Bir tarafta hayırseverler diğer yanda vurguncular!..

Sesli Dinle
A -
A +

İnsaf ve vicdan kavramlarının önüne banknot demetleriyle duvar örenler, esasen Suriyeli mültecilerin memleketimize dalga dalga geldiği günlerde fırsatçılık tezgâhını kurdular… Gelen insanlar çaresizdi!..

 

Ülkelerinden canlarını kurtarmak için kaçmışlardı. Kaçarken de varlıklarını geride bırakmışlardı. Bu şartlarda barınmak ve beslenmek onlar için en hayati mesele idi. Gelenlerin içinde, maddi bakımdan hayatını nispeten rahat sürdürebilecek insanların sayısı azdı.

 

Büyük kalabalık zaruret içinde ve normal olmayan şartlarda, bir yerlere sığınmak mecburiyetinde idi. O yüzden akraba aileler üçer-beşer şekilde tek eve sığınmaya çalıştı.

 

İşte bu noktada vicdanlarını tatile çıkaran bazı ev sahipleri, o zamana kadar görülmemiş fahiş fiyatlarla evlerini bu çaresiz insanlara kiraladı.

 

Gerekçe nüfuslarının kalabalık olmasıydı. Açgözlü ev sahipleri için bir dairede kaç kişinin oturduğu ikinci meseleydi. Onlar için varsa yoksa alacakları kira miktarıydı. Böylece roket hızıyla yükselen kira fiyatları yalnızca Suriyeli sığınmacıları zora sokmadı. Kendi vatandaşlarımız da, bu anafor içinde normal fiyatlarla kiralık ev bulamaz hâle geldi… On küsur seneden beri devam eden bu tuhaf durum, şimdi büyük deprem felaketiyle birlikte, çok daha korkunç boyutlara varmış bulunuyor. On ilimizi vuran deprem sebebiyle, yüz binlerce insan afet bölgesinden göç etmek zorunda kaldı. Ama bu insanlar şimdi gittikleri yerlerde, bu defa ev sahiplerinin dehşete düşüren kira zulmüyle yüz yüze!..

 

Toplumdan yükselen tepkilere, resmî makamlardan sürekli gelen ikazlara rağmen, vicdansızlık hız kesmiyor. Öyle uçuk rakamlar telaffuz ediliyor ki, insanın dili tutuluyor. Orta yerde hepimiz için ibret tablosu olan, felaketin dumanı tüterken, bazıları hiç oralı değil.

 

Hâlbuki, depremden evvel bin lira olan kira bedelini, kiracının bütün yalvarmalarına rağmen, dört bin liraya çıkaran ev sahibinin ibretlik hikâyesi, milyonlarca kişi tarafından dinlendi. Hem de okundu değil mi? Pişmanlık bir noktadan sonra fayda vermiyor! Birkaç gün sonra yıkılan binanın enkazı önünde, o mağdur ettiği kiracısıyla birlikte soba ateşiyle ısınmaya çalışırken, insanın başına nelerin elebileceğini ikrar ediyor mal sahibi! Lakin Kahramanmaraş harap olduktan sonra!.. Depremde yıkılan on binlerce binanın sahiplerinden kaç tanesi hayatını kaybetti? Mal-mülk, para, altın serveti yaşanan acıları dindirebilir mi? Bütün bu manzaraları seyreden gafiller ise hâlâ fırsatçılık peşinde…

 

Afetzede insanların muhtaç durumunu resmen sömürüyorlar. Yıkık-dökük viraneleri bile lüks mesken fiyatına kiraya vermeye kalkışıyorlar. Böyle vicdansızların hak ettiği cezayı görmesi, sosyal düzen adına zaruri bir meseledir. Afetzedeleri sömürme alçaklığını ika eden vurguncular, her türlü fırsatçılar mutlaka hesap vermelidir. Sadece kira meselesi değil tabii. Her alanda kim istismarda bulunuyorsa, yargı yakasına yapışmalıdır.

 

Gıda ve giyim fiyatlarındaki astronomik artışlar, Covid salgını sırasında başlamıştı. Salgın hastalık ahlaksız vurguncular için fırsat olmuştu maalesef… Üç sene önce başlayan stokçuluk ve fiyat sahtekârlığı apayrı bir salgın hastalık olarak, bütün memleketimizi sardı. O gün bugündür, fiyat etiketlerini takip etmek imkânsız hâle geldi. Vurgunculuk, istifçilik ve ihtikârın kılıfı olarak girdi maliyetleri ortaya sürüldü. Artmayan maliyetler de artmış gibi gösterildi. Sahtekârlık o kadar aldı başını gitti, o derece zıvanadan çıktı ki, indirim yapıyoruz diye önce fiyat etiketleri zamlandı sonra o zamlı etiketlerden güya indirim yapıldı! Etiketleri devamlı şekilde yukarıya tırmandıranlar ne yazık ki daha çok oldu. Bilmem kaç bin kalem malın fiyatını donduruyoruz diyen, bazı zincir marketlerin hiç ama hiç söyledikleri gibi hareket etmediği ortaya çıktı… Evet, son on-on iki yılda memleketimizde yaşananların çok kısa bir özeti böyle. Bunlar hakikaten insanın içini karartıyor. Bir tarafta insanlıktan hiç nasibini almamış olan yaratıkların aşağılık hareketleri… Diğer yanda canla başla, bir hayat kurtarmak için enkazı tırnaklarıyla kazan fedakâr insanlar… Beri tarafta, afetzedelerin yaralarını sarmak adına, imkânlarının katbekat üzerinde yardımda bulunan hayırsever insanlar. Evlerini bedelsiz olarak afetzedelere açan güzel insanlar... Şükürler olsun ki, hayırsever ve iyi niyetli insanlarımızın sayısı kahir ekseriyette. Kötülerin sayısı çok az hamdolsun! Unutmayalım, dünyamız iyi insanların fedakârlığıyla ayakta duruyor. Cenab-ı Hak vurgunculara, bozgunculara fırsat vermesin…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.