Bu üslupla anayasa işi zor!..

A -
A +
Millet Meclisi tatile girdi, ancak yeni anayasa çalışmaları kesata uğramasın diye, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun çalışmaya devam etmesine karar verildi. Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in, parti liderleri ile yaptığı son görüşmelerde, anayasa sürecine ivme kazandırmak, yaşanan tıkanıklıkları aşmak için çeşitli görüşler teati edildi. Bu meyanda Başbakan Erdoğan, "Uzlaşma komisyonunun üzerinde mutabakata vardığı 48 maddeyi hızla kanunlaştıralım", çağrısında bulundu. Fakat ne olduysa oldu ve AK Parti ile MHP arasında, belki de şimdiye dek eşi görülmemiş bir gerilim patladı. Bunun fitilini de Devlet Bahçeli ateşledi... Erdoğan'ın yaptığı teklifi önce destekler görünen MHP'de, birdenbire ters bir hava esti. Bahçeli, Mehmet Şandır'ın açıklamaları ile taban tabana zıt bir tavır koyarken, ortaya çıkan siyasi çelişki yanında, kullandığı üslup ile de muhtemel bir iş birliğini büsbütün çıkmaza soktu... 
Bahçeli'nin, iktidar partisi ve özellikle Başbakanın şahsına yönelik hakaretamiz ifadelerine, AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik daha ağır ifadelerle karşılık verdi. Ondan sonra da zemberek koptu zaten! MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Hüseyin Çelik'e; herhalde bugüne kadar duymadığımız kaba, çirkin ifadelerle dolu, baştan aşağı sövgüden ibaret bir cevap verdi. Normal şartlarda, ağza biber sürülmeyi gerektiren o konuşmayı, maalesef milletvekili ve muhalefet partisinin genel başkan yardımcısı sıfatını taşıyan bir kişi yapabildi! Şu seviyeye bakar mısınız? Hakaret sözcüklerinin kullanımında güya edebi sanat yapılıyor!.. Semih Yalçın, Çelik'e "...buram buram pislik kokan ağzıyla bize saldıran..." şeklinde hücumda bulunuyor. Buna karşılık AK Partili Mustafa Elitaş da şöyle bir mukabelede bulunuyor: "Bahçeli bunların ağzına filtre taksın, o yetmez arıtma tesisi kurdursun. İstanbul'un ihtiyacı olan arıtma tesisi büyüklüğünde bir arıtma tesisi kurdursun..."
Şimdi burada iki dakika durup, düşünelim: Bir ülkenin siyasetinin, hem de üst tabakalarında böyle bir üslup, böyle bir seviye olabilir mi? Görünüşe bakılırsa, bu üslubun sahipleri de rahatsız! Önce hakaret etmenin ve çirkin üslup kullanmanın ne kadar ayıp olduğunu ifade ediyorlar, ama nokta koymadan aynı cümlenin devamında, örneklerini verdiğimiz konuşmaları yapıyorlar... Açık söyleyelim, böyle bir üslup ile ne siyasi diyalog olabilir, ne de anayasa gibi çok çok önemli meselelere çözüm bulunabilir. Burada kim başlattı, kim sürdürdü, kim daha ağır ve çirkin ifadeler kullandı gibi bir irdeleme yapacak değiliz. Ancak tablo ortada!
Meclis Başkanı Cemil Çiçek dün, daha önce oturum zabıtlarında yapılan tarama ile bu türden yakışıksız ve çirkin ifadelerin toplandığı; 110 sayfalık metni parti liderlerine gönderdiklerini ve tedbir alınmasını istediklerini, ancak olumlu bir gelişme olmadığını açıkladı. Çiçek, "asla tasvip edilemeyecek ve sorumluluktan uzak bu çeşit beyanların" devam etmesinden duyduğu rahatsızlığı; "Kamu düzeni ile ilgili kuralları biz koyarız. Koyduğumuz kurallara önce milletvekilleri olarak biz uymalıyız..." sözleriyle duyurmaya çalıştı. Durum vahim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.