gerekir..." demiş. Başka söze hacet yok! İşin püf noktası burası. Sayın Başsavcı, pazartesi günü akşam saatlerinde kendisine gelen esrarengiz telefonu inkâr etse de, netice itibariyle anlaşılmayacak bir durum yok. Ayrıntıları şimdilik bilmesek de fark etmez. Asıl mesele şu: Bu olaya hangi açıdan bakmamız lazım? Vesayet anlayışı ve kültürünün etkisinde, devlet kavramına yüklenen yanlış anlam ve evhamlardan yola çıkarak, en az elli senedir çok yanlış işler yapılıyor. Bu yüzden de sıkıntılarımız bitmiyor. Suça karıştıkları gerekçesiyle, 25 general ve amirali, yaptıkları görev ve bulundukları konum sebebiyle; kanun dairesinde sorgulamakta gösterilen tereddüdün, hukuk devleti açısından ne ifade ettiğini acaba yeterince değerlendiriyor muyuz? Şimdi biraz gerilere gidelim: 1960'ta ordu içinde teşekkül eden bir cunta, silah zoru ile anayasal rejimi ilga etti ve başta cumhurbaşkanı, başbakan dahil hükümet üyeleri; genelkurmay başkanı ve yüzlerce milletvekilini hapse attı, başbakanı ve iki bakanı da idam ettirdi. Devrin genelkurmay başkanı da hapiste öldü... Bu arada 235'i (Yazıyla iki yüz otuz beş) general ve amiral olmak üzere, tam yedi bin iki yüz rütbeli asker tasfiye edildi. 1980'de de bu defa ordu, "emir-komuta zinciri içinde" ve yine silah zoru ile anayasal rejimi ilga edip; başbakanı, bakanları, her biri başbakanlık, bakanlık yapmış parti liderlerini ve yine pek çok milletvekilini ya gözetim altına aldı yahut da hapse attı... Hâlihazırda soruşturulmakta olan Balyoz Harekât Planı, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven vs. darbe planları, şayet hayata geçirilebilmiş olsaydı, aynı şekilde tevkifler, tasfiyeler, hapisler ve hatta tenkiller olmayacak mıydı? Yapılacak görevlendirme ve tasfiye listesinde Sayın Başsavcı da dahil, pek çok yargıç ve savcının da ismi yok mu? Merak ediyorum, Sayın Aykut Engin bu listeleri nasıl değerlendiriyor? Dünkü yazımızda, Başsavcı Engin'in Emniyet Müdürlüğü ve Merkez Komutanlığına gönderdiği prosedüre açıkça aykırı yazısına işaret etmiştik. Demek ki o yazı, önceki gün yapılan işlemin habercisi imiş. Savcının gerekçesi ne olursa olsun, hukuk devletinde suç şüphesiyle kişilerin soruşturulması; onların görev, sıfat ve yetkilerine göre ayarlanmaz. Zira AY 10. madde, hiçbir kişi veya zümreye bu konuda imtiyaz tanınamayacağını amirdir. Sayın başsavcı ve diğer ilgililer, herhalde bu hükmü unutmuş olamaz değil mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.