Âkil İnsanlar ve Provokatörler...

A -
A +
Âkil İnsanların halkla temas toplantıları devam ediyor. Şu ana kadar, basına yansıyan haberlere ve özellikle heyetlerde yer alan kimi üyelerin açıkladığı intibalarına göre, toplumda barış iklimi hâkim ve çözüme dönük büyük bir beklenti var...
Heyetlere görüşlerini izhar eden vatandaşlar da, terörün bir an evvel son bulması; akan kanın durması için, herkesin daha fazla gayret göstermesini istiyor. Şüphesiz halkın bu olumlu yaklaşımı, çözüm sürecinin önünü açıyor. Genel olarak tansiyonun düşmesi, psikolojik ortamı oldukça etkilemiş olmalı ki, geçmişte büyük reaksiyonlara sebebiyet veren durumlar, şimdilerde sükûnetle karşılanabiliyor. Çünkü gerilimin azalması, vatandaşın bireysel tepkilerini de törpülüyor. İnsanlar olaylara daha sakin ve sağduyulu biçimde yaklaşabiliyor... Nitekim geçmişte büyük tepki toplayan konuşma ve görüntülerin medyada yer alması, eskisi gibi infial uyandırmıyor. Bu hal, insanlarımızın bütün ideolojik ve siyasi fikirlerinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor şüphesiz. Lakin mesele, öfke ve çatışma ortamı yerine, karşılıklı anlayış ve diyaloğun hüküm sürmesidir. 
Bu atmosferi muhafaza etmek gerekiyor. Başta üniversiteler olmak üzere, ötede beride tezgâhlanmak istenen provokasyonların hedefine ulaşmasına kesinlikle fırsat verilmemeli. Şimdiye kadar, halktan yüzde bir dahi oy alamayan İşçi Partisi, nedense bu sıralarda aşırı faal. Silivri'de, CHP'li vekilleri de peşine takıp Mahkemeyi basmaya yeltenen aynı partinin adamları, Konya'da toplantı yapan heyet üyelerine, niçin burada Atatürk posteri ve Türk bayrağı yok diye epeyce azar çekmişler. Silivri'de olduğu gibi, toplantıyı sabote etmeye çalışan İP mensuplarının kışkırtıcı hareketleri, neyse ki Konya halkının sağduyusu sayesinde etkili olamamış. Öyle görünüyor ki, böyle teşebbüsler giderek artış gösterecek. Şu halde bu türden sabotajlara karşı, her zamankinden daha çok dikkat gerekiyor.
Diğer taraftan Kandil'deki PKK elebaşlarından, her gün farklı ve giderek süreci daha keskin biçimde hedef alan açıklamalar gelmeye başladı. Duran Kalkan'ın söyledikleri, Öcalan'ın mesajlarıyla taban tabana zıt... Tabii ki bölücü örgüt içinde farklı görüş ve fraksiyonların varlığı sır değil. Duran Kalkan gibilerin, tek başına örgütü yönlendirmesi de mümkün değil. Ne var ki, bu kritik dönemde Kandil'den çıkacak her çatlak ses, sürecin işleyişini zorlaştırabilir. Kaldı ki, terörün bitmesini istemeyen iç ve dış odakların, daha ziyade böyle taktiklerle sonuç almaya çalışacağı meydanda. Burada medyadaki bir kısım kalemlerin çanak tutma durumu da söz konusu. Tabiatıyla bütün bunlar hiç şaşırtıcı değil. Yapılması gereken, kamuoyunu her türlü gelişmeye karşı zamanında bilgilendirmek ve zihin bulandırarak bazı sonuçlar almaya çalışanlara, zemin bırakmamak. Zira ilgili ilgisiz her fırsatı kullanarak, süreci akamete uğratmak isteyenler hiçbir şeyi kaçırmıyor. Bakar mısınız, bazı devlet dairelerinin kapısında T.C. kısaltması yer almıyor diye, ortalığı ayağa kaldırmak istediler. Çok önceden yapılmış bir uygulamayı dahi, neredeyse süreç çerçevesinde verilmiş bir taviz gibi gösterdiler. Demek ki, provokatörler pireyi deve yapmaya devam edecek. Aman ha dikkat!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.