Çatı matı çökmez kardeşim!..

A -
A +

Vesayet rejimini sürdürmek için tam elli seneden beri, bazen Silahlı Kuvvetler, bazen de yargı koçbaşı olarak kullanılıyor... Koçbaşı nöbeti yargıda bazen Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay; kimi zaman da yargı mercii olmadığı, bir idari koordinasyon kurulu olduğu halde; görev alanının dışına taşarak, yargısal denetim vs. yapmaya kalkan HSYK tarafından üstleniliyor. Son günlerde belli ki nöbeti HSYK devralmış... Erzincan'da oluşmuş illegal bir yapılanma hakkındaki soruşturmaya, tamamen hukuka aykırı ve yetkisiz olarak müdahale eden HSYK; şimdi de anayasa değişikliğini rejim için tehlike olarak sunmaya çalışıyor. Kurulun başkanvekili Kadir Özbek, öyle ileri gidiyor ki, "Devletin çatısı çöker..." diyor. Eh, vesayetçi cenahtan, zaten hep bu şekilde tehditler gelir!.. Hatta onlara göre 1950 yılından beri, yapılagelen seçimlerin sonucu da birer "KARŞI DEVRİM"dir. Çünkü onlara göre, CHP'nin iktidar olmadığı her ortam ve her netice, rejim için tehlike demektir. Ama ne yapalım ki, bu millet altmış seneden beri CHP'ye iktidar yetkisi vermiyor. Ve bu kafada devam ettiği sürece de asla vermeyecek. Şimdi dönelim şu çatı meselesine... Değişiklik paketinde eksik görülecek veya eleştirilecek hususlar elbette var ve olabilir. Ama bu değişiklik, her şeye rağmen evrensel standartlara ve Avrupa Birliği'nin demokrasi kriterlerine daha uygun olduğuna göre, devletin çatısı neden çöksün? Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Osman Can'ın da dediği gibi, bu demokratikleştirme çalışmaları olsa olsa antidemokratik yapılanmaların çatısını çökertir... HSYK Başkanvekili Özbek ve onun gibi düşünenler, yargı sistemindeki kastlaşmanın devamını sağlamak için son bir gayretle hamle üstüne hamle yapıyor... Erzurum'daki özel yetkili savcıların görevini yasalara aykırı biçimde kaldıran HSYK, bu defa derin devletin militanlığını yapmakla şöhret bulmuş gazetecinin yazdığı senaryolara göre, adli sistemde "sürpriz atamalar" yapmak için harekete geçmiş. Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın bu oyunu bozması sebebiyle de, kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Adalet Bakanlığı'nın hadiseye dair açıklaması, hangi kumpasların kurulmaya çalışıldığını net olarak izah ediyor. Merak ediyorum gerçekten, HSYK'nın böylesine sınır tanımaz eylemleri nereye kadar sürecek? Kurul, yasa-yönetmelik filan dinlemeden, her istediğini yapmaya muktedir midir? Açıkçası anayasa ve kanunlar karşısında sorumluluğu yok mudur?!. Yani bunlar la yüs'el midir? Netice: Yasama ve Yürütme yetkilerini kullanınca, siyasi muhalefet ve yüksek yargı organlarının bunu "TEHLİKE" biçiminde sunması gerçekten çok ayıp bir şey... Ama çabaları nafile, zira toplum inanmıyor! Yani, çatı matı çökmez kardeşim. Herkes işine baksın...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.