Bırakalım Fransa “FRANSIZ” kalsın!..

Sesli Dinle
A -
A +

Olaylara “Fransız kalmanın” ne demek olduğunu izah etmeyelim!.. Paris’i yakıp yıkan PKK’lı teröristlere karşı, Fransa Devleti’nin gösterdiği reaksiyon ve medyanın saçma sapan manşetleri her şeyi anlatıyor zaten.

 

 

 

Macron ve hükûmeti, bir kere daha âcizliğini ve ikiyüzlülüğünü ortaya koydu… Geçtiğimiz cuma gününden beri Fransa’da cereyan eden olaylar, bu ülkenin PKK terör örgütü ve yandaşlarına verdiği desteklerin kendisine nasıl bumerang misali döndüğünü çok net biçimde gösterdi. Olup bitenler karşısında devlet otoritesini sağlamada aciz kaldığı gibi, Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron ve bakanları, hadisenin gerçek mahiyetini dahi doğru dürüst halkına ve dünyaya anlatamadı. Bu kadar âcizlik, ürkeklik, korkaklık ve beceriksizlik doğrusu az bulunur. Ruh hastası ve yaşı epey ilerlemiş ırkçı bir Fransız terörist, tamamen yabancı ve göçmen düşmanı bir düşünce ve saikle, silahlı saldırıda bulunarak bir katliam gerçekleştirdi. Katliama hedef olan adres dikkat çekici. Ahmet Kaya Kültür Merkezi… Ancak saldırgan ifadesinde burayı özellikle seçmediğini, eylemden önce Paris’in kuzey bölgelerinde başka bir yerde saldırı yapmak istediğini, yeterince kalabalık bulamadığı için vazgeçtiğini bütün ayrıntılarıyla anlatıyor. Fransa resmî makamları bu gerçeklere rağmen, PKK terör örgütünün etrafı yakıp yıkması karşısında, eveleyip geveliyor. Teröristlere dokunamadığı gibi tek laf da etmiyor. Bunca hadise karşısında nezarete aldığı kişi sayısı bir düzineyi bulmuyor! Peki, bu Fransa’nın bu kadar zilleti yaşamasının sebebi nedir?

 

Cevabı çok açık… On yıllardır koynunda beslediği yılan, bugün dönüp kendisini sokuyor. Velakin Fransa hâlâ işin tam farkında değil. Çünkü terör örgütüyle öteden beri o kadar fazla angaje oldu ki, artık bataklığın içinde debelenip duruyor. Bugünkü neticenin kökü çok derinlerde. Ta Mitterrand dönemine (1981) hatta daha da öncesine uzanan hikâye. Hani “KÜRTLERİN ANASI” diye takdim edilen First Lady Danielle Mitterrand vardı ya… İşte o kadın her yerde ve her fırsatta, Kürt halkının haklarını savunuyordu güya. Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan’la çok özel bir dostlukları vardı… Fransa devlet ve hükûmet adamları, Kürt halkının haklarını savunma bahanesiyle hep Türkiye Cumhuriyeti’ne aleyhtarlık yapmaktan geri durmadı. Bunun için bölücü terör örgütü militanlarına ve yandaşlarına sınırsız destek verdiler. Fransızların dünyaca meşhur Çimento Firması Lafarge, Suriye’de PKK/PYD terör örgütüne resmen yardım ve yataklık yaptığını itiraf etti ve bundan dolayı yargılanıyor. PKK terör örgütü, Fransa’nın verdiği sınırsız desteği tepe tepe kullandı. Ülkede ikamet eden Kürtleri haraca bağlamak, insan kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı ve bilumum kanunsuzlukları icra etmekte, önüne hiçbir engel çıkmadı. Aslında bu sadece Fransa’da böyle değil. Almanya, İngiltere, Belçika, Hollanda, İsveç, Danimarka vs. bütün Avrupa ülkelerinde böyle. 2001 yılından beri, güya Avrupa Konseyi, PKK’yı terör örgütleri listesinde bulunduruyor. Gelgelelim yukarıda saydığımız ülkelerin teröristlere karşı muamelesi hiç değişmedi. Avrupa Birliği, Türkiye’nin kırk küsur yıldır mücadele ettiği, bölücü terör örgütü konusunda tam bir ikiyüzlülük ve sahtekârlık içinde…

 

Bakınız Fransa PKK terörü ile yeni yüz yüze geliyor. Ama daha önce Almanya da benzeri olayları yaşadı. Ki, Almanya PKK’yı 1993 yılı Eylül’ünde terör listesine almıştı. Peki, sonuç ne oldu? Hiç! Teröristlerin en fazla faal olduğu ülkelerin başında Almanya geliyor. Almanya teröristlerin üzerine gitmediği gibi, Fransa da gidemeyecek. Teröristlere bu kadar destek verdiği, müsamaha gösterdiği hâlde bu olaylar cereyan ediyor. Bir de tersini düşünün bakalım. Fransa’nın başına neler gelir? Ama bugüne kadar Türkiye sayısız kere Avrupa ülkelerini ikaz etti. Bu yılanı besliyorsunuz, bir gün dönüp sizi sokacak denildi. Ve şimdi de öyle oluyor. Bu arada Fransız medyasının tutumu tam bir rezalet!.. Olabildiği kadar Fransa’daki terör olaylarını gizlemeye çalışıyorlar… Günlerdir yangın yerine dönen Paris sokaklarından ekranlara yansıyan bir görüntü yok. Sanki Paris’te ortalık süt liman. Yasak savma kabilinden bir şey yazmak istedikleri zaman da, terör örgütü üzerinden ahlaksızca Türkiye’yi suçluyorlar. Bu kadar kepaze bir tavır içindeler. İşte bunlar Batı’nın özgür medyasından örnekler…

 

Şu rezalete bakar mısınız? Daha önce Emmanuel Macron, PKK’nın Suriye versiyonunu Elysee Sarayında ağırlamıştı. Şimdi de bakanları aynı şeyi yapıyor. Fransa’daki sözde Kürt Demokratik Konseyi Sözcüsü Berivan Fırat; “Bunu yapan kişi kim olursa olsun, saldırının arkasında kesinlikle faşist, aşırı sağcı Türk devleti ve Erdoğan vardır…” diye aşağılık açıklamalar yapıyor. Ve Fransa Adalet Bakanı bu azgın militanı makamında ağırlayarak, moral veriyor. Bunca rezalet karşısında ne demeli: BIRAKALIM FRANSA OLAYLAR KARŞISINDA HEP FRANSIZ KALSIN. Sonunda istediğini bulur!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.